ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Genel Konular (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=324)
-   -   Türk Kadinini Bekleyen Büyük Sorumluluk (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=383086)

Prof. Dr. Sinsi 08-03-2012 12:14 AM

Türk Kadinini Bekleyen Büyük Sorumluluk
 

Çok değil bundan on-onbeş yıl geriye gittiğimizde 2000 li yıllar insanlara çok uzak gelen, hatta uzay çağını çağrıştıran, düşünüldüğünde heyecan uyandıran bir dönem olarak görülüyordu. Ancak ikibin yılı geldi ve hatta geçti bile. İnsanların büyük bölümü içinde bulunduğumuz bu yıllara büyük umutlar bağlamış durumdalar. Gerek ekonomik, gerek toplumsal gerek bilimsel açıdan ve gerekse dini inançlar bakımından bakıldığında söz konusu yılların güzel gelişmelerin müjdecisi olduğu düşünülüyor. Özellikle de internet gibi dünya insanlarını birbirine çok yakınlaştıran ve bilginin her yere anında ulaşmasını sağlayan teknolojik gelişmelerin bu beklentileri hızlandıracağı umuluyor.


Kuşkusuz önümüzdeki yıllar siyasi, sosyolojik, ekonomik ve kültürel sahalarda tüm dünyada kadının toplumdaki yerini ve önemini pekiştirecek pek çok gelişmeye gebedir. Geride bıraktığımız yıllarda özellikle Türk kadının yaşadığı zorluk ve sıkıntılar Allahın izni ile önümüzdeki yıllarda çok daha hafifleyecek ve kadın üzerine yapılan tartışmalar ve konuşmalar çok farklı mecralara kayacaktır. Günümüzde toplumsal alanda, insanlararası ve hatta milletlerarası yaşanan sorunlara getirilmesi gereken köklü çözümler sözkonusu olduğunda ise konuyu sadece kadının penceresinden değil çok daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirmekte fayda vardır. Zira kadın, beklentisi içinde olduğumuz güzelliklerin gerçekleşmesi için verilecek fikri mücadelenin yalnızca saflarından biri olmakla kalmayacak, bu fikri mücadelenin yönlendirci faktörlerinden birisi olacaktır.


Savaşların, çatışmaların, acı ve gözyaşının üzerine damgasını vurduğu 20. yüzyıl yerini güzel ahlakın anlatılması ve yayılması ile barışın, huzurun ve refahın hakim olduğu 21. yüzyıla bırakacaktır. Bu beklentinin gerçekleşmesi ise Kuran ahlakının yaşanması ve yayılması ile doğru orantılıdır. Sevgi, saygı, hoşgörü, fedakarlık, başkalarının nefsini kendi nefsine tercih etme, olayları iyi niyetle değerlendirme, affedici olma, kin tutmama, büyüklük taslamama bu ahlakın ilk anda akla gelen gereklerindendir. Üstelik bu ahlakı taşıyan kişiler aynı zamanda güvenilir, dürüst ve adildirler. Amaçları dünyaya dirlik ve düzen getirmek, iyiliği emredip, kötülükten men etmek, itidalli ve sabırlı olmaktır. Dünyada gerçekleşen her olayın Allahın kontrolünde olduğunu bilen bu insanlar için hiçbir şey zor, aşılmaz, ya da güç değildir. Zira bu modelin içinde çözümcü olmak ya da diğer bir deyişle mevcut problemlere çözüm bulabilmek çok önemli bir yer tutar.


Dünyanın pek çok yerinde süregelen ve başta kadınlar ve çocukları hedef alan zulüm, şiddet ve baskıgözönünde bulundurulduğunda çözümcülüğün ne denli önemli olduğu ve buna ne kadar gereksinim duyulduğu açıktır. İnsanlar her yeni yıla tüm bu sorunlara çözüm bulma umuduyla girmekte ve her yeni yöneticiye yada yeni akıma bu ümitle bakmaktadırlar. İşte 2001 in kadınlarına bu noktada çok iş düşmektedir.


Bilindiği gibi diğer pek çok kültürün ve toplumun sahip olduğu anlayışın tersine Kuranda erkek üstünlüğü gibi bir mantık yer almaz. İnsanlar Allah katında yalnızca Allaha yakınlıklarına göre üstünlük elde edebilirler. Bunun dışında ırk, renk, cinsiyet, mal gibi özelliklerinden ötürü kimse üstünlük bulamaz. Bu gerçek Kuran ayetinde şöyle bildirilir: “Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (Hucurat Suresi, 13)


Ayetin ifadesinden de anlaşıldığı üzere kadın ve erkek eşit sorumluluğa sahiptir. Üstelik kadının toplumdaki rolü yalnızca eş ve anne olmanın ötesindedir. Filistinde, Çeçenistanda, Keşmirde, Bosnada, Kosovada, Doğu Türkistanda ve daha dünyanın pek çok yerinde yaşananlar henüz hafızalardan silinebilmiş değildir. İnsanlar yalnızca dinleri ya da ırkları yüzünden soykırıma tabi tutulmakta, insanlık dışı işkencelere maruz kalmakta, evlerinden, yurtlarından, ailelerinden, eşlerinden, sevdiklerinden ayrılmakta, işlerinden ve sosyal yaşantılarından mahrum bırakılmakta, dahası insani haklarını dahi kaybetmektedirler. Hergün gazetelerde, televizyonlarda utanç verici insanlık manzaraları sergilenmektedir.


Kadınlar ise fıtratları itibariyle vicdani hassasiyete sahip, güzel huylu, merhametli varlıklardır. Güzel ahlak sahibi olan, vicdanlı, erdemli ve kişilikli kadınların sayısının artmasıyla birlikte şefkatli, merhametli, yardımsever, fedakar, mülayim, ince düşünceli, güzel ahlaklı insanların sayısı da çoğalır. Bunun için insanların yapmaları gereken şey yalnızca Allahın kendilerini yarattığı fıtrata uygun davranmaktır. Bu güzel ahlaklı yapının 2001 yılındaki girişimci, dinç, zeki ve atak kadın modeliyle birleşmesi durumunda elbette ki ortaya mükemmel bir yapı çıkacaktır. Bu yapıya sahip kadınlar dünya üzerindeki sorunlara el atma, problemleri çözme, zulüm gören insanlara, sıkıntı ve yokluk içinde yaşayan kişilere yardım etme konusunda önder olacaklardır. Yaratılışlarındaki bu güzel özelliği dünya insanlarına yardım için kullanacaklar ve problemlere çözümler getireceklerdir.


Bu nedenle Kuran ahlakını özümsemiş kadınların vicdanlı yaklaşımlarına, sorunlara çözüm getiren tavırlarına, şefkatli ve merhametli girişimlerde yapacakları öncülüğe büyük ihtiyaç vardır. Dünyanın en acil gereksinimi hiç şüphesiz ki barış, huzur ve kardeşliktir. Sorunlara barışçı yaklaşıldığında, karşılıklı şefkat ve merhamet hisleri beslenildiğinde, olaylara karşı tarafın açısından da bakıldığında, insani duygularla hareket edildiğinde dünyada üstesinden gelinmeyecek problem, çözülmeyecek sorun yoktur. Fakat bunun için Kuran ahlakının insana kazandırdığı olgunluk ve hoşgörüye, güzel ahlaka sahip olmak şarttır. Bundan sonrası yalnızca vicdanlı davranmakla gelecektir.


İşte 2001 yılının Türk kadını sahip olduğu Kuran ahlakıyla bu konuda dünya kadınlarına önderlik edecek cesaret, şahsiyet ve niteliktedir. Bütün bu korunmasız ve yardıma muhtaç insanlar için fikri mücadele edebilecek güçtedir. Dünyaya barış ve hoşgörüyü getirmek için üzerine düşen sorumluluğun da farkındadır. Bu nedenle insanlığı güzel ve müjdeli günler beklemektedir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.