Birkaç Hiciv..
 

1940’larda “ön seçim” var, partiler ön seçime, yani yoklamaya sokmadıkları adaylarını “merkez”den gösteriyorlar.

Neyzen Tevfik durumu değerlendiriyor:

“Ehl-i namus yoklamada düştü hep meyus oldu
Merkezinden koyduranlar, cümlesi mebus oldu.”

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

MEHMET Akif’in de tepesi atmasın:


Ey haya namında bir hissin vücudundan bile
Pek haberdar olmayan, yüzsüz, hayasız bak hele!
Arkasından takla attın en deni bir şöhretin
Düştü takken, çıktı cascavlak o kel mahiyetin.”

xxxxxxxxxxxx

ADI, Eşref gibi, Neyzen gibi duyulmamış, hicivleri yayılmamış “heccav”lar da vardır, Namdar Rahmi Karatay

“Pehpehlerle, pohpohlarla çok itleri at yaptık
Uçurduk ta göklere alkıştan kanat yaptık
Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık
Üstüne çul vursanız it onu kanat sanır
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.”

Tanıdınız değil mi kim, ya da kimler?

xxxxxxxxxxxx

ABDULLAH Çağlayan, maliyecidir, “Salla başını, al maaşını” dediği için sorgulanmış, ama suçsuz bulunmuştur.

Bakın neler demiş:


“Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler
Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler
Hayadan eser yoktur, nafile bütün sözler
Beyhude inat yoktur, salla hemen başını
Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını