![]() |
Takva Peygamber'in De Tavsiyesidir:
Takva Peygamber'in de Tavsiyesidir: Hz. Muhammed (s.a.v)'in peygamberlik görevinin özü insanları hidayete (doğru yola) ve takvaya davet etmektir. O'nun bu daveti her bakımdan insanlar için iyidir. Böyle bir çağrıya karşı gelmek ise olacak şey değildir. Hidayete erebilmek ve hidayette olmanın gereğini yapabilmek ancak takva bilinciyle olur. Bundan dolayı Hz. Muhammed de diğer peygamberler gibi insanları Allah'tan ittika etmeye, takva ile davranmaya çağırmıştır. Ebu Hureyre (ra)'nin rivayetine göre Peygamberimize şöyle soruldu: "İnsanları cennete en çok hangi amel sokar?" Buyurdu ki: "Allah'tan ittika etmek ve güzel ahlâk." "İnsanları cehenneme en çok hangi şeyler götürür?" diye sordular. Buyurdu ki; “Ağız ve edep yeri (şehvet)." Ebu Ümame (r.a)'nin rivayetine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Mü'minin faydalandığı en iyi nimet takvadır..." Abdurrahman b. Amr ile Hacer b. Hacer anlatıyorlar: Hakkında Tevbe Sûresi'nin 92. âyeti inen İrbaz b. Sâriye (ra)'yi ziyarete gittik. Selâm verip dedik ki: “Bizler sana ziyaretçi ve birşey öğrenip dönücüler olarak geldik.” (Bunun üzerine) İrbaz (r.a) şöyle anlattı: "Peygamber (s.a.v), birgün bize namaz kıldırdıktan sonra ayağa kalktı ve çok etkili bir vaaz yaptı. Öyle ki bu vaazın etkisinden gözler yaşardı, kalpler titredi. (Orada bulunanlardan) birisi, 'Ya Rasûlâllah! Bu konuşmanız veda vaazı gibi oldu. Bize (bundan sonrası için) ne tavsiye edersiniz?' dedi.” Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu ki: "Size, Allah'tan ittika etmenizi (O'na karşı sorumluluk bilinci duymanızı), başınızdaki idareci Habeş'li bir köle de olsa (Allah'ın indirdiği ile hükmettiği sürece), dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Sizden uzun müddet yaşayanlar pek çok anlaşmazlıklar görecek. Böyle bir durumda size, benim sünnetime ve raşid halifelerime uymak düşer. Onlara sımsıkı tutunun, azı dişlerinizle (de olsa) onlara sarılın. Sonradan uydurulan ve dine sokulan işlerden (bid'atlerden) kaçının. Şüphesiz (dince doğru olmayan) yeni şeyler bid'attir. Her bid'at dalâlet, her dalâletin sonu da ateştir.” Cabir (r.a)'den rivayetle, Rasûlüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ey insanlar, Allah'a karşı muttaki olun (sorumluluk bilinci taşıyın) ve (dünyalık) istemede orta yolu izleyin. Zira hiç kimse yoktur ki, (Allah'ın kendisine takdir ettiği) rızkını eksiksiz elde etmeden ölmüş olsun. Rızık gecikse bile kişi ona mutlaka kavuşacaktır. Öyleyse Allah'tan ittika edin ve istekte aşırı gitmeyin ve helâl olanı alın, haram olanı terkedin." Veda Haccı'nda da bütün insanlara aynı şeyi tavsiye etmiştir: "Allah'tan ittika edin (korkup sakının) ve beş vakit namazı kılın, Ramazan orucunu tutun, mallarınızın zekâtını verin, emirlerinize (sizden olan yöneticilere) itaat edin ki cennete giresiniz." Hz. Muhammed (s.a.v) takvayı tavsiye etmekle kalmıyor, onu bizzat yaşayarak, uygulayarak ve somut hâle getirerek insanlara gösteriyordu. Nitekim, onun hayatı baştan başa 'takva’ idi, denilse yanlış olmaz. O, takva bilincinin canlı örneği, Allah'ı hesaba katarak yaşamanın eşsiz bir numunesi idi. Rasûlullah (s.a.v), takva içinde yaşar, insanlardan da öyle yaşamalarını isterdi. Ona göre üstünlüğün, şerefli ve keremli olmanın ölçüsü, takva ahlâkıdır. Abdullah b. Amr'ın anlattığına göre, Rasûlüllah (s.a.v)'a en olgun insanın kim olduğu sorulması üzerine şu cevabı vermiştir: "Kalbi kirden arınmış ve dili doğru söyleyendir." Etrafındakilerin 'dili doğru olanı' anladıklarını fakat 'kalbi kirden arınanları' anlamadıklarını söylemeleri üzerine Rasûlüllah; "Pak olan, günahtan, şüphe, hile, yalan ve hasetten arınmış olandır." buyurmuştur. Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin söylediğine göre, adamın biri Rasûlüllah'a gelerek kendisine kısaca nasihat etmesini rica etmiş. Bunun üzerine Rasûlüllah; "Namaza durduğun zaman sanki son namazınmış gibi kıl. Yarın pişman olacağın birşey söyleme ve insanların sahip olduklarına arzu duymayı bırak." diye öğüt vermiştir. Muaz b. Cebel'in rivayetine göre Peygamber (s.a.v); "Bana en yakın olanlar nerede ve kim olurlarsa olsunlar, takva sahipleridir." buyurmuştur. |
Takva Peygamber'in De Tavsiyesidir:
Namazda iken çoğu zaman saatlerce Kur'an okur, hatta bazen yorgunluktan bacakları şişerdi. Gelmiş ve gelecek kabahatleri Allah tarafından affedilmiş olmasına rağmen, Allah'tan en fazla O ittika eder, Allah'a en fazla O ibadet ve dua ederdi. İnsanların en takvalısı ve en doğru olanı oydu. Ancak O bu özellikleriyle hiç övünmemiştir. Aksine O çok mütevaziydi. Ümmü Alâ el-Evseriye'nin rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: "Allah'a andolsun ki, ben Allah'ın elçisi olmama rağmen, O'nun bana ne yapacağını bilmiyorum." Muhammed (s.a.v) diğer insanların ulaşması mümkün olmayan derecede takva sahibi bir insandı. O, insanlar arasındaki ayrımın tüm ölçütlerini paramparça etmiş ve onları takva ve doğruluk esasına göre değerlendirmiştir. Onun davet ettiği din, ferdî ve sosyal hayatta fazilet, takva ve doğruluk, insanlara adil muamele, başkalarının suç ve hatalarını bağışlamak, cömert ve hayırsever olmak ve anlaşmaya bağlılık esasları üzerine kuruluydu. İşte bu davranış tarzları insanları takva sahibi kılar ve Allah'a yaklaştırır." Ebu Hureyre (r.a) diyor ki: "Peygamber (s.a.v); 'Onlarla amel etmek üzere benden kim şu iki kelimeyi alacak?' diye sordu. 'Yâ Rasûlallah, ben.' diye cevap verdim. Rasûlüllah (s.a.v) elimi tuttu ve şu beş şeyi saydı: "Allah'ın haramlarından ittika et, insanların en âbidi (ibadet edeni) olursun. Allah'ın taksimine razı ol, insanların en zengini olursun. Komşuna iyilik et, (olgun) mü'min olursun. Kendin için sevdiğini insanlar için de sev, (iyi) Müslüman olursun. Fazla gülme, çünkü çok gülmek kalbi öldürür." Yezid b. Seleme diyor ki: "Peygamber'e; 'Yâ Rasûlallah, senden çok hadis işitiyorum. Ancak onların önlerini ve arkalarını unutmaktan korkuyorum. Bana öyle birşey öğret ki hepsini kapsasın.’dedim. Buyurdu ki: "Bildiklerinle Allah'tan ittika et." Peygamberimiz bir duasında şöyle diyordu: "Ey Allah'ım, senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum." Cabir (r.a) diyor ki: "Rasûlüllah (s.a.v) ile birlikte bayram namazı kıldım. Namaza hutbeden önce başladı. Sonra Bilâl'e yaslanarak ayağa kalktı. O sırada kadınlar geldiler. Onlara vaaz etti, hatırlatmada bulundu ve onlara da takvayı emretti..." H.Kerim Ece |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.