ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kıssadan Hisse (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=457)
-   -   papatya falı (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=4102)

mate 10-26-2006 01:20 AM

papatya falı
 
Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini
hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış.
Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli
bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış.
Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk
kanatlı bir kelebek olup çıkmış.

Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış.
Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış.
Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye.
Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya
görmüş. Bir anda afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını
bilememiş. içinden "Ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş.
Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip
doğruca onun yanında almış soluğu.

"Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza
gelmek istedim.". Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve
"Merhaba" demiş, "ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten."
Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini,
nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış.

Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar.
Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş.
Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını
seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin
yakıcı ışınlarından korumuş.
Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun
yanından ayrılamamış.
Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edip de
bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan, incitmekten, bu
yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya da kelebeği çok sevmiş ama o da bir
türlü söyleyememiş sevgisini.
Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği
kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini
paylaşmadan sürekli sohbet etmişler.

Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek artık zamanı
kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve; "Üzgünüm
ama senden ayrılmam gerekecek" demiş.
Papatya buna bir anlam verememiş. "Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda
mutsuz musun?".
"Hayır" demiş kelebek. "Bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat
biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. Ve ben de ömrümü tamamladım.
Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim."

Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten.
Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark
ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "Sevi seviyorum" diyebilmiş ancak.
Papatya donakalmış. Sadece "Bende..."
diyebilmiş kelebeğin arkasından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş.

İçinden "Keşke onun da beni sevdiğini bilseydim. Keşke onu sevdiğimi
söyleyebilseydim." diye geçirmiş.
Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına
dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye
başlamış.
Her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye geçirmiş içinden.
----------

İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını hep
papatyalara sormuş:
"Seviyor mu, sevmiyor mu?"...

Şengül Şirin 10-26-2006 11:59 AM

güzel bir paylaşım teşekkürler

kardelen 10-26-2006 02:47 PM

süper bişimiş ya ............


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.