ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Muhasebe Ve Özeleştiri İle Kimse Küçülmez! (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=466271)

Prof. Dr. Sinsi 08-17-2012 01:36 AM

Muhasebe Ve Özeleştiri İle Kimse Küçülmez!
 


Her zaman, her zaman ciddi ve ağır başlı konuları işlememizden sıkılan okuyucularım için, bugün biraz olabildiğince latife dolu satırları kaleme almayı murat ettim; bunu pek başarabileceğimi sanmasam da, dostların yardımı kuvvetim oldu diyebilirim. İlk yardım, şu anda Ankara’da bulunan bir dosttan e-mail vasıtasıyla oldu- diyebilirim.


“ Filan’dan bir şeyler naklettim,” dediler: “ O, filanındır, neden ondan nakledersin?” -Peki, bu kötü bir şey midir?” “-Yok, ama filanın sözüdür.” Evet filanın sözüdür amma güzeldir, iyidir. Filanın sözüdür diye iyiyi ketm ( gizleme) mi edelim? Veya iyiye talip olmak lazım gelirken, bir şahsa olan antipatiden dolayı iyiliklerine de düşman kesiliyoruz; acayip! Bu hakkı reddetmemize vesile olacağı gibi, işi ters tepkiye kadar da götürebilir. Hangi maldan metaryalin daha çok ise koyan o tarafa koyar.”


“ Kafan yetmiş iki kervan yolunun hanıdır. Geçenlerin güzellerini tut, zapt et, kötülerini anında def et ki zihnin güzeli derkeder şekilde çalışsın, öyle ayarlansın.”


“ Kazanılanlar kazandırır.”


“ Öğretirsen malın olur, öğretmezsen gelir gider.”


“ Konuşmanın tipleri vardır. Bizzat konuşmak, başkasını konuşturmak... Bizzat konuşmanın kıymeti tam derk edilemez ve kavinin ( kuvvetlinin) pek tenezzül etmediği bir meseledir. Zira yapabilecekken, onu yapmayı bırakıp, yapabileceğini söyleyip durmak, eksiklikten olmasa da eksiklik hissettirir. Fakat, yaparak, yaptığıyla konuşmak, bizzat göstermek eksikliğe mahal bırakmaz. Eserin müessiri ilan edilmesiyle bizzat müessirin kemali gösterilmiş olur. Ecdadın ‘ Havlayan it ısırmaz’ hikmeti böyle insanlar için olmalıdır.”


“ Onlar, onlar, yine ONLAR ki eğer karikatürleri çizilse ağızdan başka bir tarafları görülmez.”


“Kardaşım, aldanma! Bazen şeytan sakal takar, karşına öyle çıkar!”


“ Anlaşanlar birbirine benzeyenlerdir. Anlaşamayanlar birbirine benzeyenlerdir. Birbirine benzemeyenler ise idare eden ve edilenlerdir.”


“ Sima güzelliği bir zindelik boyu gider. O da Allah’ın bir ihsanıdır. İstese de, istemese de herkesin eline geçmez. İslam’ın güzelliği muhakkak faydalı irade edildikten sonra , Allah’ın başka bir ihsanıdır. İsteyen herkesin eline geçebileceği gibi...”


“ Bırak bu dünyanın gıll u gışını bu dünyada


Bakiler dizilmiş bu dârın arkasında...”


“ EHL-İ DÜNYA MANYAKLARININ HALİNİ DÜŞÜNÜP KENDİNİ YORMA. ZİRA ONLAR FORMÜLE GELMEZLER.”


“ Bir suç arzu edenlerin değil, yapanların ( işleyenlerin) üzerine atılır”


“ Kolay bir şey yok; fakat yapılabilecekler de pek sınırlıdır.”


“ SİZLER DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ, ANLAYABİLİRSİNİZ; Kendinizi zorla manyaklar yerine koymayınız. MES’UL OLURSUNUZ! “


“ Hakikatlar vicdansızdır. Hakikatlar müsamahasızdır! Hakikatlar afvsızdır. Hakikatlar acıdır. Hakikatlar zehirdir. Hakikatlar vefasızdır. Hakikatlar tuzsuz ve ekmeksizdir. Hakikat kördür ve sağırdır. Kendisinden başkasını bilmez.”


Bunları bana ulaştıran Hüseyin ATAÇ kardeşime teşekkür ediyorum.


***


Bunları yazarken aklıma geldi. Lemaat isimli eserinde şöyle yazar Bediüzzaman Hazretleri:


“ ( EL-KATİLU LE-YÜRİS…) bir düstur-u azimdir: ‘ Gayr-ı meşru tarik ile bir maksuda giden zat, galiben maksudunun zıddıyla görür mücazat.’


Avrupa ( Mimsiz Batı medeniyeti) muhabbeti gayr-ı meşru muhabbet, hem taklid ve hem ülfet.


Akıbeti mükafat; mahbubunun gaddarane adaveti, cinayat.


Fasık-ı mahrum, bulmaz ne lezzet ve ne necat.” ( Sözler, shf: 649)


Bu ifadelerden şunu anlıyoruz: Dinimizin temel bir düsturu, ‘ baba katili ona varis olamaz’dır. Bir insan ( bile) kanuni, ahlaki ve dini olmayan bir yol ile hedefine giderse, büyük çoğunlukla isteğinin tam tersi bir neticeyle karşılaşır. Avrupa’da ( o tarihlerde- yaklaşık 1915) hüküm süren ve “ deniyyet- alçaklık” mânasına gelen Batı medeniyetine “ meşru” olmayan sevgi, ( insanı ve milletlerin öz kimliğini kaybettiren) taklidi ve ( zıtların birleşmesi) anlamındaki bir “ yanlış birlikteliği” doğurur. Bu yanlış hareketin neticesi ise ( 1. Cihan Harbi’nde ve Sevr muahedesinde görüldüğü gibi) onların bize “merhametsizce” düşman olmalarıdır ki sonu cinayet ve katliamdır. ( Ki o düşmanlık istiklal harbinde açıkça görülmüştü.) İşte bunun içindir ki gafil olan “fasık” insan lezzet alamaz; hem dünyada, hem de Ahiret’te “necat” bulamaz.


Bu açıklamadan sonra bir sanatçımızın söylediği dizelere hak vermedim değil:


“ Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi?


Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?”


Lütfen “ KARGA” olduğunu bildiği halde, belli bir topluluğa “ kılavuzluk” yapmaya kalkan insanlar – ve gruplar- durumlarını bir defa daha muhasebe etsinler.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.