ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Genel Konular (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=324)
-   -   ...Sınav Soruları...Hayat Soruları... (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=393923)

Prof. Dr. Sinsi 08-04-2012 03:03 AM

...Sınav Soruları...Hayat Soruları...
 


İnsan, kendisine herhangi bir varlık tarafından sorulan sorular karşısında duyarsız kalamaz. Bir çocuk soru sorsa, anne – baba soru sorsa, öğretmen soru sorsa, devlet soru sorsa... Kimine zorunlu olarak, kimine gönüllü olarak cevap verir insan. Cevap vermediği zaman, içinde bir ukde kalır.


-Nereye gidiyorsunuz?

-Neden böyle düşünüyorsunuz?

-Neden üzülüyorsunuz?

-Bu işin içinden nasıl çıkacaksınız?

-Kimin peşine düştüğünüzün farkında mısınız?

-Bu cinayeti neden işlediniz?

-Yediğiniz yemeğin içinde zehir olduğunu biliyor musunuz?

-Yürüdüğünüz yolun uçurumda son bulacağını bilmiyor musunuz?

-Zorlu bir yolculuğa çıkacaksınız. Yol için bir şeyler hazırladınız mı?


Hayatı boyunca böyle binlerce soru sorulur insana... İnsan ister istemez kafa yorar, cevap arar... Çünkü işin içinde kendi hayatı vardır.


Allah'tan gelen sorulara gelince, belki de insan için en hayati sorular bunlardır.

Çünkü soruyu Yaratan sormuş, yarattığı varlığın ser -encamına ilişkin en doğru istikameti kazandırmak için sormuştur.


Yaratan'ın yaratma fiili abes olmadığı gibi, sorusu da abes olmaz.

Kitabı boşuna gönderilmiş değildir. O kitaptaki tek harf, hatta tek hareke bile boşuna değildir.


İnsan hayatı dünyadan ukbaya doğru akmaktadır.

Soruların tamamı insan hayatı ile ilgilidir.

Öyleyse, dünya hayatı ile ilgili soruların cevabı bir gün mutlaka istenecektir.

Prof. Dr. Sinsi 08-04-2012 03:03 AM

...Sınav Soruları...Hayat Soruları...
 
Kur'an'da insana yönelik sorular var. Kur'an Rabbin kelamı.

Öyleyse sorular, Halık'tan insana yönelen sorular.

Soru yaşamaya ilişkinse, cevap, yaşanıp yaşanmadığı ile ilişkili olacaktır. Soruyu sorana “Evet yaşadım”, ya da “Hayır yaşamadım” tarzında cevap verilecektir.

Soru düşünmeye ilişkinse, soru inanmaya ilişkinse, soru sevmeye ilişkinse, soru bir yanlış davranışı neden yaptığına ilişkinse...


İnsan, her bir soru için anlamlı, inandırıcı cevaplar geliştirmiş olmalıdır.

Bir dünyaya gidiliyor ki, dil konuşmasa bile eller, ayaklar, deriler cevap verecek.

Cevabı hazırlamak için öncelikle soruya muhatap olmak gerekiyor.


-Bu soru başkasına değil, bana soruluyor! Ya da başkası ile birlikte bana soruluyor.

Sonra soruyu kavramak, özümsemek ve hangi nitelikte cevap isteniyorsa o cevabı bulmak gerekiyor.

Kur'an, mesela, “Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız?” diye soruyorsa, hem defalarca soruyorsa, durup düşünmek lâzım.

Bir ayette nimetler söz konusu edilerek “Saymak isteseniz sayamazsınız” deniyor. Demek ki sayıya gelmeyen bir nimetler yekunu var. Acaba bunlar içinde görmediğimiz, unuttuğumuz hatta yalanladığımız nimet var mı?


Belki de hemen, bir “nimet sayımı”na gitmemiz icap edecek. Nefesi tut, bir nimeti keşfet. Bir parmağını bağla, bir başka nimeti keşfet, tek ayakla yürü, bir başka nimet... Çiçekleri kaldır, gözlerini yum, kulaklarını kapa...

“Gökten suyu kim indirirdi O olmasa... Yerden bitkiyi kim bitirirdi? Size ateşi kim verdi?

“Görmedin mi? Görmedin mi? Görmedin mi?”

Yaratıcı defalarca bu soruyu soruyor.

Demek görmüyor insan.

-Gördüm Ya Rabbi, görüyorum ya Rabbi. diyebilmektir cevap.

-Gök nasıl yükseltildi biliyorum ya Rabbi, dağlar nasıl çakıldı yer yüzüne, yer yüzü nasıl döşek haline getirildi, biliyorum. Sen varsın hepsinin ibdasında, inşasında...

Prof. Dr. Sinsi 08-04-2012 03:03 AM

...Sınav Soruları...Hayat Soruları...
 
Bir dünyaya gidiliyor ki, dil konuşmasa bile eller, ayaklar, deriler cevap verecek.


Selamün Aleyküm can kardeşim..
Emeğinize, yüreğinize sağlık.. İstifham ve tefekkürle dolu çok değerli bir paylaşımdı.. Allah c.c razı olsun inşallah. İnsanın, akıl sahibi bir varlık olması ve diğer canlılardan da akıl ve irade yönüyle ayrılması sebebiyle insan, dünya hayatında da, ahiret hayatında da derin suallerin muhatabı olacaktır.. Kimi zaman soru soran olacaktır, kimi zaman da soru sorulan.. Hesaba çekilen.. Kur'an'da, ''sorulara çokça yer verilmesi'', anlatılanların insanda bir tesir ve teyakkuz uyandırması bakımından en dikkat çekici anlatım yöntemlerinden olmuştur.. ''Akletmiyor musunuz? Düşünmüyor musunuz? Öğüt almıyor musunuz? İbretlenmeyecek misiniz?'' gibi suallerin, hemen hemen birçok ayet-i celile sonunda tekrarlanmasının, muhakkak ki sayılamayacak kadar hikmeti var.. Akıl sahibi olmak, sorumluluk sahibi olmayı gerekli kıldırdı. Sorumluluk sahibi olmak da, sualleri göze almayı.. Cüz'i irademiz var, bu olduğu için mesuliyetliyiz ve irade denilen melekeye sahip olduğumuz için ''hesap günü'' var.. İmtihanlar var. Öyle ki, cüz'i iradenin kullanılacağı tek alan, hayattaki tercihlerdir, imtihanlardır.. İmtihan var ise, tercih de var..

Tercihlerimiz hep Rahmani yoldan yana,
Suallerimiz ise, mesuliyetlerimizi yerine getirebilmemizin ''sınav soruları'' olsun.. Hesabımız = Sınav sonuçlarımızı bekleyişimiz; akıbetimiz ise cennet olsun inşallah..

İmtihanlar ve sualler dünyasında muvaffak olmamız duası ile..
Rabbimize emanet olunuz güzel kardeşim..Muhabbetle ve Dua ile..


Prof. Dr. Sinsi 08-04-2012 03:03 AM

...Sınav Soruları...Hayat Soruları...
 
Kur'an, yani Halik-ı zülcelal soruyor:

-Kim var, Allah'a karşı size yardım edecek?

Demek insandan böyle tavırlar müşahede ediliyor. İnsan, sanki Allah'a karşı sığınaklar arıyor, yardımcılar bulmak istiyor... Herkesin yaratanı O, kim olabilir insanı Halık'tan daha çok sevecek, ona daha çok ikram edecek, ya da O'nun gazabı söz konusu ise, kim engelleyecek bunu? Her varlığı O yaratmadı mı?

İnsan, şayet davranışlarında böyle arayışlar varsa, ebedi âlemde onun hesabını vermeyi düşünecek, çünkü bu sorular cevabı verilmek üzere soruluyor.

İsterseniz en başa dönün. Halik-ı zülcelal en baştan bir düşünce dünyası inşa edebilmemiz için soruyor:

-Sizi boş yere, oyun eğlence olsun diye mi yarattık? Başıboş bırakılacağınızı ve hesaba çekilmeyeceğinizi mi sandınız?

İşte sorular nizamının omurgası... Soru sorulmuş, cevabı da içinde:

-Sizi boş yere, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık, bir. Mutlaka hesaba çekileceksiniz, iki.

Soru soruluyor ki, insanoğlu onun üzerinde düşünsün, hayatın mebdeini - meadını idrak etsin.

-Neden az şükredersiniz?

-Şükretmez misiniz?

-Akl etmez misiniz?

-Neden düşünmüyorsunuz?

Defalarca soruluyor bu sorular Kur'an'da...

Şükür isteniyor, akl etmemiz isteniyor, fikr etmemiz isteniyor... Görmemiz isteniyor.

-Namaz kılan bir kula mani olanı gördün mü? Yalan söyleyen, yüz çeviren adamı...

O da gündeminde olsun, demek bu... Karakteri düşük bir adam o, onu bil, demek.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.