![]() |
Mankurt | Mankurtlaştırılmış Köleler
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg
(Temsili resim) Mankurt | Mankurtlaştırma Mankurt, Altay ve Kırgız efsanelerinde adı geçen şuuru olmayan, bilinçsiz, hayvani iç güdüleriyle hareket eden köledir. Efsaneye göre Avar (Juan Juanlar) adındaki topluluk bozkırı, Sarı Özek’i işgal ettiklerinde kendilerine köle ararlar. Yerleşim yerlerini yakarlar, yıkarlar ve yağmalarlar. İnsanları esir alır, özellikle genç ve güçlü olanları mankurtlaştırma adındaki işkenceye maruz bırakırlardı veya komşu kavimlere köle olarak satarlardı. Bazen köle olarak satılan,daha güçsüz ve daha yaşlı kişiler bir şekilde kaçıp kendi ülkelerine dönüp Juan Juanların yaptıkları bu korkunç işkenceyi anlatılardı. Köle olarak başka kavimlere satılanlar, mankurtlaştırılanlardan daha şanslı sayılırlarmış. Mankurtlaştırılacak esirin kafası traşlanır, saç kökleri tek tek yolunur ve yeni kesilmiş devenin boyun derisi kanlı ve taze halde esirin kafa derisine sıkıca sarılırdı. Kafalarını yere sürtmemeleri içinde boyunlarına kalıp takılırdı. Dışarı uzayamayan saçlar kafatasının içine doğru uzardı. Acı çeken esirleri duymamak için kimsenin olmadığı, uzak bir yere götürülürlerdi. Burada esirlerin kafalarındaki deri kızgın güneşten kurur, büzüşür ve sağ kalanları mankurt denilen, sadece karın doyurma güdüsü olan, geçmişini, adını, ailesini bilmeyen bir köle haline dönüştürürdü. Genelde çok az kişi sağ kalırdı. Diğerleri kafatasını sıkan derinin verdiği acıya dayanamaz ölürlerdi. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Mankurt olması istenen kişi, kafasına geçirilen deri kuruyana kadar aç ve susuz bırakılırdı. Mankurt olmadan ailesinin kaçırıp, kafasındaki deriyi kazıması ihtimaline karşı da etrafta gözcüler olurdu. Bozkır etrafı açık bir yer olduğu için de kimse gizlice yaklaşamazdı. Juan Juanların eline düşen mankurt yapılmış kişinin peşine düşülmezdi. Onu geri almak için uğraşılmazdı. Çünkü mankurt yapılmış kişi un çuvalından farksızdı. Bir ölüydü. Mankurt yapılmak istenen kişiler 5. gün kontrol edilirdi. Sağ kalanlara yemek ve su verilir itaat etmesi sağlanırdı. Zamanla gücünü toplayan mankurt,on tane köle değerinde görülürdü. Yaz, kış, soğuk, sıcak demeden efendisinin dediği her şeyi yapar, asla şikayet etmez, düşünmezdi. Yanına yemeği ve suyu verilir en ağır şartlarda çalıştırılabilirdi. Mankurtlar asla isyan etmezlerdi. Efendisine bir köpek kadar bağlıydı. İnsan olduğunun farkında değildi. Kırgız yazar Cengiz Aytmatov ‘’ Gün Olur Asra Bedel ’’ aslı eserinde mankurt efsanesini anlatmıştır. Tarih&Sanat |
Mankurt | Mankurtlaştırılmış Köleler
Alıntı: Mankurtlaştırılacak esirin kafası traşlanır, saç kökleri tek tek yolunur ve yeni kesilmiş devenin boyun derisi kanlı ve taze halde esirin kafa derisine sıkıca sarılırdı. Kafalarını yere sürtmemeleri içinde boyunlarına kalıp takılırdı. Dışarı uzayamayan saçlar kafatasının içine doğru uzardı. Acı çeken esirleri duymamak için kimsenin olmadığı, uzak bir yere götürülürlerdi. Burada esirlerin kafalarındaki deri kızgın güneşten kurur, büzüşür ve sağ kalanları mankurt denilen, sadece karın doyurma güdüsü olan, geçmişini, adını, ailesini bilmeyen bir köle haline dönüştürürdü. Genelde çok az kişi sağ kalırdı. Diğerleri kafatasını sıkan derinin verdiği acıya dayanamaz ölürlerdi. Bu ne biçim zihin kontrol yöntemi türüdür. Kısaca aklını alıyorlar. Türk Mitolojisinde yerini almış olsada gerçeklik payının olmadığını varsaymak istiyorum. Mankafa şeysi de buradan türemiş herhalde. Teşekkürler Lale. |
Mankurt | Mankurtlaştırılmış Köleler
Vikipedide de söyle gecer Mankurt:
* * * * * * * * Mankurt - Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köle. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır, ıslak deve derisi sarılır ve böylece elleri kolları bağlı olarak Güneş altında bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Gerilen deri başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek aklını yitirmesine neden olur. Böyle bir kişi bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür. Cengiz Aytmatov'un 1980 yılında yazdığı Gün Uzar Yüzyıl Olur adlı eserinde, Orkun Uçar'ın ise Metal Fırtına 2 / Kayıp Naaş adlı eserinde Kırgız destanlarından yararlanarak güncelleştirdikleri bir kişiliktir. Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının kuklası haline gelmiş bir zavallı insan tipidir. Aytmatov'un "Gün Uzar Yüzyıl Olur" adlı eseri pek çok Batı diline ve Türk lehçelerine çevrilip yaygınlaşırken "mankurt" kavramı da kabul görerek literatüre girmiş ve “mankurt” ve “mankurtlaştırma” temaları yaygınlaşmıştır. Fransa'da V. Lackhine tarafından "yılın kitabı" olarak gösterilen Aytmatov'un "Gün Uzar Yüzyıl Olur" eserinden yapılan iktibasla " Mankurtizm " "sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma" temalarını karşılayan bir terim olarak sosyal psikoloji literatüründe yerini almıştır. Çağdaş Sovyet Kazak şairlerinden Muhtar Şahanov "Yenilen Galip ya da Cengiz Hanın Halası" konulu Otrar manzumesi’nin doğuşunu anlatırken şunları söylemektedir: "Eserimizde kültür tarihimize derin kökler salmanın bizler için pek önemli olduğunu anlatmak istiyordum. Her insanın doğduğu yere sıkı sıkıya bağlı olması gerekir. Bunsuz büyük çaplı yazar olmaz. Köksüz insanlar ortaya çıkınca "mankurtizm" hali olur." Nasıl Mankurt Yapılır? Eski Türk, Kazak ve Kırgız destanlarından edinilen bilgi ve Orta Asya Mitlerine göre "Mankurt" dönemin Orta Asya halkları arasında çok yaygın bir İşkence ve zihin kontrol yöntemiydi. Bir insanı mankurt yapmak istediklerinde:[*]O kişinin kafası (saçları) iyice kazınır,[*]Kafasına devenin boyun derisi iyice gerdirilirek geçirilir,[*]Kafasında deve derisi bulunan Mankurt adayı sıcak çölde güneş altında birkaç gün bırakılırdı.Böylece sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve kafaya iyice yapışır. Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlarda yeniden uzamaya başlar. Fakat deri kafaya o kadar yapışır ki zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delip uzamasına devam edemez. Bu nedenle saçlar uzamaya vücudun dışı yönünde değil de kafanın içine doğru uzamaya başlar. Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip beyne doğru ilerlemesiyle mankurt büyük acılar çeker. Bu acılara dayanamayan mankurt bir müddet sonra kuklaya döner. Hafızasını yitirir, anne-babasını dahi tanımaz. Aklını çalıştırıp düşünemez hale gelir. Bu nedenle sahibi ne söylerse ona itaat eder. Günümüzde modern işkence ve zihin kontrol yöntemlerinin kullanılması nedeniyle Mankurt tekniği geçmişte kalmıştır. Etimoloji (Bun/Ban/Man) kökünden türemiştir. Bun sözcüğü akıl yoksunluğunu ifade eder. Moğolca Munu/Mung (Türkçe Bunu/Bung) fiilleri aklını yitirmeyi, Munah (Türkçe Bunak) sözcükleri yaşlılık nedeniyle aklını yitirmiş olan kişileri anlatır. Eski Altaycada Manu, Tunguz ve Mançu dillerinde Mana sözcüğü akıl yitimini ve kullanılmaz hale gelmeyi belirtir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.