ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kıssadan Hisse (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=457)
-   -   Üç Küçük Hikaye (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=395883)

Prof. Dr. Sinsi 08-05-2012 05:50 AM

Üç Küçük Hikaye
 
Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç,

gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete

gitmişti.

Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı

olduğunu gördü. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra , yerde bir

kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir

masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını

gördü ve merakla sordu: "Neden hiç eşyanız yok?" dedi.

"Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz.. .. Onlar nerede?"

Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence;

"Senin de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var, yavrum"

dedi. "Peki, senin eşyaların nerede?"

Gezgin genç, kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu:

"Ama görüyorsunuz.. .. Ben yolcuyum."

Ünlü bilge, hak verircesine güldü:

"Ben de öyle, yavrum" dedi. "Ben de öyle....."
HZ.ALI'NIN ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir

günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti.

Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç

parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini

ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli

bir köpek belirdi.

Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi.

Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da

bir kerede sildi süpürdü.

Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden

işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden

Abdullah, yaklaşıp sordu: "Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?"

Köle sıkılarak cevap verdi:

"Işte bu üç parça ekmek."

"O halde neden kendine hiç ayırmadın?"

"Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim."

"Peki sen ne yiyeceksin şimdi?"

"Oruç tutacağım."

Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede

olduğunu sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı

içindeki köleyle birlikte satın aldı.

Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını

söyledi ve ekledi:

"Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum."

Cömertliğiyle meşhur Abdullah b.. Cafer, kendisinden daha cömert birini

tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır

ve:

"Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş;

sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin"

dediklerinde, şu karşılığı verirdi:

"Ama o elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını...
Avrupa'nın ünlü sanat merkezilerinden birinde,

çocuğun biri, vitrinde çok hos bir tablo görür.

Tablonun bedeli oldukça yüksektir. Çocuk bu tabloyu bir

sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve

bir is bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm

para ile mağazaya gider. Sanslıdır, tablo hala satılmamıstır. İçeri

girer, tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi

yapan sanatçıyı bulur ve;

"Abimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum, tüm param da

bu kadar" der.

Ressam bir süre düsündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar.

Çocuk paketini alır ve tesekkür ederek çıkar.

Mağazada adamın arkadasları da vardır ve saskın

saskın sorarlar:

"Sen ne yaptın, o resmin değeri

milyonlar ederdi. Neden bu kadar düsük bir rakama sattın?"

Ressam cevap verir: "Evet, ben bu resme

milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim,

ancak tüm

servetini bu resme verecek kaç kisi bulabilirdim?..."

Sözün Özü: Günümüzde insanlar her seyin fiyatını biliyor, fakat hiçbir

seyin değerini bilmiyorlar.

Oscar WILDE


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.