ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   İnsanlar Uykudadır.. (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=371206)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 12:08 AM

İnsanlar Uykudadır..
 

İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar."

Allah Rasûlü'nün (aleyhissalâtu vesselâm) bu uyarısını ciddi biçimde düşünmeliyiz: Acaba hangi nedenden dolayı uykuda diye nitelendiriliyoruz?

Bunu anlayabilmek büyük bir reform demektir öncelikle... İkinci olarak, kendinin uyanmış olduğunu sananlar, şunu hesaplamalıdırlar:

Acaba uykuda diye nitelendirilen etrafımdaki çoğunluktan farklı olarak nelerin farkındayım, hangi farkındalığı yaşayabiliyorum? Farkında olduğumu düşündüklerim, gerçekten uyku ile uyanıklık arasındaki şuur farkı kadar bir uyanış yaşatıyor mu bana?...

Allah Rasûlü'nün böyle bir uyarısı var önümüzde! Öte yandan Modern Bilim, insanın sahip olduğunu(!) düşündüğü "özgür iradesinin" aslında bir hayal, bir aldanış olduğu yolunda yeni bulgulara ulaştı... Ama ne yazık ki, günümüz Müslümanlarının büyük çoğunluğunun şartlanmaları ve değer yargıları, bu tür temel gerçekleri kabul etmeye hâlâ engel teşkil ediyor ve bu kapıdan içeri girmeye endişeleniyorlar.

Rasûlullah aleyhisselâm, bu uykudan uyanabilmenin çözümünü de öneriyor bize, "ölmeden evvel ölünüz" diyerek!.. Yaşarken ölmek ne demektir acaba, nasıl birşey olabilir?..

Geçmişte, ALLAH ismiyle işaret edilenin AHAD olduğunu kabul eden ve yaşayan ehlullah, "cüz'î irade" tâbirini, "küllî iradenin kuldan ortaya çıkışına işaretle" kullanmışlardır. Ancak, ALLAH'ı bilen hiçbir zat, bu tâbiri asla, kendi başına, bağımsız, "özgür" bir irade anlamına kullanmamıştır.

Bugün kullanılan şekliyle ise cüz-i irade "tanımlaması", günümüz Müslümanlarının, ALLAH ismiyle işaret edilenin AHAD olduğunu ve de bu sebeple tapınılacak bir tanrı olmadığını anlayabilmelerinin önündeki en büyük engellerden birine dönüşmüştür; ve de hakikaten engel olmaktadır!

Öyle ki, din hakkında sorulan sorulara verilen cevaplara baktığınızda hemen görebileceğiniz gibi, "cüz-i irade", Kurân ve Rasûlullah açıklamalarının âdeta önüne geçirilmiş bir kavram haline gelmiştir ve artık onsuz hiçbir açıklama yapılamamaktadır, onsuz hiçbir soruya cevap verilememektedir!.. Ayet ve hadisin işaret ettiği sade açıklamaları, bir gerçeklik olarak doğrudan yalın haliyle kabul etmek yerine, her konuyu "cüz-i irade" ile harmanlamak, âdeta din alimliğinin bir koşulu haline getirilmiştir. Oysa, küçük bir araştırmayla dahi görebileceğiniz üzere, bu tür yaklaşımların, Allah Rasûlü'nün bildirdiği DİN ile ve ALLAH ilmi ile alâkası yoktur!

Kurân'ın hiçbir ayetinde veya Rasûlullah aleyhisselâmın hiçbir öğretisinde sözkonusu olmayan, fakat sonradan çeşitli dini öğretilere katılmış olan "cüz-i irade" veya "özgür irade" varsayımına göre Müslümanların şartlandırıldığı tasvir şudur: Allah, küllî (tümel) irade sahibi bir yaratıcıdır. İnsanlara ise imtihan gereği cüz-i irade vermiş ve bu cüz'i irade sayesinde insana sorumluluk yüklemiştir. Yani, bir Allah vardır küllî irade sahibi, bir de yarattığı, karşısındaki cüz'i irade ve sorumluluk sahibi kulları!.. Sonra da bu cüz'i (birimsel-özgür) irade sahibi insanların önüne iki seçenek koymuştur: Ya bu iradeyi yanlış yolda kullanacaksınız, ya da doğru yolda! İradesini yanlış yolda kullananlar sonuçta cehenneme gidecekleri için inananlar "özgür iradelerini" her zaman doğru yolda kullanmalıdırlar... Bunun için Allah, peygamberler ve kitaplar göndermiştir...

Kişinin cüzi iradesini, hangi iradeyle(?) iradenin kendinden başka kimin(?) "kullanacağı" gibi kendi içinde çelişkilerle dolu; bilinci, ALLAH'ın TEK'liğine imanlı bakıştan alıkoyan, mantıksal bütünlükten son derece uzak varsayımlardır bunlar...

Değerli dostlarım; artık DİN'i, hocalardan öğrenme devri geride kalmıştır!

DİN, bir hayal âlemini anlatmaz; sizin kendi gerçeklerinizi açıklar! Bugün yaşadığınız ve sonsuza kadar da yaşayacağınız gerçekleri!..

En küçük bir sorununuzla ilgili her türlü araştırmayı nasıl kendi aklınız ve imkânlarınız ile yapıyor iseniz, Rasûlullah aleyhisselâmın bildirdiklerine iman ediyorsak, onun bildirdiği sorunlarımız için de gereken araştırmayı kendi aklımızla yapmak ve doğrusunu bulup öğrenmek zorundayız! Artık günümüz biliminin ve iletişim imkânlarının bize sundukları yanında başkasına mazeret beyan etme devri sona ermiştir!

Bugün dünyada okunan belli başlı kaynaklarda Müslümanlığın en basit tanımı: "Submission to the the will of Allah", yani "Allah'ın iradesine teslimiyet" olarak geçer. Gelin görün ki, büyük çoğunluğuyla Müslümanlar, bu basit gerçeğin farkında bile değiller; Amentü'nün ilk şartı olan "AHAD olan ALLAH'a (B sırrıyla) İMANI" bir yana, hatta sıra dışına koyduklarından dolayı...

Nedir Allah'ın iradesine teslimiyet?..

Akıl sahibi her insan, beş duyuyla ve bedenle yaşadıklarına ve ortaya koyabildiği yeteneklerine bakarak kendini özgür bir iradeye sahip zanneder, doğal olarak. Yaşadığı şeylerin bir kısmını kendi kontrolünde, kalanını da kendi kontrolü dışında olarak algılar ve bu algısı üzerine çeşitli yorumlar ve "mantık" geliştirir.

Allah Rasûlü ise, beşeri algıların ve yorumların ötesinde, orijinde işleyen Allah sistemini dillendiren ve dolayısıyla insana, bilmediklerini bildirendir.

İnsanlara açıkladığı, sıradan akıl ve mantık kalıplarıyla kavranamayacak gerçeklerden biri de, yaşadığımız dünyadaki ve evrendeki herşeyin Allah'ın dilemesiyle, yani irade etmesiyle gerçekleştiğidir... Bu yalın gerçeği olduğu gibi anlamakta ve kalpten kabul edip ona iman etmekte zorlanan kişilerin, konuyu beşer mantığına uygun hale getirmelerinin bir ürünüdür "cüz'î irade" yorumu...

Kurân, beşeri değer yargılarımıza uymayan gerçekleri açıklarken, şartlanmalarımızı bir yana bırakıp "imanımızı" kullanmamızı ve o gerçekleri iman nuru ışığında kabul etmemizi teşvik eder...

"Sizi de yapageldiğiniz şeyleri de yaratan Allah'tır" âyeti, insanın durup dururken kendi mantığıyla kavrayabileceği bir gerçeklik değildir; bunu kabul edebilmek ancak iman nuru sayesinde mümkündür.

"Allah dilediğini yapar" âyeti ile anlatılmak istenen, ötedeki bir tanrının nasıl keyif sürdüğü değildir!.. Neler yaptığı da değildir!.. Peki nedir vurgulanan burada?... Bize göre, burada vurgulanan; olup-biten, görüp-algıladığımız, yaşadığımız herşeyin arkasında, orijininde, Allah iradesinin olduğu ve dolayısıyla irade edenin (Mürid) ve irade ettiğini ortaya koyanın Allah olduğu gerçeğidir.

Kurân, bunlar gibi birçok ayette Allah'ın varlıktaki mutlak (kayıtsız-şartsız) tasarrufunu ve yanısıra ortağı (ikinci bir varlık) olmadığını vurgular, düşünüp, hakikati anlayabilelim diye.

İşte, yaşadıklarımızda nasıl bir işleyişin ve sistemin sözkonusu olduğunu, nasıl tek ve bütün bir hükmün yürümekte olduğunu algılayamayıp, kendi zannımıza tâbi olmamız, kendimizi bazı şeylerin kontrolünde zannetmemizdir uykuda olmamızın bir anlamı!.. İnsanlar uykudadır, çünkü yaşadıkları özelliklerin sahibini, bedenden ibaret kendi varlıkları zannetmektedirler ve bu aldanış yüzünden hakikatte sahip oldukları özelliklerin bilincine varamamaktadırlar.

Şimdi iyi düşünün; insanların özgür, cüz'î iradeye sahip(!) olduğuna şartlanmak, kişiyi neleri farketmekten perdeler ve bu perdelilikle nasıl bir sona hazırlar!..

İnsanlar genelde, Kurân'daki apaçık hükümlerin kendi akıl ve mantıklarına uymadığını görünce, hemen gönüllerini tatmin edecek bir çıkış yolu bulmaya ve konuyu dar mantık kalıplarına sığdırmaya çalışırlar... Bunun en uygun aleti de "cüz'î irade" olmuştur. Oysa, Kurân'ın hikmeti ve onu okumanın âdabı, hükümlerini şartlanmış bir mantığa uydurmak değil, imana dayalı olarak hareket edip, kişinin algı ve yorumunu ve hatta mantığını o gerçeklere göre yeniden formatlamaya çalışmasıdır... Çünkü, insanın yargı ve yorumlarını ve mantığını şekillendiren şey, toplumsal şartlanmalarıdır. Kurân ise "insan gibi yargılayan, insan mantığıyla hareket eden bir tanrıyı" değil, ALLAH ismiyle işaret edilen Sınırsız Tek'i ve evrensel sistemin işleyişini açıklar.

O halde, önümüzde olan, "cüz'î irade" yok veya var seçenekleri değil; Rasûlullah'ın bildirdiği AHAD olan ALLAH'a iman edip, etmeme seçenekleridir!.. Bu inceliği iyi değerlendirelim!.

alıntı



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.