![]() |
Genç Yaşlarda Beslenmeye Dikkat!
Genç yaşlarda beslenmeye dikkat!
Yediğiniz bu yiyecekler gelecekteki hastalıklarınızı belirliyor Çocukların bebeklik çağı beslenmesinde anne ve babalara önemli sorumluluklar düşer. Ancak çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, anne ve babaların en az bebeklik çağı sorumlulukları kadar önemli bir yükümlülüktür. Unutmayın ki ağaç yaşken eğilir.Ergenlik çağında gençlerin sağlıklı ve dengeli beslenmeleri onların büyüme ve gelişim dönemleri olduğu için çok önemlidir. ABUR CUBURU ÖNLEYİN Özellikle çocukluk ve gençlik çağında aburcuburların, fast food türü yiyeceklerin, kahve ve kola gibi içeceklerin beslenme sisteminde alışkanlık haline gelmesi gelecek yıllarda bir çok hastalığa zemin hazırlamaktadır. Bu dönemde alınması gereken besinlerin ve vitaminlerin yerini alan sağlıksız gıdalar çocukların boylarının uzamasını etkileyecek, fiziksel ve biyolojik gelişimlerine darbe vuracaktır. SAĞLIKLI YETİŞKİNLİK Yaşamın bu önemli döneminde doğru beslenme hazırlığının kazanılması beraberinde sağlıklı bir yetişkinlik ve yaşlılık getirecektir. DiYET YAŞI 12’YE DÜŞTÜ Yapılan araştırmalar diyet yapma yaşının 12'lere indiğini gösteriyor. Gelişim çağı olan ergenlikte yapılan diyetler, bu dönemde yukarıda da belirttiğimiz temel vitamin ve minerallerin alınmaması sağlıklı bir beslenme şekli kurgulanamaması durumunda pek çok hastalığı ortaya çıkarmakta fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişimi engellemektedir. Çocukluktan gençliğe adım atıldığı ergenlik döneminde yaşanan bazı fiziksel değişimler, gençlerde fizikleriyle ilgili bazı takıntılar yaratabilmekte çözümü ise diyetlerde aramaktalar. Gençlerin bu dönemde yaptıkları diyetler özellikle kulaktan duyma diyetler konusunda ailelerin ciddi bir önlem alması gerekiyorsa bir hekime başvurmaları gerekmektedir. Diyete başlama yaşı ise 18 olmalıdır. GENÇ KIZ VE ERKEKLERDE DURUM Organların yapı taşı olan proteinlere ergenlik çağı döneminde vücudun büyümeden kaynaklanan ihtiyacı artar. Bu nedenle yaklaşık olarak kızlar günde 45-50 gram, erkekler ise 50-60 gram proteini yiyecekler ile almalıdır. Ergenlik çağında enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 12-15'i proteinlerden sağlanır. Gelişimin tam olarak tamamlanabilmesi için günlük alınması gereken protein miktarı, et, süt ve yumurtadan karşılanmalıdır. Büyüme ve gelişmede en önemli mineral kalsiyumdur. Kemik kitlesini arttıran ve boyun uzamasına katkıda kalsiyum büyüme ve gelişimde en önemli mineraldir. Bu dönemde günlük ortalama 1200-1300 mg kalsiyum alınmalıdır ki bu da 4-5 su bardağı süt veya yoğurt ile karşılanabilir. B12’NiN ÖNEMi Hücre yapımındaki rolü nedeni ile ergenlikte B12 vitaminine büyük ölçüde ihtiyaç duyulur. Yine ergenlik döneminin olmazsa olmazı çinkodur. Bu dönemde gençlerin çinko içeren gıdaları beslenme sistemlerine yerleştirmeleri gerkir. Tavuk, balık, yağsız kırmızı et, süt, baklagiller ve tam tahıllar çinko ihtiyacını karşılayacaktır. Çinkonun büyümedeki önemi ise protein yapımına bulunduğu katkıdan gelmektedir. Katkısı olduğu için etkilidir. Yine günlük 12 ila 15 gr. çinko alınması yeterli olacaktır. ERGENLiKTE ORTAYA ÇIKABiLECEK SORUNLAR Ergenlik çağında görülebilecek bazı temel sorunlar vardır. Bu konulara ailelerin dikkat etmesi, görülecek bu tip sorunlar karşısında önlem alıp bir hekime başvurması gerekir. Boy kısalığı Cinsel gelişim yetersizliği Demir eksikliği anemisi Guatr Obezite Aşırı Kıllanma Adet düzensizliği Kemik gelişimi DEMİR EKSİKLİĞİ ve OBEZİTE Demir vücudun pek çok fonksiyonun yerine getirilmesinde görev alır ve tüm organları etkiler. Demir eksiliği zihin gelişimini de yavaşlatır. Toplum sağlığı açısından giderek tehlike olan obeziteye karşı ciddi ve köklü önlemler alınması gerekir. Önlemlerin başında eğitim geliyor. Aile içi eğitimde sağlıklı beslenme alışkanlklarının kazandırılması alınabilecek en etkili tedbir. Ancak sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığının önce aile içinde benimsenmesi ve çocuğa okul öncesi dönemden itibaren kazandırılması gerekir. KiM NE YiYOR? Ülkeler coğrafi ve kültürel yapılarıyla farklı gıda ve beslenme alışkanlıklarına sahip olsa da sağlıklı beslenmenin evrensel olduğunu hatırlatmak istiyorum. Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarında belirtilen beslenme uyarıları bu evrenselliğin bir ispatıdır. Dünya Sağlık Örgütü hazırladığı raporda şu noktalara dikkat çekiyor: “Beslenmeye bağlı bozukluklar kronik hastalık faktörlerinin belli başlısıdır. Kardivasküler hastalıklar, diabettes mellitus, kanserin bazı türleri ve karaciğer hastalıklarıyla dental kariyes gibi bazı hastalıkların önlenmesinde uygun bir diyet esansiyeldir. KRONİK YETERSİZ BESLENME... Yetersiz bir diyet başlıca iki tür metabolik beslenme bozukluğuna neden olabilir: Protein enerji fakir bir beslenme ve mikro besin bozuklukları. Kronik yetersiz beslenme, uzun süreli gıda tüketimi, günlük enerji harcamasını karşılayamazsa ortaya çıkar; akut yetersiz beslenme aniden gıda alımı ciddi ölçülerde azaldığında olur. Yetersiz beslenme gelişmekte olan ülke çocuklarının yarıdan çoğunun ölümüne neden olmaktadır.'' DÜNYA NE YİYOR... Amerika’nın %31’i l İngiltere’nin %23ü l Avusturalya'nın%22’si İspanya’nın%13ü Türkiye’nin%12si Tüm bu rakamlar bize, dünya yüzeyindeki insanların giderek şişmanladığını, ülkelerin obezite tehlikesiyle ne denli iç içe olduğunu anlatıyor. Hazır, hızlı yemeklerle doldurulan mideler sağlıksız beslenme koşullarına maruz bırakıldığı sürece rakamlar giderek artacak. Diğer yanda başka rakamlar da gözümüze çarpıyor. İtalya %9 l Norveç %8l Kore %3 l Japonya %3 Bu rakamlar da ülkelerdeki obezite oranlarını gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada: "400 milyon üzerinde obez "1,6 milyar civarında hafif şişman bulunmaktadır. 2015 yılında bu rakamların 700 milyon obez, 2,3 milyar hafif şişmana ulaşacağı düşünülüyor. Obezite tehlikesini önlemede sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemi çok büyük. Burada ailelere özellikle yeni nesile sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmada önemli görevler düşüyor. Dr. İsmail Ağar |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.