Simbiyotik Kadınlar
 

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg
Simbiyotik, zooloji terimine aittir ve birlikte yaşayan demek. Bu terim son yıllarda ilişkiler için de kullanıyor, bağımlı yaşayan anlamında.


İnce bir çizgi üzerinde duran bağımlılığı, bağlılıkla karıştırmamaya özen gösterelim. İkisi çok farklı! Siz simbiyotik misiniz?

Bağımlılık, bir ilişkinin en tehlikeli noktasıdır. Bireyselleşmenin unutulduğu ve karşı tarafa da unutturmak için uğraşıldığı, psikolojik bir boyuttur. Birliktelikleri çökerten bu durum; sevgiyi, sabrı ve özveriyi de aşağı çeker.

Sigara, alkol nasıl ki bağımlılıktır ve kurtulmak için profesyonel yardım almak gerekir; ilişkilerde de aşırı bağımlılık bir problemdir. Kadınların daha çok yaşadıkları bu duygusal süreç, devamlılık gösteriyorsa, ciddiye alınmalı ve müdahale edilmelidir. Tabii, önce kişinin bu durumu kabullenmesi gerekir. Bir alkoliğin, alkolik olduğunu kabul etmesi gibi, simbiyotik biri de bunun sorun olduğuna inanmalıdır.

İster çalışan bir kadın olun, ister ev hanımı; eşiniz ya da sevgiliniz olmadan bir şey yapamıyorsanız, kendinizi biraz sorgulamalısınız. O olmadığında ne yapacağınızı bilmiyorsanız, onsuz çaresiz kaldığınızı hissediyorsanız, büyük ihtimalle simbiyotiksiniz.
Burada bahsettiğim, ayrılık ardından oluşan duygular değildir. İlişki devam ederken hissettiğiniz bunlarsa, kendinizle yüzleşmeniz gerekir. Bazen gerçekten sevgi mi, yoksa bağımlılık mı, ayırmak zordur.

Benim fikrim, simbiyotikliğin sadece partnere hissedilmediği yönünde. Bir ilişki biter bitmez, başkasıyla olmaya çalışan da bağımlıdır. Önemli olan, sevgilinin gidişi değil de yalnız kalmamak, mutlaka birine tutunmak ihtiyacıysa; bu da bağımlılıktır. Tek başına hayata tutunamayan, yaşamdan zevk alamayan, yalnızlığı her şeyin sonu gibi gören bireyler; ciddi bağımlılığa sahiptirler.

İnsan, elbette yalnızlıktan hoşlanmaz. Sosyalleşmek, sevmek, aşık olmak kişinin temel ihtiyaçları arasındadır. Ancak hem kendini, hem partnerini gereksizce sıkarak, tek vücutmuş gibi yaşayanlar, ilişkilerini en çabuk kaybedenlerdir.

Kadınlar, çoğu zaman bağlılığı, bağımlılığın paravanı olarak kullanır. Kendilerini de inandırırlar, ki bu en tehlikeli duygudur. Bağlılık, sadakat ve sevgiyle beslenir. Bağımlılık ise altında özgüven eksikliği,

Hayatı eşinin omuzlarına yükleyerek, her konuda rahata alışan biri, fark etmeden simbiyotik bir ilişkiye doğru geçiş yapabilir. Fatura ödemek, alış veriş yapmak, evde oluşan en küçük bir sıkıntı için bile eşine ihtiyaç duymak, yalnız kaldığında aklını partnerine takmak, sinyal olarak algılanmalıdır.

Simbiyotik ilişkilerde, gözden kaçan kısım, ilişki bittiğinde bağımlı olan tarafın yaşayacaklarıdır. Çoğu insan bununla karşılaştığında, sudan çıkmış balığa döner. Ne yapacağını bilemez. Çaresiz ve yardıma muhtaç hale gelir. En kötüsü, bu bağımlılığın yerini doldurmak çok zor olacaktır.

İlişkinizde çatlamalar yaşamadan ve gün gelip hayatın duvarına çarpmadan, kendinizle yüzleşin. Sevginiz neyin üzerinde oturuyor; bağlılık mı, bağımlılık mı? Bu sorunun üstünü örtmeyin, üstüne gidin.

Ne yazık ki, simbiyotik kadınlar, sonunda en korktukları şeyle baş başa kalırlar; yalnızlıkla!