![]() |
Gece Sohbeti
Gece Sohbeti Şeyh Salâh el-Budeyr 17/04/1423 Hicri – 28/06/2002 Miladi Muhakkak ki hamd Allah’adır. O’na hamdeder ve O’ndan yardım dileriz. O’ndan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederiz. Nefislerimizin şerrinden ve kötü amellerimizden O’na sığınırız. Allah kimi hidayete erdirirse onu saptıracak yoktur. Kimi de saptırırsa onu hidayete erdirecek yoktur. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. O, tektir ve ortağı yoktur. Ve şehadet ederim ki; Muhammed, O’nun kulu ve rasulüdür. (Ey iman edenler! Allah’tan hakkıyla korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin!) (3/Âl-i Imrân/102) (Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir.) (4/en-Nisâ/1) (Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin ki Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah ve Rasulü’ne itaat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur.) (33/el-Ahzâb/70-71) Bundan sonra... Ey Müslümanlar!.. Allah’ın kulları üzerindeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. Allah’ın nimetlerinden biri de, uykuyu insanlar için bir dinlenme ve geceyi bir örtü kılmasıdır. Allah azze ve celle, bu nimetten bahsederek şöyle buyurur: (Uykunuzu bir dinlenme kıldık ve geceyi bir örtü kıldık.) (78/en-Nebe’/9-10) En’âm Suresi’nde de, nimetlerini zikrederken şöyle buyurur: (Geceyi dinlenme (vakti) kılmıştır.) (6/el-En’âm/96) Geceleyin nefisler sakinleşir ve organlar dinlenir. Rahatlık ve huzur olur. Allah; rahmeti ve lütfu ile, geceyi uyku ve dinlenme vakti kılmıştır. (Rahmeti dolayısıyla Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) ise O’nun fazlından (rızkınızı) arayasınız. Umulur ki şükredersiniz.) (28/el-Kasas/73) Ey Müslümanlar!.. Geçmişte gece ibadette yarış alanı idi. Geceleyin ancak namaz kılan ya da ağlayan, Kur’an okuyan ya da dua eden görürdün. Geçmiş Müslümanlar (Allah onlara rahmet etsin), geceyi cennete götüren en büyük araç olarak görürdü. Fakat bugün gece, insanlardan bir çoğu için rasgele ve sapıklıkta geçirilen anlar haline gelmiştir. Şeytanın, yandaşlarının faaliyetleri ve ordularının fikirleri ile doldurmasından sonra gece, haram programların sergilendiği vakit olmuştur. Kötülükler ve helak üzerine gece sohbetleri... Her fasığın ve hastalıklı insanın otlağı olan, her şerri ve kötülüğü çeken, korkunç ve acayip gece sohbetleri... İğrençlik ve gazap kaynağıdır. Kalpleri hastalar ve günah işlemeye cüret ettirir. Bu musibetlerle birlikte insanların ondan kaçınmadıklarını görürüz. Bu ancak ve ancak; ümmet mensuplarının, batı hayatının kültürüyle beslenmeleri nedeniyledir. O hayat ki; en belirgin özelliği, Allah Teâlâ’dan uzak olmak ve manevi değerlere başkaldırmaktır. Şehvani ve hayvani bir hayata boyun eğmektir. Bu, laiklerin küfür düşünceleriyle ve bozuk görüşleriyle sundukları zehirdir. Bütün grupları ve tabakaları ile İslam ümmetine, özellikle de idarecilere düşen görev; uğradığı her şeyi yıkıp bozan bir volkanın lavlarından ümmetin gelecek nesillerini korumaktır. Ey Müslümanlar!.. Öğrencilerin ve çalışanların tatile çıktığı günlerde, geceleri uyumamak bir sorun haline gelmektedir. İnsanlar, günahlara dalmakta ve gece uykusunu terk etmektedir. Bilmezler ki, yaz tatili günleri geçici birkaç gündür. Hararetinden ve ateşinden ders ve ibret alan; böylece gecesini Rabbine isyan ve haramlarla geçirmekten sakınan kişiye ne mutlu!.. Günah işlediği zaman nefsini kınayan ve vaktini yararlı şeylerle; Kur’an halkalarında, ilim sohbetlerinde ve meslek kurslarında, akıl ve düşünce gücünü geliştiren aktivitelerde, haramlardan uzak mubah eğlencelerde geçiren kişiye ne mutlu!.. Ey Müslümanlar!.. Sabaha kadar geceyi uykusuz geçirmek ve gece sohbetlerine katılmak, kişinin uykuya ihtiyaç duyduğu zaman ve göz kapakları ağırlaştığı zaman uykusunu, haram olan uyarıcı ilaçlarla açması büyük sorunlar ve tehlikeler doğurur. Sağlık yönünden zararlıdır. Akli ve nefsi yönden problemlere yol açar. Geceleri uyumayanın mizacı kötü olur. Duyarlılığını kaybeder. Uyuşuk ve tembel olur. Bir görevi ya da sorumluğu yerine getiremez. Bu da gündüz yerine getirilmesi gereken hakların kaybolmasına neden olur. Geceleri uyumamak, bir çok ahlaki suçun ve toplumsal sorunun da ana nedenidir. Ey Müslümanlar!.. Gelin hep birlikte Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in geceyi nasıl geçirdiğine bakalım. Peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine uyalım ve bu konuda O’nu örnek alarak, şeytanların tuzağından ve kandırmasından korunalım. Aişe radıyallahu anha şöyle der: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem asla yatsıdan önce uyumadı ve ondan sonra sohbet etmedi.” Bu hadisi, İbni Mâce rivayet eder. Urve’nin yatsıdan sonra konuştuğunu duyunca Aişe radıyallahu anha şöyle der: “Yatsıdan sonraki bu konuşma da ne oluyor?! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i asla ondan önce uyur ve ondan sonra konuşur görmedim. Ya namaz kılar ve vakti değerlendirir ya da uyur ve esenlikte olurdu.” Bu hadisi, Abdurrezzâk rivayet eder. Esved’den şu rivayet edilir: Aişe radıyallahu anha’ya, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in namazının nasıl olduğunu sordum. Şöyle dedi: “Gecenin başında uyur, sonunda gece namazı kılardı.” Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder. Ey Müslümanlar!.. Gecenin ilk bölümünde uyumakta bereket vardır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i örnek alarak gecenin başında uyuyanın bedeni mutlaka dinlenir ve rahata kavuşur. Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma şöyle der: “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in eşi, teyzem Meymûne’nin evinde geceledim. Ben, yatağın enine uzandım; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ailesi de boyuna uzandı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem; gece yarısına, ya da az öncesine veya az sonrasına kadar uyudu. Sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem uyandı ve oturduğu yerde ellerini yüzüne sürerek uykuyu giderdi. Sonra, Âl-i Imrân Suresi’nin son on ayetini okudu. Sonra kalkarak, asılı kırbaya doğru gitti ve güzelce abdest aldı. Sonra kalkıp namaz kıldı.” Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder. İşte Rasulullah’ın (Anam-babam O’na feda olsun) gecesi böyle idi. Ey Müslümanlar!.. Ömrünüz boyunca sizinle birlikte olan iki melek var. Bunlar, sizin bütün amellerinizi yazar. Onların, yasak olan gece konuşmalarını ve meşru olmayan gecelemeleri yazmalarına meydan vermeyin! Hişam b. Urve babasının şöyle dediğini rivayet eder: Aişe radıyallahu anha, yatsıdan sonra beni konuşurken işitti ve şöyle dedi: “Ey Urve!. (Amelleri) yazan (meleği) rahatlatmaz mısın? Muhakkak ki Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, onun öncesinde uyumaz ve sonrasında konuşmazdı.” Bu hadisi, İbni Hibbân rivayet eder. İmam Malik, Muvatta’da Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in eşi Aişe radıyallahu anha’nın bazı akrabalarına haberci göndererek “(Amelleri) yazan (meleği) rahatlatmaz mısınız?” dediğinin kendisine ulaştığını söyler. Zerkâni şöyle der: Ebu Abdulmalik der ki: “Bununla sol taraftaki melekleri kastetmiştir. Çünkü onlar, ademoğlunun kötü amellerini yazmaktan hoşlanmaz. Kişi kötü amelleri terk edince, onları rahatlatmış olur.” |
Gece Sohbeti
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, gece sohbetini kötüler ve ondan sakındırırdı. Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’tan şöyle dediği rivayet edilir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bize yatsıdan sonra gece sohbeti yapmayı kötülerdi.” Bu hadisi, İmam Ahmed ve diğer bazı hadis alimleri rivayet eder. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Gecenin sakinleşmesinden sonra sohbet etmekten sakın! Çünkü siz, Allah’ın yaratıklarına ne takdir ettiğini bilmezsiniz.” Bu hadisi, Hakim ve diğer bazı hadis alimleri rivayet eder. Ebi Berze el-Eslemî radıyallahu anh’tan şu rivayet edilir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, yatsıyı geciktirmeyi hoş görür; öncesinde uyumaktan ve sonrasında konuşmaktan hoşlanmazdı.” İbni Hacer, Fethu’l Bâri’de bu hadisi açıklarken şöyle der: “Çünkü yatsının öncesinde uyumak, yatsının vaktinin tamamen ya da tercih edilen vakitten çıkmasına neden olabilir. Yatsının sonrasında sohbet etmek ise, uyuyarak sabah namazını kaçırmaya, tercih edilen vaktinin dışına çıkmasına veya gece namazına kalkamamaya neden olabilir. Ömer ibnu’l Hattâb radıyallahu anh, bu nedenle insanlara vurur ve “Gecenin başında sohbet eder de sonunda uyur musunuz?” derdi. Gece sohbetinin yasaklanmasının nedeninin bu olduğu belli olduktan sonra, uzun gecelerle kısa geceler birbirinden ayrılabilir. Ya da kerahiyet, kesin sonuç almak için mutlak olarak kabul edilebilir. Çünkü bir şeyin gerçekleşme ihtimali belirlenmişse, ona devam eden için sonuçta o şeyin gerçekleşmesi kesin olabilir.” İmam Nevevi rahimehullah da şöyle der: “Alimler, hayırda olan hariç, yatsıdan sonra sohbet etmenin kerahiyetinde birleşmiştir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bazen, Müslümanların çıkarına olan işlerde gece sohbet ederdi. Ömer ibnu’l Hattâb radıyallahu anh şöyle der: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gece Ebu Bekr’in yanında Müslümanların işlerinden biri hakkında konuşurdu ve ben de O’nunla birlikte olurdum.” Bu hadisi, İmam Ahmed ve Tirmizi rivayet eder. Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “İki kişi hariç gece konuşması yoktur: Namaz kılan ya da yolcu olan.” Bu hadisi, İmam Ahmed rivayet eder. Ebu Ya’lâ, Aişe radıyallahu anha’nın şöyle dediğini rivayet eder: “Gece sohbeti üç kişi içindir: Yeni evlenen, yolcu ve gece namazı kılan.” Buhari Sahihi’nde, “Aile ve misafirle gece sohbeti” ve “Fıkıh ve hayırda gece sohbeti” başlıkları altında iki bâb zikreder. Bu konuda sözün özü şudur: Hayırda olan ve ihtiyaç gereği yapılan hariç, yatsıdan sonra konuşmak mekruhtur. Şer’i bir vacibin kaybolmasına neden olan her gece oturumu, ibadet ve ilim elde etmede olsa bile haram olur. Haram işlemeye yol açan her gece oturumu, haram olur. Allah’a ibadet için gece uykusuz kalmak, bir vacibin yerine getirilmemesine ya da daha önemli şer’i bir maslahatın kaybına yol açmıyorsa övülen bir davranıştır. Ey Müslümanlar!.. İnsanlardan bir çoğu, sabah namazının kaçmasına yol açan gece sohbetlerini normal karşılar olmuştur. Camilerde sabah namazını cemaatle birlikte kılanlar sayılı birkaç kişi haline gelmiştir. Ve bu, insanlardan bir çoğunun normal gördüğü bir olay kabul edilir olmuştur. Oysa Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Münafıklar üzerine en ağır gelen namaz, yatsı namazı ve sabah namazıdır. Şayet onlardaki faziletleri bilselerdi, sürünerek de olsa onlara gelirlerdi.” Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder. Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh şöyle der: “Bizden, münafıklığı açıkça bilinen münafıktan başkasının ondan geri kalmadığını gördüm.” Bu hadisi, Müslim rivayet eder. Ey Allah’ın kulları!.. Allah’tan hakkıyla korkun! Kötülenen gece oturumlarından sakının! (Gafillerden olma!) (7/el-A’râf/205) (Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra (hemen kalk), o zalimler topluluğu ile oturma!) (6/el-En’âm/68) Sen oyun ve eğlence ile günahlarını artırırken, gecelerin ömrünü tüketmesinden sakın! Bil ki; dakikalar ve hatıralar, sözler ve adımlar; hepsi ortadadır, hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözüne kulak ver: “Oturdukları meclisten orada Allah’ı zikretmeksizin kalkan bir topluluk eşek leşi üzerinden kalkmış gibidir. Bu onlar için, pişman olacakları bir kayıptır.” Bu hadisi, Ebu Davud rivayet eder. “Bir mecliste oturup da orada Allah’ı zikretmeyen ve Nebilerine salât getirmeyen bir topluluk, mutlaka faydasız işlerle meşgul olmuştur. Allah; dilerse onlara bu nedenle azap eder, dilerse onları bağışlar.” Bu hadisi, İmam Ahmed rivayet eder. Ey Müslümanlar!.. Seher vakitleri, tevbe ve istiğfar, ibadet ve dua vakitleridir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Rabbimiz Tebârake ve Teâlâ, her gece, gecenin son üçte biri kalınca dünya semasına iner ve şöyle buyurur: “Kim bana dua eder, duasına karşılık vereyim? Kim benden ister, ona vereyim? Kim benden bağışlanma diler, onu bağışlayayım?”” Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder. Ve şöyle buyurur: “Rabbin kula en yakın olduğu zaman, gecenin son kısmıdır. O saatlerde Allah’ı zikredenlerden olabiliyorsan ol!” Bu hadisi, Tirmizi rivayet eder. Bir Müslümana, bu değerli vakitleri müzik ve eğlenceyle, şehvetleri harekete geçiren şeylerle geçirmesi yakışır mı?!. Ey anneler ve babalar!.. Sizler, gece karanlığı bastırdığında çocuklarınızı dışarı bırakmamakla emrolundunuz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Yatsının ilk saatleri gidene kadar çocuklarınızı hapsedin. Çünkü o, şeytanların yayıldığı saattir.” Bu hadisi, Hâkim rivayet eder. Ve şöyle buyurur: “Gece karanlığı olunca çocuklarınızı bırakmayın. Çünkü o vakitte şeytanlar yayılır. Geceden bir vakit gittikten sonra onları bırakın.” Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder. Yine, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Hayvanlarınızı ve çocuklarınızı, güneş batınca yatsının karanlığı gidene kadar göndermeyin. Çünkü güneş batınca yatsının karanlığı gidene kadar, şeytanlar gönderilir.” Bir rivayette de şöyle buyurur: “Şüphesiz cinlerin yayılması ve çarpması vardır.” Ey Müslümanlar!.. Cinlerin şeytanlarının o saatlerde yayılması varsa ve bu çocukların dışarı bırakılmamasını gerektiriyorsa, bu zamanda insanların şeytanlarının da yayılması ve çarpması vardır. Gece boyunca yayılırlar; gençleri ve çocukları, ciğerparelerimizi sayılamayacak kadar çok eğlence araçları ve çekici şeylerle sapıklığa ve kötülüğe çekerler. Bu durum, uyanık olmayı gerektirmektedir. Uyanık olun ve çocuklarınızı kaybolup gitmekten koruyun. Çünkü onların tecrübesi yoktur ve kolay kanarlar. Güvenilir ve dost, uyanık ve hikmetli koruyucular olun! Onları ihmal etmekten sakının! Çünkü ihmalin sonucu kötü ve meyvesi acıdır. (Şüphesiz ki bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.) (76/el-İnsan/29) Allah beni ve sizleri Yüce Kur’an ve Sünnet ile mübarek eylesin.. İhsanı için Allah’a hamdolsun. Başarılı kılması ve nimetlendirmesi dolayısıyla Allah’a şükürler olsun. Şehadet ederim ki Allah’dan başka ilah yoktur. O’nun şânı yücedir. Ve şehadet ederim ki, nebimiz ve efendimiz Muhammed, O’nun kulu ve rasulüdür. O’nun rızasına davet edendir. Allah O’na ve ailesine, ashabına ve din kardeşlerine salât ve selam eylesin!.. Bundan sonra... Ey Müslümanlar!.. Allah’tan hakkıyla korkun ve O’nu gözetin. O’na itaat edin ve asla O’na isyan etmeyin. (Ey İman edenler! Allah’tan hakkıyla korkun ve doğrularla birlikte olun!) (9/et-Tevbe/119) Ey Müslümanlar!.. Kalpleri parçalayan ve yürekleri sızlatan bir durum da, insanlardan bir çoğunun düğünlerde ve törenlerde mubahı aşarak mubah olmayanı işlemesidir. Allah’ın onlar için belirlediği, sadece kadınlar arasında def çalarak ve haram sözler içermeyen şarkılar söyleyerek nikahı ilan etme ile yetinmemeleridir. Hiçbir hayrı olmayan ve sayılamayacak kadar kötülüğü olan gece eğlenceleri düzenlemektedirler. Düğünler, şeriata muhalif davranışlarla dolup taşar. Yüksek ücretlerle şarkıcılar ve çalgıcılar kiralanır. Müziğin sesini yükselterek haddi aşar ve eziyet verirler. Yeme ve içmede israf ederler. Düğün elbiselerinin pahalılığında yarışırlar. Kadınlar, açık-saçık ve şeffaf elbiseler giyerler, yarı çıplaktırlar. Fahişelerin ve kafirlerin dans etmesi gibi dans ederler. Erkek-kadın karışık düğün yaparlar. Karanlık fitneler ve utanç verici işler, körü körüne taklit yoluyla bazı Müslümanların arasına sızmıştır. Ey Allah’ın kulları!.. Allah’tan korkun ve sakındırıldığınız şeyleri terkedin! Geçmişteki Müslümanların yürüdüğü yolda yürüyün! Hatalarınıza üzülerek ve kötülüğe tabi olmaktan çıkarak kaçırdıklarınızı telafi edin ki Allah, kötülüklerinizi iyiliklere dönüştürsün ve sizleri bağışlasın! Allah, çokça bağışlayan ve merhamet edendir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.