ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   İman, İslâm Ve Takva Bağlantısı: (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=370844)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 01:02 AM

İman, İslâm Ve Takva Bağlantısı:
 

İman, İslâm ve Takva Bağlantısı:

İman ve İslâm'ın sözlük anlamları, tehlike, parçalan­ma ve çözülüp dağılmanın zıddı olarak güvenlik, barış/hu­zur ve bütünlük gibi temel unsurlar açısından ortaktırlar. İlginçtir, takvanın kök anlamına dikkatlice baktığımızda aynı şeyi görürüz.
'Vekâ' fiili, aynı zamanda korumak, mahvolmaktan kurtulmak ve muhafaza etmek manalarına da gelir. 'Vika­ye' veya 'vekâye', içine içilebilecek veya yenilebilecek birşeyin dökülmeyecek, parçalanmayacak ve böylece kaybolmayacak şekilde konulduğu kap veya gereç demektir,
'İttika' formunda bu fiil, kendini muhtemel tehlike ve saldırıdan korumak, huzur içinde dikkatli ve uyanık ol­maktır. İttika, Kur'an'daki yaygın kullanımı açısından ah­lâkî bir anlam taşır, 'ahlâkî bozulmaya karşı uyanık ol­mak' veya 'kendini Allah'ın cezasına/azabına karşı koru­mak.' Bu da milletlerin çözülmesi ve yok olmasından, ahiret gününde fertlerin cezalandırılmasına kadar çeşitli şe­killerde olabilir.
Takva ile iman arasında da yakın bir ilişki vardır. İman eden mü'min, bir anlamda içi 'Allah korkusu ile titreyen'dir. Kur'an pekçok yerde iman ile takvayı birbirinin anlamdaşı olarak kullanmaktadır.
Şu âyette bunu açıkça görmek mümkündür: "İnkâr edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa kor­kup sakınan (ittika edenler), kıyamet günü onların üstün­dedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.
Kur'an bu bağlantıyı Müslümanlara, "Eğer iman edi­yorsanız, Allah'tan ittika edin (korkup sakının)." şeklinde emir vererek, ya da "...Öyleyse siz Allah'a ve Rasûlüne iman edin. Eğer iman eder ve Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle hareket ederseniz, sizin için büyük bir ecir vardır." şeklinde imandan sonra takva sahibi olmanın kazandırdıklarım kesin bir dille haber vererek kuruyor.
Böylesine bir Allah korkusu, imanın özünde yer alır. Küfür ise doğal olarak bunun karşıtıdır. Takva sahibi muttakiler, Kur'an'da sürekli inkarcılar ile zıt anlamda karşılaştı­rılmaktadır.
İman, hem âlemlerin Rabbinin gönderdiği dinin doğru olduğunu kabul etmek, hem de onları kabul etmekle güve­ne girmek ve batıldan, sapıklıktan, inkârın karanlıkların­dan emin olmak demektir. İslâm ise bu imanın hayattaki pratik görüntüsü, uygulaması ve iman esaslarına teslimi­yetle barışa, huzura ve kurtuluşa ermenin adıdır.
İman, insandaki derûnî (iç) yaşantıyı, İslâm ise Al­lah'ın kanununa teslim olarak yaşamayı ifade eder. Takva ise hem imanı hem de teslim olmayı (İslâm'ı) kapsar. Ni­tekim Kur'an, Bakara Sûresi 177. âyetinde 'birr'i (iyiliği) anlatırken, imanın gönüllerde kök salması gerektiğinin, ve zahirî davranışların tek başlarına yeterli olmayacağının altını çiziyor. Dahası;
Allah için kesilen kurbanların etlerinin değil, mü'minlerin takvasıyla Allah'a ulaşacağı, Allah'ın ölçülerine uymanın da kalplerin takvasından olduğu belirti­liyor. Kur'an, namaz, zekât, cihad gibi ibadetlerin, kalbin takvası olmadan birer mekanik hareketler olacağını tekrar tekrar vurguluyor.
İman etmek ve Müslüman olmak takvalı olmayı ge­rektirir. Takva da Müslümanın imanım güçlendirir. Tak­va, İslâmı yaşamadaki bilinç, titizlik ve dikkattir. Allah'ın ölçülerine uymada kalbin duyduğu sorumluluk şuuru, görevini yapmamaktan dolayı karşılaşacağı kayıplar konu­sundaki derûnî endişedir.



H.Kerim Ece


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.