![]() |
Muavenet Olayı ve Sadık Ülke Amerika 2
TÜRKİYEYE BİÇİLEN ROL Uzun yıllar Türkiye’de bulunmuş eski bir CIA ajanı olan ve b bir dönem Pentagon tarafından sağlanan ABD’nin dış politikalarını büyük ölçüde belirleyen Rand Corporation’ın danışmanı olan Graham Fuller şöyle diyordu;Maalesef ayrılıkçı hareketler tüm dünyada görülmeye başlamıştır.Üzücü olan gerçek uygulanan politikalar ne derece liberal ve açık olursa olsun kimse Kürt topluluğunun en düşük düzeyde bir özerklik istemeyeceğini garanti edememektedir.Kürt’ler muhtemelen PKK’yı Kürt arzuları için ideal bir örgüt olarak görmektedirler.Ancak PKK’nın Türkiye Kürtlerinin sahip olduğu tek milli örgüt olduğu ve bir çok Kürt’ün PKK’yı kendi durumlarını düzeltebilecek bir kuruluş olarak gördüğü ve en azından sempati duyduğu değerlendirilmektedir.Kısacası artık liberal politikaların Kürt’lerin Irak,İran ve Türkiye’de self-determination arayışlarını önlemek için yetersiz kalabileceği kıymetlendirilmektedir.Kürt’lerin bu üç ülkede girişeceği özerklik,ardından gelebilecek bağımsızlık ve hatta birlik arayışları bölgeyi istikrarsız kılacaktır.Böyle bir eğilim artık en azından Irak’ta önüne geçilemez bir hal almıştır.Sadece zaman,bölgesel olaylar ve izlenilecek politikalar bu sorunun cevabını verebilecektir.CIA şefi Fuller sözlerini şöyle sürdürüyordu;Eğer Ankara bu süreci durdurmaya çalışırsa ortaya çıkacak sonuç tehlikeli ve masraflı olabilir.Böyle bir deneme sadece Türkiye’nin önemli bir parçasını kaybetmesine yol açmayıp,kaçınılmaz olarak Türkiye’nin diğer bölgelerine dağılmış Kürt topluluğunun da istikrarsızlığına sebep olacaktır.Kürt sorunu Türkiye’nin gelecekteki istikrarı,bölgedeki rolü ve batı ve ABD ilişkileri için büyük önem taşımaktadır’’Gerçekten de ABD sevgili müttefikimiz,Kürt meselesine yaklaşım tarzını üstelik Türkiye topraklarında ki askerleri vasıtasıyla göstermiş ve bölgeye ne tür bir gelecek dayattığının ipuçlarını vermişti,Fuller’in sözlerinden de anlaşılacağı gibi Türkiye bu sürece direnmemeli ve bu bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulabilmesi için elinden geleni yapmalıydı.Tehlikeli ve masraflı olur diyordu Fuller.Doğruydu.Çünkü Türkiye yanlış yaparsa fena yapardı sam amca.Türkiye,90’larda her ne kadar ABD’ye bağlı gibi gözükse de hiçte öyle değildi,şimdi son direnişin nasıl kırıldığına bakalım; MUAVENET OLAYI Kaza İhtimali Sıfır; Olaydan 28 gün sonra, 29 Ekim 1992’de gazeteci yazar Zeki Kentel füzeler konusunda uzman,eski bir ordu mensubu tarafından kendisine gönderilen bir mektubu köşesinde aynen yayınlıyordu.Söz konusu yazıda olayın kaza olmayacağı en ince ayrıntılarına girilerek,üstüne basa basa vurgulanıyordu.‘’Ben bir zamanlar Uzay Araştırmalar Merkezi(NASA)’nin içinde güdümlü füzelere üzerine eğitim görmüş emekli bir ordu mensubuyum.2 Ekim 1992 günü Ege Denizinde sürdürülmekte olan NATO Kararlılık Gösterisi 92 tatbikatı sırasında Saratoga uçak gemisinden birbiri ardına fırlatılan iki Sea Sparroe füzesi donmamızın güçlü muhribi Muavenet’in kaptan köşkünü havaya uçurdu.Olayda gemi komutanı dahil olmak üzere beş denizcimiz şehit oldu,11 denizcimizde yaralandı.Muhrip büyük bir olasılıkla hurdaya ayrılacak.Olayın üzerinden haftalar geçti.Henüz inandırıcı bir açıklama yapılmadı.Her ne açıklama yapılırsa yapılsın,bana aksini kanıtlıyacak uygulamalı bir similasyon yapılmadıkça bu olayın ancak ve ancak kasıtlı,önceden tasarlanmış ve incelikle hazırlanmış bir düzenin parçası olduğuna dair inancımı değiştirmem mümkün değildir.Bu olayda trilyonda bir de olsa kaza ihtimali yoktur.Sea Sparrow basit bir topun namlusundan çıkan ve bıyık bükümü ile yönü ve mesafesi verilen bir top değildir.Sea Sparrow gerek rampasında gerse hedefine uçarken görevini tüm koordinatları ile en ince ayrıntılarına kadar bilen akıllı ve çok yetenekli bir füzedir.Konuyu teknik ayrıntılarına girmeden açıklamaya çalışalım.Hareketli düşman hedeflerini takip eden radar sisteminin sağlandığı bilgiler,mikrondan daha küçük zaman aralıkları içinde;yönü,uzaklığı ve tüm koordinatları ile birlikte merkezi işlem ve mermi takip sistemi aracılığı ile rampada atışa hazır bekleyen akıllı Sea Sparrow’a yüklenir.Sea Sparrow ateşlendikten sonra hedefi vuracağı ana kadar olan çemberi içeri mikrondan daha kısa sürede kesiklik göstermesi atışı başarısız kılar.Özel bir hedefi olmayan füze kendi emniyet sistemi ile kendini imha eder.Yani hedefe kaza ile gitmez.Hedefe ancak ve ancak bilerek ve kasıtlı olarak gidilir.Bu olayda Saratoga tüm elektronik ve bilgisayar sistemiyle cinayetin katilidir.Bu bilerek ve kasıtla seçilmiş hedef atışıdır.Olayın bir kaza olmadığı,Amerika’lı Avukat Kirk A. Guidriy’nin TCG Muavenet davası davacılarına yazdığı mektupta dahada belirginleşiyordu.Guidry mektubunda davanın hukuksal dokunulmazlık kapsamına alındığını yazıyor ve davanın düştüğünü haber veriyordu;16 Ocak 1996‘’Sayın müşterilerim;Büyük bir üzüntü ile size iletmek zorundayım.3Ocak 1996’da davanızı yürüten yargıç davanızı iptal etti.Lütfen şunu anlayınız ki bütün gücümüzü kullanarak bu kararı değiştirmeye çalışacağız. Yargıç’’görüşülmez’’veya başka bir deyişle hukuksal dokunulmazlık(nonjusticiabilitiy)hukuk doktrinine dayanarak iptal kararını verdi.Bu doktrinine göre mahkemeler,devletin diğer bakanlıkların yetki alanlarına tecavüz etmez.Yargıç,eğer bu davayı değerlendirmeye karar verdiyse ABD hükümetinin olayda sorumluluğunu araştırırken,ABD deniz kuvvetlerinin eğitim prosötürlerini denetlemek zorunda kalacaktı ve dolayısıyla ABD deniz kuvvetlerinin yani ABD hükümeti’nde başka bir bakanlığın işine karışmış olacaktı,işte bu yüzden bu dava görüşülemez diye kararını verdi.Tabiki bu konuda bizim yorumumuz,yargıcın fikrinin tam tersidir.Biz yargıca bu davaya’’hukuksal dokunulmazlık’’doktrininin uygulanmaması için,belli kanunlara aykırı olduğuna dair veriler sunmuştuk.Ama maalesef yargıc,bizim fikrimizi kabul etmedi.Bizce yargıc bu kararı vermekle hukuksal bir hata yapmıştır’’.ABD Türkiye’nin direnişini görmüştü.CIA’nin Türkiye masası şefi Graham Fuller şöyle demişti;’’eğer Ankara bu süreci durdurmaya çalışırsa ortaya çıkacak sonuç tehlikeli ve masraflı olabilir.Birçok emekli general bu olayın Türk Genelkurmayı üzerinden Türk devletine verilmiş bir mesaj olduğunu söylüyor ancak söz konusu mesajın neden verilmek istendiği belirtilmiyordu.Örneğin emekli Dz.Kd.Alb.İlhan Kanbay olayı Türk devletine ve ordusuna dolaylı saldırı olarak nitelendiriyordu.Kanbay tüm askeri ve sivil yetkililerin olayı örtmek içinde ellerinden geleni yaptıklarını ekliyordu sözlerine. Emekli Denin Albay İlhan Kanbay Muavenet’in Saratoga uçak gemisi tarafından vuruluşunun 1. yıl dönümünde,yani 1 Ekim 1993 yılında,yapmış olduğu açıklamasında olayın mantığını veren üç hayati soru soruyordu;1.o gece 233:45’te gemini sancak tarafında 26 mil süratle seyreden saratoga’dan Muavenet’in haberi yoktu,tatbikat NATO tatbikatıydı.Saratoga Akdeniz 6.filosuna aittir,Saratoga’nın orada ne işi vardı?KİME NE İÇİN GÖZDAĞI VERİLECEKTİ?2.Gemiler seyir halindeyken verilen ani bir emir ile Muavenet muhribi ile Kılıç Ali Paşa muhribinin yerleri değiştirildi,Muavenat öne,Kılıç Ali Paşa gemisi arkaya geçer.Neden?Muavenet Saratoga’ya hedef olarak seçildiği için midir bu değişim?3.Genel olarak geminin köprü isti.gemi komutanının bulunduğu yerdir.Türk Devletinin Sancağı burada dalgalanıyor .Gemi komutanı,Türkiye Cumhuriyetinin ona verdiği yetki ile kanunların uygulayıcısıdır.Yami Türk devletini temsil etmektedir.Albay Kanbay hedef olarak köprü üstünün seçilmesinin bir anlamı olduğunu düşünüyordu.Türkiye devleti’nin son derece önemli bir konuda ABD ile çıkarları çatışıyordu ve ABD bu yolla Türk devletine göz dağı veriyordu.Yani hedef Türk Devleti’ydi. TÜRKİYE ABD’NİN RESTİNİ GÖRÜYOR Vandetta |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.