![]() |
Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
alıntı bir yazı...
"Baran Deniz" <denizbarandeniz@gmail.com> Bu yazıyı son derece "kısık" bir sesle yazıyorum. Hani ne olur ne olmaz klavye tuşlarının sesi komşularımdan birini rahatsız eder, onları sinirlendiririm, sonra al başına belayı. Dün geceden beri komşularıma, kendi binamız ve yakındaki sakinlerine, sokaktakilere, yakın sokaklarda oturan diğer semttaşlarıma saygıda en ufak bir kusur etmiyorum. Her birine onları sinirlendirmeyecek derecede bir tebessüm takıp suratıma, yerlere kadar eğilerek tüm saygımı gösteriyorum. Karşı komşum, düğün değil seyran değil, müzik setinin sesini sonuna kadar açmış Ankara havası dinliyor. Dinlesin efendim, en doğal hakkı. Üst komşum çarşaflarını yıkayıp asmış, boyu bizim balkonu geçiyor. Sıcakta evde oturmak iyidir, şimdi balkona çıkıp da ne yapacağız, Allah'ın günü bitmedi ya başka bir gün otururuz balkonda. Üst komşunun çarşaflarını tedirgin etmeyelim. Oh ne güzel, bir komşumuzun misafirleri yanlış zile basmışlar. Bu sayede de olsa kapıya çıkıp hiç tanımadığımız insanlara o saygı dolu tebessümümüzü gösterebiliyoruz. Ben bu kadar korkak değildim. Hiç kimse benim için ödlek kelimesini kullanmayı aklının ucundan bile geçirmezdi. Komşularımın hoşgörüsüne sığınarak söylüyorum, meğer ben ne geçimsiz, ne kavgacı bir tipmişim. Komşularım bunca zamandır bana nasıl katlanmış acaba. Evet ne diyordum, ben eskiden bu kadar ödlek biri değildim. Ta ki dün geceye kadar. Atv ekranından Rüştü'nün penaltıyı kurtarışından hemen sonra gerçekte komşularına karşı ne kadar saygıda kusur etmeyen bir insan olduğum kendiliğinden ortaya çıktı. Rüştü penaltıyı kurtardı, daha bizim futbolcular birbirine sarılmaya davranıyordu ki nasıl bir cephaneliğin ortasında yaşadığımız ortaya çıktı. Mahallenin dört bir yanında mermiler taılmaya başladı. Değişik sesler, değişik aralıklarla en az yarım saat sürdü silahların mermi kusması. Tek tek atılan mermiler, otomatik silah sesleri, kulağımızın dibinde patlayan silahlar, biraz daha uzaktan gelen sesler. Öyle birkaç magandanın, bir kaç serserinin işi olsa neyse. Seslerden anlaşıldığı kadarıyla milli zaferden sonra silaha sarılmayanları n sayısı oldukça azınlıktaydı. Hani bir de silahı olup da olgunluk gösterip silaha sarılmayanları hesaba katarsak sanırım bütün komşularımın, bütün semttaşlarımın silahı var. Hem de patlayınca fena halde korku salıyorlar. Bu yüzden karşılaştığım komşularımın, semttaşlarımın silahı olmayan birkaç garibandan biri olabilme ihtimaline kafayı yormuyorum. Ne yapacaksın can tatlı, en iyisi saygıda kusur etmemek. |
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
doğru vallahi.o maçta daha fatih hoca futbolcularıyla sarılmadan dışarda kurşun yağmuru yağmaya başlamıştı.çok doğru bir yazı olmuş.ellerine sağlık
|
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
İnanın çok güzel bir konuya değinmişsiniz bir maçtan sonra yada yeni yila falan girerken sanırsınız seferberlik başladı. Biz hanecek evin orta yerinde sipere yatıyoruz öyle kutlamalara falan katılmak hak getire sesler kesilince önce hasar tespiti yakınımızda yaralı yada mazallah kayıp var mı? ardından haberlere yöneliyoruz yurt genelinde hasar tespiti..
Bilmiyoruz arkadaşım sevinmeyi de üzülmeyi de bilmiyoruz.Teşekkürler dejavu2009. |
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
Alıntı:
Alıntı:
.. |
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
emeğine sağlık bütün arkadaşlarımızın dediklerine katılıyorum...
|
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
Alıntı:
eğitime daha fazla önem vermemiz gerektiği ortaya çıkıyor... |
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
Güzel bir konuya değinmişsin. Bazen bu dünyada tesadüfen yaşadığımıza bile inanıyorum. Sevinmeyi öğrenmemiz lazım ....
|
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
Alıntı:
kesinlikle haklısın sevinmeyi öğrenmek lazım... |
Cevap : Komşularımın Ne Çok Silahı Varmış!
konu güzel yazıda gerekeni anlatmış bence böyle bir konuya değindiğiniz için tşk ederim...
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.