![]() |
***Şükretmek***
Padişah, daha önce hiç deniz yolculuğu yapmamış bir köle ile aynı gemide yolculuk yapıyordu. Köle kor*kudan titriyor, bir türlü sakinleşmiyor, vaveylası ile herkesi huzursuz ediyordu. Padişahın keyfi kaçmıştı. Bir adam öne atıldı:
-İzin verirseniz onu sakinleştireyim, dedi. Padişah: -Ne yaparsan yap, yeter ki şu adamı sustur, dedi ada*ma... Adam, kölenin denize atılmasını istedi. Bağırıp çağıran köleyi suya attılar. Birkaç defa batıp çıkan köle: -Boğuluyorum, imdat! diye bağırmaya başladı. Köleyi yakalayıp, gemiye çıkardılar. Bir köşeye bıraktılar. Köle artık sessizce oturuyordu. Padişah, adama, niçin öyle yaptığını sordu. Adam: -Gemideki huzur ve güvenin farkında değildi, dedi. Suya düşünce değerini anladı. Nimeti artıran, lezzeti lezzet yapan şükürdür. Şükret*mek yerine şikayet edenler sahip olduklarından da mah*rum kalırlar. İnsanlar, maddi durumları itibari ile kendi*lerinin altındakilere, manevî yönleri ile de üstündekilere bakmalıdır. Birincilere baktıkça şükredecek, ikincilere baktıkça daha güzel hâle gelebilmek için gayretini artıra*caktır. Hakikî saadet bundadır. * Hz. Hasan (r.a.) rivater ettiğine göre peygamber efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki, “Allah kuluna, küçük veya büyük bir nimet verirde, kul bu nimete karşılık Elhamdulillah derse kendisine elde ettiğinden daha iyisi verilir.” |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.