ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   Ruh Meselesi (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=370967)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 12:41 AM

Ruh Meselesi
 

Ruh Meselesi


Dâvûd b. Ebî Hind, İkrime isnadıyla sevkettiği hadisinde Yahya b. Ebî Zaide İbni Abbas (r.a.)'m şöyle dediğini nakleder:
Kureyşliler yahudilere gelip bize bir takım bilgiler verin de şu adama onları soralım dediler. Yahudiler de "ona Ruhu sorun" dediler. Bu olay Üzerine:
"Sana Ruh hakkında soruyorlar. Deki Ruh Rabbimin emrindedir. Ve size (o konuda) az bir bilgi verilmişdir." (Îsra85). Bu ayeti okuyan yahudiler "Bize İlimden az birşey verilmiş ha! Halbuki bize içinde Allahm hükmü bulunan Tevrat verilmiştir. Kime Tevrat verilmişse gerçekten ona pek çok hayır verilmiştir" diye itiraza kalktılarsada bu kerede "Deki: Rabbimin kelimeleri(ni yazmak) için denizler mürekkeb olsa Rabbimin sözleri daha tü­kenmeden bir o kadarını da yardıma getirsek bile yine) deniz tüke­nirdi" (Kehf 109) ayeti indirildi. Bu sahih bir isnaddır.
Yunus b. Bükeyr İbni İshak'tan şöyle nakleder. Bana Mekkeli bir adam Said b. Cübeyr yoluyla İbni Abbas (r.a.)'tan şöyle nakleder: "Kureyş müşrikleri Nadr b. el Haris ile Ukbe b. Ebî Muayt'ı, Medine yahudilerine yolladılar. Onlara da "Muhammed hakkında onlara sorun bakalım onlarada Muhammedin sıfatını beliritip görüşlerinide onlara haber verin çünki ilk kitab ehli insanlar onlardır. Onlar da bizde ol­mayan bilgiler vardır." diye tenbih ettiler. Bu ikisi kalkıp Medine'ye geldiler ve Yahudi âlimlerine Rasülullah (s.a.v.) hakkında sorular yöneltip onlara peygamber (s.a.v.)in dinini ve bir takım görüşlerini açıkladılar. Yahudi alimleride onlara "Muhammed'e size belleteceği­miz şu üç şeyi sorun. Eğer onları size anlatabilirse O Allah tarfın-
dan gönderilmiş bir peygamberdir. Yok cevap veremezse o adam kuru iddiacıdan başka birşey değildir." dediler.
1- Ona eski çağlarda yaşamış olan gençleri (ashabı Kehf'i) onla­rın hikayelerindeki esası sorun. Zira bu hadise arabiar için çok acayib bir olaydı.
2- Yine ona yeryüzünün doğusunada batısınada varan seyyah kişi (Zülkarneyni) ile ona dair haberleri sorun.
3- Ona ruhun ne olduğunu sorun, dediler. Bu bilgileri alan ikisi doğruca Mekke'ye geldiler ve "Ey Kureyş topluluğu! İşte Muhammed ile sizin aranızda ayrım yapabilecek bir bilgiyi size getirdik. Yahudi âlimleri bu bilgileri Muhammed'e sormamızı tavsiye etti" dediler. Bir­likte Rasûlullah (s.a.v.)'e gelip:
-Ey Muhammed! hadi şunlara cevap ver bakalım diyerek, sorula­rını yönelttiler. Peygamber (s.a.v.) de "Size yarın bildilereyim" diye­rek "inşaallah" diye istisna yapmadı. Müşrikler geri döndüler. Rasû­lullah böylece önbeşgün bekİediysede Aliah (c.c)'tan bu konuda ken­disine herhangi bir vahiy gelmedi. Cebrail inmedi. Nihayet Mekke halkı kötü söze dalıp "bize yarın diye söz verdi, bugün ise onbeşinci gün oldu" dediler. Vahyin duraklaması Rasülü Ekremi mahzun etmiş ti. (Mekkelilerin kendi hakkında konuştukları şeyler ona pek ağır gel­mişti.) Daha sonra Cebrail, içerisinde peygamberin bu üzülmesine Allanın hitabı gençlerin ve seyyahın haberİeride bulunan, Eshab-ı Kehf suresini indirdi ve "Sana ruh hakkında soruyorlar. Deki Ruh Rabbİmin işlerlindedîi." (Esra 58) buyurarak soruları açıkladı.
îbni Mesudun haber verdiği hadise gelince. Orada yahudilerin Ruh konusundaki sorularının Mekke'de değil Medine'de olduğunu gös­termektedir.
Belkide bu soru iki defa tekrarlanmıştır.
Cerir b. Abdü'I Hamid A'meş- Cafer b îyas Said b. Cübeyr isnadıyla İbni Abbas (r.a.)'tan şöyle dediğini anlatır:
Mekke halkı Efendimiz'den Safa tepesini kendilerine altın yapma­sını Mekke'deki dağları da kendilerinden uzaklaştınvermesini (böylece dağların yerinde ziraat yapılabilmesini) istediler. Bunun üzerine Allah (c.c):
«Ey Muhammed dilersen bu istediklerini onlara vereyim. Ama bundan sonra küfrederlerse kendilerinden önce küfürleri yüzünden helak edilen milletler gibi yok edilecektirler. Yok dilersen onlara mühlet vereyim» buyurunca, Rasülullah (s.a.v.) de "Helak değil aksine! onlara mühlet ver" buyurdu. Bununu üzerine Al­lah (c.c) de:
"Bizi önceki (geçen millet)lerin (ayetleri) yalanlamalarından baş ka hiç bir şey ayetler (mucizeler) göndermekten alakoymadı. Semûda açık bir mucize olarak (dişi deveyi) verdikte bununla zulmettiler. Halbuki mucizeleri korkutmaktan başka bir gaye için göndermedik"
(Esra 59) ayetini indirdi.
Bu sahih bir hadistir. Yine bu hadisi Seleme b. Küheyl, İmran aracılığıyla İbni Abbas (r.a.)'Un Eyyûb da Saîd b. Cübeyr aracılığıyla İbni Abbas'tan rivayet etmiştir.

İmam Zehebi:


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.