![]() |
Sultan Abdülhamid'in Ruhaniyetinden İstimdad
Rıza Tevfik, Sultan Abdülhamid'e karşı çıkanlardan; hatta, kendi ifadesiyle, 31 Mart komplosunu tertipleyenlerden biri. Seneler sonra Sultan Abdülhamid'den "özür dileyen" bir şiir yazmış. Bu şiiri çeşitli kaynaklardan derledim (hiç bir kaynakta bir bütün halinde tam metnini bulamadım). Parçalarını birleştirerek elde ettiğim netice aşağıda...
ultan Abdülhamid'in Ruhaniyetinden İstimdad[/url] Necip Fazıl Kısakürek bu şiiri 1947'de Büyük Doğu’da yayınladığı için bir süre hapis yatmış. Rıza Tevfik’in hastane yatağında şunları söylediği naklediliyor: "Ben bu şiiri Türk milletine hakaret kasdıyla değil, tamamıyle aksi olarak, Türk milletini ölüme götüren bir zümreyi teşhir ve Abdülhamid Han'a edilen iftiraları tesbit gayesiyle yazdım. 31 Mart vakasını tertiplediği isnadı altında tahtından alaşağı edilen büyük hükümdar, bu isnadla, sade iftiraların değil, tertiplerin de en hainine hedef tutulmuştur. 31 Mart'ı tertipleyen İttihatçılar ve bu işe memur edilenler arasında bizzat ben varım. 31 Mart'ı kışkırtma ve körükleme işini Selim Sırrı ile Rıza Tevfik idare etti. Hasta yatağımdan söylediğim bu sözlere tarih kulak kabartsın." Bkz. Ahmet Kabaklı, Temellerin Duruşması, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, 15. Baskı (1992); s.140. Nerdesin, şevketli Abdülhamid Han? Feryâdım varır mı bârigahına? Ölüm uykusundan bir lâhza uyan, Şu nankör milletin bak günâhına! Tarihler ismini andığı zaman, Sana hak verecek ey koca sultan! Bizdik utanmadan iftira atan. Asrın en siyâsi pâdişâhına. "Pâdişâh hem zâlim, hem deli" dedik, İhtilâle kıyam etmeli dedik, Şeytan Ne dediyse biz "beli" dedik, Çalıştık fitnenin intibâhına!. Divâne sen değil, meğer bizmişiz. Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz Sâde deli değil, edepsizmişiz! Tükürdük atalar kıblegâhına... Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena, Bir sürü türedi, girdi meydana. Nerden çıktı bunca veled-i zina? Yuh olsun bunların ham ervahına! Bunlar halkı didik didik dittiler Katliama kadar sürüp gittiler Saçak öpmeyenler secde ettiler ..........................pis külâhına Sen hafiyelerle dem sürdün ancak Bunlar her tarafa kurdu salıncak Eli yüzü kanlı bir sürü alçak Kement attı dehrin mihr-i mâhına Milliyet davası fıska büründü Ridâ-yı diyânet yerde süründü Türkün ruhu zorla âsi göründü Hem Peygamberine hem Allah'ına O itler nedense bana salmadı Belâlı idi başım kimse almadı Seyirden başka iş de kalmadı Gurbet ellerin bu seyyahına. Çok kimseye vatan şimdi mezardır Herkesin belâdan nasibi vardır Selâmetle eren pek bahtiyardır Bu şeb-i yeldanın şen sabahına Haddi yok açlıkla derde girenin Sehpâ-yı kazâya boyun verenin Lanetle anılan cebâbirenin Bu rahmet okuttu en küstahına Bugün varsa yoksa ................. Şöhretine herkes fuzulî dellal... Âlem-i mânâdan bak da ibret al !!! Uğursuz talihin şu kemrâhına Tahkire yeltenip tâc-ü tahtını Sınadı bu millet kara bahtını Denedi sillenin nerm-ü sahtını Rahmet Sultanım suz-ı âhına Hoş oldu cilvesi bu hürriyetin Tadı yok amma şu meşrutiyetin Deccale zil çalan böyle milletin Bundan başka çare yok ıslahına Lakin sen sultanım Gavs-ı Ekbersin Ahiretten bile himmet eylersin, Çok çekti şu millet murâda ersin Şefâat kıl şahım mededhahına. Şair: Rıza Tevfik |
Sultan Abdülhamid'in Ruhaniyetinden İstimdad
Meşhur Dr. Rıza Nur da Sultan Abdülhamid'e karşı çıkanlardan; hatta hatıralarında Sultan Abdülhamid aleyhine yer yer ağır ifadeler var. Buna rağmen Cumhuriyet dönemini anlatırken şunları yazmaktan kendini alamamış:
"Hürriyet imha edildi. Yeni bir zulüm ve istibdad dönemi başladı. Bu zulüm ve istibdad Abdülhamid'inkinden de İttihadçılarınkinden de dehşetli oldu. Zavallı Hamid kaç kişiyi asmıştı. Hiç...Hele hiç hırsızlık etmedi, hiç fuhuş yapmadı, hiç israfta bulunmadı. Bilakis memlekette bunların önüne geçmeye çalıştı idi. Bu devre bakınca insan Abdülhamid aleyhine kıyam ettiğine utanıyor." (c.4, s.1503) "İttihadçıların halini görünce Abdülhamid aleyhine çalıştığıma utanmış, ne büyük günah işlemişim demiştim. Bunu görünce Abdülhamid'e de İttihadçılara da rahmet okuyor, aleyhlerine çalışmakla ettiğim günahların affını Allah'dan diliyorum." (c.4, s.1513) Bkz. Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, Altındağ Yayınevi, İstanbul, 1967. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.