![]() |
Yuşa Aleyhisselam
Musa aleyhisselamın vefatından sonra İsrailoğullarının başına Yuşa aleyhisselam geçti. İsrailoğullarını çölden çıkararak onları dedelerinin ülkesi olan Kenan bölgesine yerleştirdi. Bu ülke, Yakub aleyhisselamın yaşadığı yer olup, İsrailoğulları için mukaddes sayılır... “SAVAŞTAN YÜZ ÇEVİRDİLER!..” İsrailoğulları, Musa aleyhisselamın vefatından sonra Filistin çevresine yerleşmiş bulunan Amâlika Kabilesi ile karşı karşıya geldiler. İsrailoğulları Amâlika ile yaptıkları bir savaştan mağlup çıktılar. Kendilerini toparlayarak yeniden bu düşman ile çarpışmak istediler. Kur’ân-ı kerimde onların bu durumunu şöylece anlatmaktadır: “İsrailoğullarından bir cemaat hazreti Musa’dan sonra peygamberlerine ‘Bize bir hükümdar gönder ki, Allah yolunda savaşalım’ dediler. Peygamber ‘Size muharebe farz olunursa korkarım ki, savaşmazsınız’ dedi. Onlar ‘Niçin Allah yolunda savaşmayalım? Yurdumuzdan ve evlatlarımızın yanından çıkarıldık’ dediler. Onlara farz kılındığında, birazı müstesna olmak üzere, savaştan yüz çevirdiler.” (Bakara, 2/246) “Peygamberleri onlara ‘Allahü teâlâ size hükümdar olarak gönderdi dediğinde, onlar ‘O, bize nasıl hükümdar olur? Biz hükümdarlığa ondan daha layıkız. Onun malı da çok değildir’ dediler. Peygamber “Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah, mülkü dilediğine verir. “ (Bakara, 2/247). Daha sonra Tâlût (Saul) isimli bir melik İsrailoğullarının başına geçti. Fakat çokları buna itiraz ettiler ona tabi olmak istemediler. ONU MELEKLER GETİRDİ!.. İsrailoğulları tarafından kutsal kabul edilen bir sandık vardı. Kur’ân-ı kerimde bu sandığa “Tâbût” adı verilmektedir. Amâlikalılarla yapılan savaş sonucunda bu sandık, Amâlikalıların hükümdarı Câlût (Golyat)’un eline geçmişti. İsra-iloğulları bunun acısını duyuyorlar, fakat Tâlût’un da hükümdarlığına itiraz etmekten geri kalmıyorlardı. “Peygamberleri onlara şöyle dedi: Onun hükümdarlığına alamet; size, içinde Rabbiniz tarafından sekînet ve Musa ailesi ile Harun ailesinin mirası bulunan Tâbût’u meleklerin yüklenip getirmesidir. Eğer siz iman edenlerdenseniz, bunda sizin için ibret ve mûcize vardır.” (Bakara, 2/248). Tâbût’un İsrailoğullarının eline geçmesi onları yüreklendirdi. Yeniden toparlanarak Amâlika kabilesi üzerine yürüdüler. Acaba galip gelebilecekler mi, o da yarına... |
Yuşa Aleyhisselam
Musa aleyhisselam vefat ederken yerine Yuşa bin Nun aleyhisselamı halife bıraktı. Allahü teala Yuşa aleyhisselamı da İsrailoğullarına peygamber olarak vazifelendirdi. Yuşa aleyhisselam, İsrailoğullarının başında olduğu halde “Arz-ı mev’ud” denilen bölgeye gidip, Eriha ve İlya şehirlerini fethettikten sonra, Belka şehrini kuşattı... KALBİ DÜNYAYA MEYLETTİ!.. Belka’nın Belak ismindeki zalim hükümdarı, Yuşa aleyhisselama karşı aciz kalıp, İsm-i azam duasını bilen, her duası kabul olan, ilim ve ibadette yüksek, sözlerini yazıp istifade etmek için elinde hokka ve kalem ile yanında iki bin kişi bulunan ve İbrahim aleyhisselamın dinine inanan Bel’am bin Baura isimli kimseden yardım istedi... Ondan, Yuşa aleyhisselama ve ordusuna karşı beddua etmesini istedi. Belka ahalisi de gelip beddua etmesi için Bel’am bin Baura’ya yalvardılar. Bel’am, Allahü tealanın peygamberine karşı beddua edemeyeceğini bildirdiyse de, azgın ve imansız Belka ahalisi bedduada bulunması için daha çok ısrar ettiler. Bel’am bin Baura’ya hediyeler getirip birçok dünyalık vaat ettiler. Bel’am bin Baura: “O Allah’ın peygamberidir, dinimiz onun dini ile aynıdır. O’nun yanındakiler de melekler ve mü’minlerdir. Şayet ben onların aleyhinde dua edersem dünyam da, ahiretim de helâk olur” diyerek, önce reddetti. Ama kral ve adamları işin peşini bırakmıyorlardı. O memleketin güzelliği ile dillere destan olmuş bir kadını vardı, onu da Bel’am’ın peşine taktılar. Artık her şey Bel’am’ın emrinde olacaktı; para, mal, mülk, kralın en yakın adamı olmak, dünyanın en güzel kadını ile evlenmek... Bütün bunlara karşı yapması gereken ise sadece Allah’ın Peygamberi ve ordusu aleyhine lanet okumak, yani Allah’a isyan etmekti!.. HAZİN SON YAKLAŞMIŞTI!.. Şeytan, Bel’am’ın aklını çeldi, “önce lanet okursun, sonra da tövbe edersin, olur-biter” diye vesvese verdi. Zalim hükümdar da beddua etmediği takdirde onu idam edeceğini söyleyerek idam sehpası kurdurdu. Bütün bunlar karşısında Bel’am bin Baura’nın gönlünde dünya malına ve servetine karşı meyil belirdi. Nihayet kadınlı erkekli grup toplanıp, Bel’am’ın her zaman dua ettiği tepeye doğru hareket ettiler... İki cihanda da bedbahd olan Bel’am bin Baura’nın hazin sonunu yarın okuyalım... |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.