![]() |
Tövbe Edenler Tövbesinde Durmalı
Mürşidin ziyaretini terk etmemeli. Haftada ayda veya birkaç ayda bir ziyaretine gitmelidir. Arkadaşlarını tövbe etmiş olanlardan seçmeli. Hadis: "insan dostunun dinindendir. Binaenaleyh, dost edineceği kimseye dikkat etsin." (Riyazü's Salih'in, Cilt:1, Sahife 398) Sohbetlere, hatmelere devam etmeli, Hiç olmazsa haftada bir defa gitmelidir. Rabıtasını, akşam namazından sonra mümkün olduğu kadar muhakkak yapmaya çalışmalı. Kendi arzusu ile teşbih aldığı halde çekemiyecek olursa, kendiliğinden terketmeyip durumunu Mürşidine arzetmeli, onun dediğini yapmalı. MÜRŞİTLERİN (Durumları Hakkında) Peygamberimiz (S.A.V.) in sünneti, Kur'an-ı Kerim buyurduklarını takip eden "Sufiyyun" yolu İslamiyetle beraber başlamıştır. Zamanımıza kadar devam etmiştir, Bu yol, .'a ibadetin korkudan değil de sevgiden yapılmasını prensip edilmiştir. Bu yolun ilk yolcuları, Ebu Bekir (R.A.), AH (R.A.) Sel-man-ı Fahrisi (R.A.) ve diğer bazı kıymetli sahabeler (RadiyALLAHu Anhum) dir. Bu kıymetli ve çok büyük sahabeyi Kiram Peygamberimizin çok kıymetli arkadaşları - koruyucuları bu yolun ilk talimatını bizzat Peygamberimiz (S.A.V.) den almışlardır. Bu talimat, bu yolu arzulayanlara nakledilmiş zamanımıza kadar böylece kalbden kalbe bu manevi yolun talimatı devam ede gelmiştir. Bu yolun yolcuları, dinde verilmiş müsadelerden ziyade en efdal (. katında en kıymetli olanı tercih ederler. Bütün dünya ve ahiret işlerinde hepsi "sünnet" dediğimiz, Peygamberimiz (S.A.V.) in hareketlerini adetlerini, ahlakını taklit ve tatbik etmişlerdir. Hepside evvela Kur'an-ı rehber edinmişler ve din ilimlerine çok büyük önem vermişlerdir. Bilinen bütün Mürşitler yetişme çağlarında başka bir mürşidin elini öpmüş ona imkan nisbeti bedenen ruhan hizmet etmişler ve zamanı gelipte manevi olgunluğa kavuşunca izin verilmiş kimselerdir. Bu izin, Mürşidin kendi arzusuna bağlı değildir. . tarafından verilen manevi bir işarettir. Zaten . tarafından verilmiş bir işaretle izin verilmeyen kimse .'ın memuru olamaz. .'ın izin vermediği kimsenin, başkalarına-da manevi bir faydası olamaz. Hakiki izin sahibinin yardımcıs» . olduğu için ondan istifade edilir. . ancak kendi izin verdiklerine yardım eder. .'ın memurlarıda yetişme, akıl, firaset, takva derecelerine göre değişik büyüklük ve selahiyette oldukları için, onların yanındaki istifade nisbeti değişir. Bazılarından çok fazla istifade edilir, bazılarından daha az... Her Mürşit kendi mezhebini takip eder. Geçirmiş oldukları manevi yetişme olanların imkanlarını ya-kin (gözle görür gibi inanma) derecesine çıkarır. Onların iç alemlerine insanın aklı ermez. Mürşitleri şöyle tarif ederler: "ZAHlRUHU MEAL HALK, BATI-NUHU MEAL HAK." Zahiri, dış halleri halkla, dünya ile, iç alemleri ise .'la olur. Mürşitlerin yanında dünya işleri görüşülür. Onlar da bu işlere iştirak ederler, ama kalpleri ise hep .'ladır. Onların yanında dünyanın sevgisi sinek kadar yoktur. Dünyayı, ahireti kazanmak için vasıta olarak kullanılır. Onun için dünya işine de bizler için vasıta olarak kullanılır. Onun için dünya işinede bizler gibi çalışırlar. Fakat niyetleri yalnız ahiretin kazanılmasıdır. Yoksa, dünya malı toplamak değildir. . sevgisi onların kalbini tamamen doldurduğu için dünya malının sevgisine yer kalmamıştır. Nasıl ki, Mecnun yalnız Leylasını düşünürse, severse, Mürşidlerin Leylasıda yalnız ALLAHU TEALA'dır. Mürşitler, .'ın yeryüzündeki ASKERLERl'dir. insanları doğru yola çevirme memurlarıdır. Peygamberimiz (S.A.V.) in varisidirler. Onun için, onun vazifesini devam ettirmeye memurdurlar. Bu vazifelerini ise tövbe sureti ile hidayete kavuşulması için yaparlar, insanlara, .'ın rahmetini taddırarak .'ı sevdirirler. .'a da kullarını sevdirirler. Peygamberimiz (S.A.V.) in getirdiği dini esaslara ve sünnetine aykırı hareket edenler Mürşid değildirler. Velev ki onlardan binlerce keramet görülse bile. Böyle kimselerin hali buzun üzerine kurulan temele benzer ki, kışın sert ve sağlam gözükürse-de,, yazın sıcakları bastırdığında o buz eriyip gider ve üzerine yapılmış duvarda beraber götürür. Peygamberimiz (S.A.V.) şeriatına ve sünnetine aykırı hareket eden ve kendini Mürşid sanan kimsenin elinden başkasına fayda gelmez. Çünkü kendisi hidayete gelmemişki başkasının hidayetine vasıta olsun. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.