ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kıssadan Hisse (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=457)
-   -   Üç Gün Mühlet Ver! (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=396466)

Prof. Dr. Sinsi 08-05-2012 04:13 AM

Üç Gün Mühlet Ver!
 
Hz. Ömer, her iki tarafın da ifâdelerini aldı. Hâdisenin nasıl cereyân ettiği iyice öğrenildikten sonra kâtil genç suçlu görülerek idâma mahkûm edildi.


Delikanlı kararı sükûnetle dinledikten sonra, dedi ki:


-Siz, mü'minlerin emîrisiniz. Emriniz başımızın üzerinedir. Kararın yerine getirilmesine hazırım. Ancak, babam vefât etmezden önce paralarını ayırmış, bana, "Oğlum, şunlar senin, şunlar da kardeşinindir. Büyüyünceye kadar sen muhâfaza et! Büyüyünce kendisine verirsin." diye vasiyet etmişti. Ben de bu paraları bir yere gömdüm. Şimdi karar infaz edilirse, bu paralar orada kalır. Çünkü benden başka yerini bilen yoktur. Yetim hakkı zâyi olur. Bana üç gün müsaade ederseniz gider emâneti ehil birine teslim ederim. Sonra da gelir teslim olurum.


Hz. Ömer:


-Yerine bir kefil bırakman lâzım, buyurdu.


-Burada bulunanlardan biri bana kefil olur?


-Kefilini göster!


Genç, orada bulunanların yüzüne dikkatlice baktı. Sonra Ebû Zer Gıfarî hazretlerini göstererek:


-İşte bu zât kefil olur, dedi.


Hz. Ömer:


-Ey Ebû Zer, kefil olur musun?


-Evet, üç güne kadar döneceğine ben kefil olurum.


Aradan üç gün geçti. Mühlet bitmek üzereydi. Da'vâcı gençler gelmiş fakat, suçlu genç gelmemişti. Da'vâcılar dedi ki:


-Ey Ebû Zer, kefil olduğun genç gelmedi. Madem o gelmedi, sen onun kefili olarak, onun cezâsını çekmedikçe buradan ayrılmayız.


Ebû Zer hazretleri gayet sakin bir şekilde:


-Daha vakit var, sürenin sonuna kadar bekleyin bakalım. Eğer gelmezse, ben hazırım.


Sözünde durdu


Nihâyet bildirilen vakit doldu. Ebû Zer hazretleri de ortaya çıkıp, cezâsının infazını istedi. Tam bu sırada, toz duman içinde birinin gelmekte olduğunu gördüler. Gelen, o gençten başkası değildi.


Genç geciktiği için özür dileyerek:


-Parayı bulup dayıma teslim ettim. Kardeşimi de ona emânet ettim. Dayımın yeri haylı uzak olduğu için ancak bu zamanda gelebildim.


Orada bulunanlar, gencin sözünde durmasına hayran kaldılar. Bu husûsu kendisine söylediklerinde:


-Mert olan hakîki Müslüman sözünde durur. Arkamdan, "Artık dünyada sözünde duran kalmadı" dedirtmem.


Ebû Zer hazretlerine, genci tanımadığı hâlde neden kefil olduğunu sorduklarında:


-Genç bana güvenerek, "Bu bana kefil olur" dedi. Bunu reddetmeyi mürüvvete, insanlığa sığdıramadım. Âlemde fazîlet, iyilik kalmamış, dedirtmem.


Bu durumu gören da'vâcılar:


-Biz de bu dünyada kerem sahibi, cömert kalmadı dedirtmeyiz. rızâsı için, da'vâmızdan vazgeçtik, ölenin vârisleri olarak affettik, dediler.


Peygamber efendimiz Ebû Zer hazretleri hakkında buyurdu ki:


-Benim ümmetimde Ebû Zer, Meryem oğlu İsâ'nın zühdüne sahiptir. Bu fıtrat üzere yaratılmıştır.


-İsâ aleyhisselâmın tevazuuna bakmak kendisini mesrur eden kimse, Ebû Zerr'e nazar eylesin.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.