![]() |
Hiç Evlenmeyen Kadın Şairimiz | Mihri Hatun
Hiç Evlenmeyen Kadın Şairimiz
Mihri Hatun http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg (Osmanlı Son Dönemi Kadın Şairlerinden Nigar Hanım ve Yakınları) Gerek tarihimize ve gerekse de edebiyatımıza damgasını vurmuş bazı şahıslar vardır. Bu kişiler yaşadıkları hayat ile devirlerinde ve sonrasında birer cazibe merkezi olmasını bilmişlerdir. Tarihimizde edebiyat sahasına baktığımızda birçok şairin erkek olduğunu görürüz. Klasik Edebiyat dediğimizde ise akla ilk olarak Bâkiler, Fuzûliler ve Nedimler gelir. O dönemin sosyal yapısından olsa gerek, kadın şairlerimiz yok denecek kadar azdır. Bunlar arasında ismini bugüne kadar ulaştırmış, fakat çoklarınca unutulmuş bir kadın şairimiz vardır:Mihri Hatun Mihri Hatun, II. Bâyezid dönemi şairlerindendir. Osmanlı döneminde yetişen şairlerinin hayat hikayeleri hakkında bilgiler bulduğumuz “tezkire”lere müracaat ettiğimizde, Mihri Hatun’un Amasya’da doğduğunu öğreniyoruz. Kendisi dönemine nispeten elit bir ortamda büyümüştür. Babası, devrin hukuki işlerinden sorumludur ve “Bahayî” mahlası ile şiirler yazmaktadır. Belki de Mihri Hatun’un şiire merakı buradan gelmektedir. Sultan II. Bayezid, Amasya vilayetinde sancakbeyi iken Mihri Hatun’un kendisine takdim ettiği şiirlerden haberdar olmuş ve dönemin diğer erkek şairlerine yaptığı gibi Mihri Hatun’a pek çok ihsanda bulunmuştur. Çünkü Bayezid Han da bir şairdi ve “Adlî” mahlasıyla şiirler yazıyordu. Bu itibarla şairin ve şiirin kıymetini bilmekteydi. O döneme ait, sanat erbabına yapılan ihsanları gösteren bir in’âmât defterinde padişahın Mihri Hatun’a beş kez olmak üzere toplamda 13.000 akçe gönderdiği kayıtlıdır. Bu nokta önemlidir ve o devirde şiire verilen değeri göstermesi bakımından dikkat çekicidir. . http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Çok Güzeldi Fakat Evlenmedi Mihri Hatun ömrü boyunca hiç evlenmemiştir. Kaynaklarda çok güzel olduğu yazılıdır. Buna rağmen bekârlığı tercih etmiştir. Kendisinin ismi tâ İstanbullardan duyulmuş ve Mihri Hatun’a çok sayıda talip çıkmıştır. Bunlar arasında paşalar, müderrisler gibi devrin ileri gelenleri yer almaktadır. Fakat o yalnızlığı tercih etti. Kimi zaman beşeri aşkı terennüm ettiği şiirlerinde bir sevgiliden bahsetse de bu, hayalî bir sevgiliden öteye geçmedi. Bazı zaman mısralarında kendisine taliplerin çıktığı şu şekilde de belirtmiştir. Aşk bâbında bizimle eyledi ol yâr bahs Can ile verdik cevabı itmedi tekrar bahs (Aşk hususunda o sevgili bizimle bahse girdi, fakat samimi olarak verdiğimiz cevaptan sonra tekrar bu meseleden bahsedemedi bile.) Neden evlenmediği üzerine şiirlerinde bir kayda ya da işarete rastlamadık. Bununla beraber tezkire kayıtları Mihri Hatun’un edep ve hayasının yüksekliğinden bahsederken, söz konusu durumu çok hoş benzetmelerle dile getirmektedirler. Bunlardan biri şudur: Açılmamış bir çiçek olarak Cennet bahçesine gitti. Diğer dikkat çeken benzetme ise; Altın gerdanlıktan başka, hiçbir nesne boynuna kol salmamıştır. Fakat tarihimiz açısından üzücüdür ki, böyle bir şairimizin varlığı ilk olarak Rus kadın Türkologu Maştakova tarafından dünyaya duyurulmuştur. Hatta ve hatta yakın bir tarihte Uluslar Arası Astronomi Birliği (IAU) tarafından Venüs gezegeni üzerinde keşfedilen bir kratere “Mihri Hatun” adı verilmiştir. . Bazı Şiirleri Gazel Ben umardım ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın Ne bileydim ki seni böyle cefâ-kâr olasın Hele sen kaaide-î cevrde eksik komadın Dostluk hakkı ise ancağ ola var olasın Reh-i âşkında neler çektüğüm ey dost benim Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın Sözüme uymadın ey asılası dil dilerim Ser-i zülfüne anın âhiri ber-dâr olasın Sen ki cân gül-şeninin bi gül-i nev-restesisin Ne revâdır bu ki her hâr ü hasa yâr olasın Beni âzâde iken aşka giriftâr itdin Göreyim sen de benim gibi giriftâr olasın Bed-duâ etmezem ammâ ki Huda’dan dilerim Bir senin gibi cefâ-kâra hevâ-dâr olasın Şimdi bir hâldeyüz kim ilenen düşmanına Der ki Mihrî gibi sen dahi siyeh-kâr olasın . Ruhuñ envâr-ı savkından tolupdur bu cihân âtes Vücûdum mülkini yaksa ‘aceb mi her zamân âtes Yakup ‘askuñ odın sînemde dâ’im Yaklaram câna Anuñ′çün hâne-i dilde yanar her dem nihân âtes Firâkuñla viYâlüñle dil-i mecrûha ey dilber Olur her nâr bir gülsen olur her gülsitân âtes ilâhî gülsen-i hüsnin gözüm yasıyla sen şakla Tolupdur gerçi âhumdan zemîn ü âsumân âtes Çıkar cân rahtını şehr-i bedenden Mihrî dil-haste Fedâ kıl yâr yolunda ki ider nâ-gâh ziyân âtes Kaynak Şiir için kaynak . |
Hiç Evlenmeyen Kadın Şairimiz | Mihri Hatun
r
Alıntı: Sultan II. Bayezid, Amasya vilayetinde sancakbeyi iken Mihri Hatun’un kendisine takdim ettiği şiirlerden haberdar olmuş ve dönemin diğer erkek şairlerine yaptığı gibi Mihri Hatun’a pek çok ihsanda bulunmuştur. Çünkü Bayezid Han da bir şairdi ve “Adlî” mahlasıyla şiirler yazıyordu. Bu itibarla şairin ve şiirin kıymetini bilmekteydi. O döneme ait, sanat erbabına yapılan ihsanları gösteren bir in’âmât defterinde padişahın Mihri Hatun’a beş kez olmak üzere toplamda 13.000 akçe gönderdiği kayıtlıdır. Bu nokta önemlidir ve o devirde şiire verilen değeri göstermesi bakımından dikkat çekicidir. O devirde siire verilen deger takdir edilse de, sonradan kendisini unutmusuz, ancak Rus Türkolog tarafindan hatirlatilmis tekrar. Alıntı: Fakat tarihimiz açısından üzücüdür ki, böyle bir şairimizin varlığı ilk olarak Rus kadın Türkologu Maştakova tarafından dünyaya duyurulmuştur. Hatta ve hatta yakın bir tarihte Uluslar Arası Astronomi Birliği (IAU) tarafından Venüs gezegeni üzerinde keşfedilen bir kratere “Mihri Hatun” adı verilmiştir. Tesekkürler Rukia, ellerine saglik. |
Hiç Evlenmeyen Kadın Şairimiz | Mihri Hatun
15. yüzyılda yaşamış ve o dönemim şartlarına rağmen bir kadın olarak şairliğini kabul ettirmiş ve bu işten geçinebilmiş biri...
II. Bayezid demek beni görse köşe olmuştum. Çorbada benim de tuzum olsun bari ve "Gazel" adlı şiirinin sadeleştirilmiş Türkçesini ekleyeyim ben de... Ben umardım ki vefalı bir sevgili olasın Nerden bilirdim böyle cefakâr olacağını? Cevr yapma kaidelerinde eksik komadın Dostluk hakkı ise bu, ancak bu kadar olur, var olasın. Ey dost, aşk yolunda neler çektiğimi Bir gün aşka tutulunca bilirsin. Sözüme uymadın ey asılası gönül, dilerim ki Sonunda onun saçının teline aşılasın. Beni, azade iken aşka düşürdün. Sen de benim gibi aşka düş de göreyim. Beddua etmiyorum amma Hûda'dan dilerim. Senin gibi bir cefakâra düşesin. Şimdi öyle bir haldeyiz ki düşmanına ilenen (beddua eden) "Sen de Mihrî gibi bahtsız olasın. ...der. |
Hiç Evlenmeyen Kadın Şairimiz | Mihri Hatun
Merak ettim araştırdım biraz...
Evlenmemiş olabilir ama dedim kesin işin içinde aşk yeniği var... Haklı olabilirim... Ne derece doğru bilmem ama nette bulduğum bazı bilgiler şöyle... Gelgelelim Mihrî Hatun'u dünya çapında üne kavuşturan ise erkekleri peşinden sürüklemesi değil adını hiç vermediği bir kadına duyduğu ?ilgi? olmuştur. Zaten onu keşfeden de bir Rus Türkoloğu olan Elena Maştakova'dır. 1967 yılında günümüze kalan tek eseri olan divanını tenkitli olarak yayınlamıştır. Avrupa'da Yunan mitolojisinde Afrodit'e duyduğu aşk nedeniyle lezbiyen olan Sappho'ya ithafen Türk Sappho'su olarak adlandırılan Mihri Hatun'a bu ismi ilk olarak ünlü tarihçi Joseph von Hammer vermiştir. Hakkında bu konuda Türkiye'de basılan ilk eser ise Sennur Sezer'in Türk Safo'su Mihri Hatun adlı kitabıdır. Mihri Hatun'un ilgi duyduğu kadın uzun süre edebiyat ve tarih çevrelerince merak konusu olmuştur. Kimileri bu kadının aynı dönemde yaşayan şair Zeynep Hatun olduğunu iddia etse de bu sav temelsizdir. Çünkü Zeynep Hatun Fatih Sultan Mehmet'e çocukluğundan beri deli gibi aşık olan biridir. En sonunda dayanamayıp huzurunda bir şiirle aşkını ilan etmiş ancak karşılık bulamamıştır. (Hatta onun Fatih'e olan bu aşkı değerli müzisyenlerimizden Can Atilla'nın 1453 Sultanlar Aşkına isimli albümünde saba makamında bir beste ile anlatılmıştır.) Kaynak yetersizliğinden dolayı bu konu tarihin çözülmemiş magazinsel bir olayı olarak kalacağa benzemektedir. Kaynak Ama unutmamız ve onu bize yabancı birinin hatırlatması oldukça üzücü... Paylaşım için teşekkürler... |
Hiç Evlenmeyen Kadın Şairimiz | Mihri Hatun
Gece, bunu yazan kisinin neye dayanarak yazdigini anlamadim.
Ilk olarak o fotograftaki Mihri Hanim olamaz. O dönemde henüz fotograf yoktu. Olsaydi eger Mihri Hanim II.Bayezid dönemi sairi oldugu icin, II.Bayezid'in poz poz resimleri olurdu günümüze ulasan. Arastirilmis iki kaynak var. Mihri Hanim'in siirleri ve kendisi ile daha fazla bilgi veren. Ilgilenenler bakabilir. http://www.sosyalarastirmalar.com/ci...ran_selami.pdf http://www.turkishstudies.net/sayila...9Flumetin1.pdf |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.