![]() |
Kişisel Diyetler Hakkında Gerçekler: Kandırılmayı Nasıl Engelleyebilirsiniz?
Üzerinde çok düşünülmüş bu diyet planlarından alınabilecek birtakım gizli ve değerli dersler olmasına rağmen bunlardan beslenmeye yönelik pratik öneriler bulup çıkartabilmek için bir dizi yanlış bilgilendirme ve gereğinden fazla basitleştirme hatasını elimine etmeniz gerekir. Söz konusu olan bu abartılı diyetlerse karmaşayı önlemenin 2 basit yöntemi vardır. 1.Sizi yanlış yönlendirebilecek “fazlaca teknik, türetilmiş” terimlere dikkat edin. Son moda diyetlerle ilgili “süslü” teknik terimler bir kez ortaya çıktıktan sonra pazarlamacılar belirli anahtar sözcüklere odaklanır ve ürünlerinin işlevlerini kilosunu bu son moda diyetlerle korumaya çalışan kişilerin ilgisini çekecek biçimde, bu teknik sözcüklerle tanımlamaya başlarlar. Sonra da gıda endüstrisi bu sözcük ve iddiaları kullanarak kendi ürünlerinin bu diyet planı için en uygun seçenekler olduğunu anlatmaya başlar. Ne yazık ki bu “süslü” teknik terimler genellikle yanlış yolu gösterirler, yalnızca üreticilerin “merak” duygusunu kullanarak tüketicileri etkilemesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda besinlerin tanıtıcı etiketlerinde üreticilerin çıkarlarına uygun belirgin olmayan ifadelerin yer alabilmesine de olanak tanırlar. Örneğin düşük karbonhidratlı diyet modasına uygun olarak en son ortaya çıkan “net karbonhidratlar” tanımını ele alalım. Raflarca yer alan düzinelerce ürün “net karbonhidratlar” veya “düşük etkili karbonhidratlar” içerdiklerini iddia etmektedirler. Bu terimlerin her ikisi de beslenme ve diyet endüstrisi tarafından türetilmişlerdir. Amerika Birleşik Devletlerinde Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından değerlendirilmemişler, onaylanmamışlar ve resmen kabul edilmemişlerdir. Resmi otoriteler tarafından resmen kabul edilmiş bir etiketleme sistemi yokken bir terimin sağlığınıza yararlı bir anlam ifade edip etmediğini anlamak mümkün değildir. Ayrıca bu “net karbonhidrat” terimi toplam karbonhidrat içeriği hakkında doğru bir tahmin yapma olanağı vermemektedir. FDA toplam karbonhidrat içeriğini besinin toplam ağırlığından protein, yağ, su ve uçucu maddelerin miktarını çıkartarak hesaplamaktadır. Bu miktar besinin tanıtıcı etiketinde “toplam karbonhidrat” olarak yer almaktadır. Diyet besin üreticileri “net karbonhidrat” ları toplam karbonhidratlardan lif, gliserin ve şeker alkollerini, yani tümü karbonhidrat formunda olan maddeleri çıkartarak hesaplamaktadırlar. Bu, ürünlerinde daha düşük miktarda karbonhidrat bulunduğu ve ürünün kan şekeri düzeyini yükselttiği halde yükseltmediği izlenimi vermektedir. Ne yazık ki bu türden bir etiketleme uygulaması yüzlerce başka besine de yayılmıştır ve sizi gerçekte almakta olduğunuzdan daha az kalori veya karbonhidrat aldığınız yönünde bir yanlış inanışa sürükleyebilirler. İşlenmiş karbonhidratları-ek şeker ve fruktoz içeren içecekler, kurabiye, kek, ekmek, ve makarna gibi rafine undan üretilmiş besinler- kesmek, tartışmasız olarak sağlıklı bir öneridir. Bununla birlikte tüketicileri, gerçekte saklanmış karbonhidratların içerdikleri halde, “akıllı karbonhidratlar” iddiasını taşıyan, işlenmiş ve paketlenmiş ürünler almaya yönlendirmek kesinlikle sağlıklı bir öneri değildir. Tüketicileri yanlış yönlendiren; “hızlı”, “çabuk”, “ince” , “hafif”, “doğal”, “yağ ikame eden”, “yemek ikame eden”, “kırıp geçiren”, “devrim niteliğinde” gibi türetilmiş terimler dikkatle değerlendirilmelidir.. 2.Soruları silip süpüren genellemeler. Bir diyet popülerlik kazandıkça spesifik konular çoğunlukla “sizi şişmanlatan karbonhidratlar” veya “yağ ne olursa olsun kötüdür” gibi genel ifadelerin arasında kaynayıp gitmektedir. Sonuç olarak bu diyetler beslenmenin tek bir yüzünün abartılmış bir haline dönüşmektedir. Ilımlı hale getirme ve dengeleme göz ardı edilmekte ve bu diyetleri izleyenler uzun dönemde kilo vermede başarısız olmaktadır. Örneğin yağsız beslenme çılgınlığının yaşandığı dönemde insanlar yağ içermeyen veya düşük yağlı ürünlere yönelmişler, karbonhidrat içeriği yüksek olan bu ürünler de besleyici özelliği düşük, rafine karbonhidratların gerekenden fazla miktarda tüketilmesine neden olmuşlardır. Şimdiki popüler diyetler tam bir dönüş sergilemişlerdir, verilmekte olan en son mesaj karbonhidratları yağ ve kolesterol yerine protein içeriği yüksek olan besinlerle ikame etmektir. Besin grupları bu denli kutuplara ayrıldığında, dengeli bir diyetin nasıl olması gerektiği konusundaki görüş açısını kaybetmek kolaylaşmaktadır. Genel bir kural olarak bir besin grubunu tamamen devre dışı bırakmak veya besin çeşitliliğini sınırlandırmak kötü bir fikirdir ve potansiyel olarak sağlığa zararlıdır. Vücudunuz işlevlerini sürdürebilmek için sebze, meyve, tam tahıl, süt ürünleri, yağsız protein ve doymamış yağlar içinde bulunan besinlerin bir denge içinde tüketilmesine ihtiyaç duyar. Diyetinizin toplam yağ veya karbonhidrat içeriğini ciddi miktarda kısıtlamak, bu içeriğin kaynağı doğru olduğu ve optimal kalori alımı ve harcaması arasındaki dengeyi koruyabildiğiniz sürece gereksizdir, Yağlardan korkmayın; yalnızca tükettiğiniz yağın büyük bir kısmının kalp ve arterlerinizi gereksiz biçimde yaşlanmaktan korumaya yardımcı olan doymamış yağlar olduğuna emin olun. Zeytin ve kanola yağları, fındık ve yağlı balıklardan elde edilen yağlar, hidrojene edilmiş (sentetik olarak hidrojen eklenmiş) bitkisel yağlardan veya tereyağı ya da domuz yağı gibi doymuş yağlardan daha iyidir. Karbonhidratları da aldığınızdan emin olmalısınız- onlar bir insanın diyetindeki majör enerji kaynaklarıdır. Bununla birlikte özellikle rafine edilmemiş tam tahılları-tam buğday ekmeği, tam tahıl makarnası- taze meyve ve sebzeleri majör karbonhidrat kaynağı olarak seçmeniz doğru olacaktır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.