![]() |
Bıyıkaydın, Balışeyh
Bıyıkaydın, Türkiye Kırıkkale Bilgiler Nüfus 226 (2000) Koordinatlar Posta Kodu 71520 Alan Kodu 0318 Yönetim Coğrafi Bölge İç Anadolu Bölgesi İl Kırıkkale İlçe Balışeyh Web Sitesi Bıyıkaydın, Kırıkkale ilinin Balışeyh ilçesine bağlı bir köydür. TÜRKLERDEN ÖNCE Dosya:Http://bademler.net/images/koy1.jpg Yöremizin çok eski bir tarihi bulunmaktadır. Kırıkkale il sınırları içerisinde bulunan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı ile bazı araştırma ve incelemelerin Milattan önceki yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanması bölgemizin ne kadar eski bir yerleşim olduğuna somut kanıtlar sunmaktadır. Dosya:Http://bademler.net/images/desti.jpg Bölgemiz K*****itik Çağı, Eski Tunç Çağı, Orta Tunç çağlarını gecirmiş, Asurlar, Hititler, Frigler, Romalılar, Galatlar, Bizanslılar yaşamış, bölgemizdeki irili ufaklı 22 adet höyüktende anlıyoruz Yine Ankara Medeniyetler Müzesinde sergilenen, Sulakyurt İlçesinde bulunan tarihi sikke ve paralar çıkan çanak çömlek ve bulguların bölgemizin ne kadar eski uygarlıklara ev sahipliği yaptığının ispatıdır. Her dönemi ayrı ayrı incelenmeyi hak etmektedir. TÜRKLERDEN SONRA Yüzlerce sene süren Moğol istilası (MS 8.yy-MS.16.yy) Oğuz boylarının Anadolu'ya zorunlu göçünü doğurmuştur. Türk aşiret ve boyları, Anadolu topraklarını yurt yapmaya çalışmışlardır. Bu aşiret boyları Anadolu'da çeşitli bölgelere yerleşmişlerdir. Oğuz Boyları Üçoklar ve Bozoklar olarak iki ana guruba ayrılıyorlar. Aşağıdaki şema daha ayrıntılı bilgi sunmaktadır. Bu tabloda bahsedilen ayrışmalar toplulukların ihtiyaçları ve yaşam tarzları üzerinden şekillenirken saf bir boy kalmadığını söylemek mümkündür. Çünkü Anadolu da tüm boylar ihtiyaçları, ekonomik şartları ve güvenlik gerekçeleri nedenleriyle diğer boylarla iç içe geçmişlerdir. İşte tamda bu yüzden saf bir boydan bahsetmek mümkün değildir. Ama resmi tarih kitaplarında ve ne yazık ki köy sitelerinde anlatılan tarih algılayışı yanlıştır. Bu boyların ortaklaştıkları ve birlikte ürettikleri bir kavramla karşılaşıyoruz. Anadoluluk. Zaman içerisinde Beylikler devletler kurmuşlar, Anadoluya geldiklerinde 11. yy da Müslümanlıkla tanışmışlar. Devlet ve beyliklerin üst yapısını oluşturan oymaklar, Sunni mezhebini oluştururken, üst yapıda olmayan oymaklar ise Alevilik mezhebini kabul etmişlerdir. (KAYNAK: Direnen Türkler. Müslüm Ulusoy, Doğan Avcıoğlu Türklerin Tarihi 5. bölüm , Osmanlı İmp. Beydili Aşireti. Prof Dr. Faruk Sümer ) 17. yüzyıla gelindiğinde (Kulaksız, Selamlı, Ulaklı, Bıyıkaydın, Battalobası, Kösedurak, Aydınşeyh, Karakısık, Uzunlar, Kırlangıç, İzzettin,Yenili, Işıklar, Karalı, Kargın, Kılevli, Dikmen, Eldelek, Hıdırşeyh, Beyobası, Beşbıçak,) bu köylerin hiçbirinde yerleşkeye rastlanmadığı Osmanlı arşiv belgeleri ve Cumhuriyet Arşiv belgelerinde de görülmektedir. Bu yerleşkeler 18. yy da ortaya çıkmaktadır. Anadolu Selçuklu döneminde (13.yy) ortaya çıkan Balı Bey (Balışeyh) ve Ballı baba adına yapılan cami ve türbe, bu bölgede bir yerleşke olduğunu göstermektedir. Ayrıca yine aynı dönemde kurulan Koçubaba türbesi (Koçubaba) bu bölgedeki önemli yerleşkelerden biridir. Diğer yerleşkelerden biri de Şam'dan ailesi ile gelen Şeyh Sami (Sulakyurt) Osmanlı hazinesinden önemli miktarda devlet yardımı alarak bu bölgenin İslamlaştırılması için özel olarak görevlendirilmiştir. 13. yy da bölgemizde Balışeyh, Koçubaba ve Sulakyurt dışında yukarıdaki ismi geçen köylerin hiçbir yazılı kaydı bulunmamaktadır. (KAYNAK: Çankırı Evkaf Defteri H.932.M.156 ve 192 nolu doküman, Evliya Çelebi Seyahatnamesi) Ekonomik siyasi tarih bize göçebe toplumların yazılı ve kalıcı tarihinin olamayacağını, yerleşik düzene geçemeyen toplulukların fiziki, kalıtsal, dokümansal varlıklarının olmayacağını göstermektedir. Sadece gelenek görenek ve türkülerimizde bu bölgenin 18.yy da kurulduğuna dair önemli ipuçları barındırmaktadır. 18. yy da Osmanlıda uygulanan zorunlu iskan yasası özellikle bizim bölgemizde türkülerimizde ve göreneklerimizde önemli ayrıntılar yaratmıştır. Zorunlu İskan uygulaması ile bizim bölgemizin yazılı tarihi başlamıştır. Türkülerimiz, adet ve geleneklerimiz, üretim tarzımız ve dilimiz bizim kim olduğumuzu ortaya çıkarmaktadır. Örneğin Oğuzlardan Anadoluya gelip Horosan'a yerleşen tüm boylar gibi Moğol baskıları sonucu bir tarafımız Calab ve Rakkaya (Arap Sınırı), bir tarafımız Karadeniz de Rum ve Hristiyan bölgelerine, bir tarafımız da Trakya Rumeli uç bölgelerine sürülmüştür. Barak ve Beydili oymakları (Türkmenler) Horosanda yaşarken 16.yy başında Anadolu'ya iskan edildiklerinde şu şiir onların Anadolu'ya gelişlerinin hikayesini anlatmaktadır. Kalktı sökün etti piri dedeler Çan çalar mayalar bozlaşır gider Arap ata binmiş gelinler kızlar Onlarda hup dilinden söyleşir gider Bizim beylerimiz düştüler yola Ala gözlerine ben olam köle Abasi beşiği, maafe bile Atlarda çöl deyi sızlaşır gider Mevcut konumdan daha güzel yere göç etmek bile insanda bir burukluk yaratır. Asırlardır yaşanılan yerlerden kopmak kolay değildir. Ata, dede yurdu, üzerinde unutulmaz acı tatlı olayların yaşandığı yerler hep hatırasında yaşar insanın. Zorunlu, zahmetli, meşakkatli ve sonu görülmeyen göçler kuşaktan kuşağa aktarılır, türkü olur, şiir olur öykü ve destan olur. Dosya:Http://bademler.net/images/hoyuk.jpg 17 yy. sonlarında Osmanlı Devleti yeni bir İskan (yerleşim) uygulamaya koydu. Bu İskan hareketinin temel nedeni Osmanlı devletinin sınır boylarında zora düşmesi ve gerileme devrinin başlaması. Bunun sonucu olarak Osmanlı devletinin para, asker ve ordunun temel ihtiyaçlarını karşılanması için göçerlere iskan hareketi yapılmıştır. Burada amaç konar göçer halkın ürünlerini ve hayvanlarını kayıt altına almak amacıyla bir dizi zorunlu iskan hareketine girişildi. Bu iskan hareketi ile Osmanlı devleti, boş arazileri imara açmak, devletin başına bela olan unsurları (eşkiyalık) etkisiz hale getirmek ve bölgenin ekonomik ve sosyolojik yapısını devlet politikası çerçevesinde yeniden düzenlemek amacıyla başlatmıştır. Osmanlı devleti bunu yaparken resmi tarih kitaplarının bize anlatmadığı ama Osmanlı arşiv belgelerinden anlaşıldığı gibi binlerce konar göçerin katledildiği ya da sürüldüğü görülmektedir. Dosya:Http://bademler.net/images/oguzlar.gif Baskıdan dolayı Horosan'dan gelen 84 bin çadır yani yarım milyon göçer (her çadırda 6-7 insan) ve bu göçerlerin içinde 4 bin çadır (20 bin göçer) çalgıcı diye adlandırılan abdallar bizim bölgelerimize (Bozok, Sivas, Yozgat, Denek, Kırıkkale, Keskin ve Çankırı) yerleştirilmişlerdir. Bu bölgeye yerleşmeyi kabul etmeyen göçerler Osmanlı Devletinden kaçmış, yakalananlar uç beyliklerine gönderilmişlerdir. (Kaynak)Cengiz Orhonlu Osm.imp.aşiretlerin iskanı. Osmanlı Maliye Defteri MD.nu.101,s47. Ahmet Refik Anadolu Türk Aşiretleri,s.95. 1930 17 yy. bölgemizde yaşayan bir ozan (Dedemoğlu) bakın ne güzel anlatmış.. Çıktık Horasan'dan sökün eyledik Düşürdüler bizi tozlu yollara Omuzlarda parlıyor uzun şelveler Aşırdılar bizi karlı bellere Bölük bölük oldu yüklendi göçler Atlıydı yaşlılar yayadı gençler Başımıza geldi olmadı işler Düşürdüler bizi görülmedik ellere Gahi konduk gahi göçtük yollardan Bilip bilmediğim yaban ellerden Kerbela çölünden ıssız dağlardan Bizden sonra bir ad kalsın dillere Oradan geçirdi sürdü Colab'a ****en dört bin hane gelmez hesaba Deve koyun insan çoktur kalaba Susuz hayvan inileşir çöllere Dedemoğlu der ki aşkın bağından Aşırdılar bizi Yozgat dağından Anadolu Sivas şehri sağından Göçtüğümüz destan olsun dillere (KAYNAK:Prof. Dr. Faruk SÜMER) 17. yy sonlarına doğru bizim köyümüz de dahil diğer köyler, obalar, oymaklar, taifeler ve cemaatler birbirlerine karıştırılarak yerleştirilmişler, yerleşik düzene uymayanlar ya sürülmüş yada cezalandırılmışlar. (Osmanlı Maliye Defteri MAD.TS.NU.343.9 - KBAS.S.100-119) (1691-1696 yılları arasında Osmanlı İmp. Aşiretlerin İskan Teşebbüsü Anahtar Harita Prof. Dr. Cengiz ORHONLU) Sonuç olarak bölgemizde yerleşime açılan bütün köylerde yaşayan insanlar, bahsettiğimiz bütün boyların özelliklerini taşımaktadır. Kesin olarak herhangi bir boyu işaret eden hiç belgeye rastlanmamaktadır. Yani biz Fazlıoğulları da Bıyıkaydın köyüne 1800'lü yıllarda zorunlu olarak yerleştirilmişiz.Yerleşkemizde üç ayrı mezarlığın olması ,başkaca her hangi bir yapının olmaması yukarıda anlatılanları desteklemektedir.Soyağacımızda bunun bir delilidir. Badem soyadı da 1934 yılında kabul edilen "Soyadı Kanunu" ile Fazlıoğulları oymağına verilmiştir. Badem soyadının nerden geldiğinin araştırılması da gençlerimize düşmektedir. Araştırmalarımız devam etmektedir. Yeni belgeler bulduğumuzda eklenecektir. NOTLAR Osmanlı da Kırıkkale'nin eski adı Dinek Keskini Orta Anadolu Sancakları: Sivas, Çorum, Amasya, Ankara, Bozok Bölgemiz de karasal iklim mevcuttur (yazları sıcak kışları soğuktur), hakim rüzgar Yıldız ve Poyrazdır. Genelde Anadolu geleneksel yaşam tarzı ve aile düzeni hakimdir. ELİMİZDE HER TÜRLÜ BELGE MEVCUT OLUP , TARİHÇEMİZ EN DOĞRU ŞEKLİ İLE BURAYA AKRATILMIŞTIR. DĞER SİTELERDEKİ GİBİ HAYALİ BİR TARİHÇE UYDURULMAMIŞTIR. GEREKLİ TÜM BELGELER İÇİN www.bademler.net ADRESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ... Hacı Bektaş Badem Tipik Türk türkmen Kültürüdür Kaynak : Wikipedia |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.