![]() |
Ebû Ali Dekkâk Hazretleri
Ebû Ali Dekkâk hazretleri, evliyanın büyüklerindendir. Nişâbur’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1014 (H.405) senesinde Nişabur’da vefât etti... Zamânındaki birçok âlim ve evliyânın ders ve sohbetlerinde bulunan bu mübarek zat, fıkıh, tefsîr, hadîs ve başka ilimlerde yükseldi. Çok talebe yetiştirdi... “SOHBETİN FAYDASI NEDİR?” Ebû Ali Dekkâk hazretleri, gâyet açık, çok tesirli ve güzel konuşurdu. Bir defâsında birisi gelerek, büyüklerin sohbetinde bulunmanın faydasını sordu. Cevâbında; “Bunda iki fayda vardır. Birincisi; eğer o kimse ilme tâlib olmuşsa, Allahü teâlâya ve O’nun dînine olan muhabbeti, bağlılığı ve sohbetin bereketiyle ilmi artar. İkinci faydası; eğer sohbette bulunan kimsenin kalbinde benlik ve gurur varsa, o duygular yok olup, ilmi ve edebi artar. Mânevî bakımdan yüksek derecelere kavuşur” buyurdu. “Hocasına muhâlefet edenin hâli nicedir?” diye soran birisine; “Her kim hocasına kalbinden muhâlefet etmeye niyet etse, onunla aynı yolda bulunamaz. Verdiği sözü bozmuş olur. Bunun için tövbe etmesi vâcib olur. Üstâdına saygısızlık edenler içinse tövbe yoktur” buyurdu... Ebû Ali Dekkâk kendi yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatıyor: Hasta olan salih bir dostumu ziyaret etmeye vardım, büyük bir şeyh idi, etrafını talebeleri çevirmişti, ağlıyordu, iyice yaşlanmıştı. Ey şeyh! Neye ağlıyorsun, yoksa dünyaya mı” diye sordum. “Asla! Kaçırdığım namazlara ağlıyorum” diye cevap verdi. “Nasıl olur, sen namazını kaçırmazdın” dedim. Bana su cevabı verdi. “Şu günüme kadar geldim, ne gafletsiz secdeye vardığım oldu, ne de gafletsiz secdeden başımı kaldırdığım var, işte şimdi de gaflet içinde ölüyorum!” Arkasından derin bir nefes çekerek su şiiri söyledi: “Mezarımdan doğrulacağım günü ve mahşere varacağımı düşündüm. Dört köşelik çukurumdaki ikamet süremi, Yapayalnız ve tek başıma, nice izzet ve mevkiden sonra, Günahımın ve toprağımın tutuklusu olarak, Onunla baş başa hesaplaşmak üzerinde eni boyu düşündüm. Ve amel defterim verildiği zamanki halimin perişanlığını, Fakat ümidim sendedir. Rabbim, yaratıcım! Umarım ki, ey Allah’ım sen bağışlarsın günahkârı!..” Bu şiiri okuduktan sonra Kelime-i şehadeti söyleyerek ruhunu teslim etti. |
Ebû Ali Dekkâk Hazretleri
Ebû Ali Dekkak, Nişâbûr’da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 405 (m. 1014) senesi Zilka’de ayında Nişâbûr’da vefât etti. Gayet açık ve çok güzel konuşurdu. İnsanların dünyâ ve âhiret saadetleri için yol gösterici olan sözleri çok kıymetlidir... SÖZLERİ ÇOK TESİRLİYDİ!.. Bu mübarek zat, her yıl bir memlekete giderek, orada bulunan insanlara vaaz ve nasihat eder, sonra Nişâbûr’a geri dönerdi. Allahü teâlânın muhabbeti ile yanan âşıklardan idi. Fıkıh, tefsîr, hadîs ve diğer ilimlerde âlim, sözleri kalblere te’sîr eden kerâmet sahibi çok büyük bir velî idi... Buyurdu ki: “Kendiliğinden yetişmiş ağaç, yaprak verir. Fakat meyve vermez. Verse de tatsız olur. İnsan da böyledir. Hocası olmayan kimseden hiçbir şey hâsıl olmaz. Ben söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Ben bu anlattıklarımı hocam Nasrabâdî’den öğrendim. O Şiblî’den, o da Cüneyd-i Bağdadî’den öğrendi (rahmetullahi aleyhim). Bizim büyüklerimize olan hürmet ve ta’zimimiz o kadar fazla idi ki, hocamın huzûruna gideceğim zaman, mutlaka gusül abdesti alıp, ondan sonra giderdim...” “Cehennem korkusu veya Cennet arzusu ile tövbe etmek mümkün değildir. Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 222. âyet-i kerîmesinde meâlen, (Muhakkak ki Allahü teâlâ tövbe edenleri sever) buyuruyor. Burada bildirilen sevgiye kavuşmak için, tövbe etmelidir...” “Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma vahyedip, “Beni taleb eden birisini gördüğün zaman, ona hizmetçi ol” buyurmuştur.” “Büyüklerin huzûrundan kovulmayı icâb ettiren şey, edebi terk etmektir.” “İnsanların giydiklerini giy, yediklerini ye, fakat kalben onlardan ayrı ol.” “Kalbi kırık, hüzün sahibi olanlar, hüzünlü olmayanların senelerce katedemedikleri, Allahü teâlâya giden yolu bir ayda katederler. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Allahü teâlâ, kalbi hüzün içinde olan bütün kullarını sever” buyurdu.” ÜSTÂDINA SAYGISIZLIK EDENİN HÂLİ! Ebû Ali Dekkak hazretleri, vefatından önce şunları söyledi: “Hocasına muhalefet edenin hâli nicedir?” diye soran birisine; “Her kim hocasına kalbinden muhalefet etmeye niyet etse, onunla aynı yolda bulunamaz. Verdiği sözü bozmuş olur. Bunun için tövbe etmesi vâcib olur. Üstadına saygısızlık edenler için ise tövbe yoktur” buyurdu. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.