ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   En Hayırlı Azık: Takva (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=370630)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 01:37 AM

En Hayırlı Azık: Takva
 

En Hayırlı Azık: Takva

İnsan bir yolcudur. Bir seyyah gibi doğumdan ölüme doğru gider. Hayat onun için bir yoldur. O yolda yürürken ona yol haritası, kılavuz ve yol arkadaşı lâzım olacağı gibi azık da lâzımdır. Üstelik onun yolculuğu ölümle de bitmemekte, mahşere doğru devam etmektedir. Dünya yolcu­luğunda elde edebileceği azık, mahşere doğru olan yolcu­luğunda da işine yarayacaktır.
Bu anlamda 'takva', mü'minler için en hayırlı azıktır.
İnsan 'Allah'ın yolcusu'dur.
"Ey insan, gerçekten sen Rabbine doğru, bir yol üze­rinde çabalayıp durmaktasın, sonunda O'na varacak­sın.
Her insan Allah'a doğru hareket halindedir ve sonun­da Allah'a kavuşur. İlâhî cemale ve Allah'ın özel rahmeti­ne ermek isteyen kimse, bu yolculuğu ilâhî azıkla yapma­lıdır. Zira Allah'ın, insanı bir yolcu olarak kabul edip de ona yol azığı belirlememesi mümkün değildir; bu da tak­vadır.
Bazı azıklar yolun henüz başında bitebilir. Bazıları da yarı yola kadar insanın ihtiyacını karşılayabilir. Takva azığı, insanı Allah'a kavuşuncaya kadar götürecek, onu kerametlerin en yücesi olan Allah'ın cemalini görmeye kadar taşıyacaktır. Böylece muttakiler son hedeflerine ulaşmış olurlar.
Takva kalbin ve ruhun gıdasıdır. Kalpler ve ruhlar onunla yaşar. Onunla kuvvetlenir, gıdalanır, nurlanır. Kurtuluşa ermek ve Allah'a ulaşmak hususunda da ruh ve kalp takvaya dayanır. Şüphesiz ki akıl sahipleri, takvaya yönelmeyi idrak edenler ve azıktan faydalanarak hayırlananlardır.
Abdullah b. Abbas (r.a) anlatıyor:
"Yemenliler hacca geliyorlardı fakat yanlarına azık almıyorlardı. 'Biz Allah'a tevekkül eden kimseleriz' diyor­lardı. Mekke'ye gelince bu davranışlarını halka sordular. Bunun üzerine Allah (cc) şu âyeti indirdi:
"Azık edinin; kuşkusuz, azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, benden ittika edin (korkup sakının)."
Âyette kasdedilen, sadece hacıların Mekke'ye gelir­ken yanlarına azık almaları gereği değildir. Bunun ötesin­de âyette geçen azık, salih amel azığıdır. Burada teşvik edildiği gibi, kişinin hayır olarak ne yaptığı, birr olarak ne işlediğidir. Takva, Allah'ın gazabına karşı kişinin sakınmasını sağlayan sorumluluktur. Âyet Müslümanları böy­le bir azıkla azıklanmaya teşvik ediyor ve münker olan şeylerden de sakındırıyor.
Kalbin görevi, Allah'tan haşyet duymak, O'na karşı sorumluluk bilinci taşımaktır. Yukarıdaki âyet, Müslü­manları takvaya teşvik ediyor ve onlara takvaya ulaşmayı hedef olarak gösteriyor. Bu bir anlamda Allah'ın dışındaki her şeyden (manevî olarak) uzaklaşma, hevâya uymanın önlemi olarak aklın gereğidir.
"Kendinize azık edinin; şüphesiz azığın en iyisi takva­dır."
Bir kimsenin takvası yoksa onun azığı da yoktur. Azı­ğı olmayınca da Allah'a doğru olan yolculuğunda ne özü makbul olur, ne de amelleri salih amel olur. Kerim olan Allah çirkin işlerden razı olmadığı gibi, çirkin işleri yapanlardan da razı değildir. Herhangi bir iş günahsa, o de­ğersiz ve aşağılıktır. Aşağılık bir amelin de Allah'a ulaşması mümkün değildir. İnsanlardan Allah'a ancak takva ulaşır. Allah (cc) yalnızca muttakilerin ihlâsla yaptık­ları amelleri kabul eder.
O halde takva önemli bir azıktır ve muttaki kimse bu azıkla yol aldıkça, bu azığın etkisi sürekli artar ve hiç azal­maz. O kadar çok artar ki melekleri ve nur perdelerini aşar ve sonunda Allah'ın cemâli ile buluşur.
Sehl b. Abdullah şöyle demiştir:
"Allah (cc) dışında yardımcı, Rasûlullah (s.a.v) dışında rehber, takvanın dışında azık yoktur. Sabır olmadan amel devam etmez. Kim takva sahibi olmak isterse günahları terk etsin."
Hz. Ali (r.a) diyor ki: "Siz yolcusunuz, yoldasınız, bu­rası sizin eviniz değil. Siz ölüme çağrılıyorsunuz ve bunun için azık hazırlamakla görevlendirildiniz."
Bu azık, insana en güzel amelleri yaptıran, ruha ve benliğe gıda olabilecek, onu ahiret yolculuğunda aç, su­suz, yalnız ve korumasız bırakmayacak olan 'takva azığı'dır.
Kuldan istenen şeylerin en özeli takvadır. Her fenalıktan korunup takva makamına ulaşmak için de azığın ve diğer gerekli şeylerin hazır edilmesi lâzımdır. Bunu hazır­lamayanlar, ihtiyacın dürtüsü ile kötülük yapabilir, nefis­leri kendilerine günah işletebilir. İnsanların dünyalık azıkları ne kadar bol olursa olsun, takva bilinçleri yoksa yine de mutlu olamazlar, fenalıklardan korunamazlar. Böyleleri insanı felâkate götüren şehvetlerin (aşırı istekle­rin) peşinden bir ihtiyaç gibi giderler. İnsan için iki yolcu­luk vardır: Biri bu dünyadaki yolculuk, diğeri de bu dün­yadan öteki âleme yolculuktur. Bu dünyadaki yolculuk için yiyecek, içecek ve benzeri azıkların lâzım olması gi­bi, dünyadan öteye olan yolculuk için de azık gerekir. Bu da Allah'ı bilmek, O'nu sevmek, O'ndan ittika etmek ve O'ndan başkasından yüz çevirmekle elde edilir ki bu tak­va azığı her şeyden hayırlıdır.
Takva, Hakk'a doğru yolculuk yapanların (sâliklerin) özelliklerindendir. Bir kimse Hakk'a doğru yol almıyorsa, takvaya ulaşamaz. Takva, bir anlamda yol kesenlerden sa­kınmak demektir. Bir kimse yolcu değilse pusuya düşmez, bir zarar görmez ve sonuçta bir takva çabası da olmaz. Takva yola gitmenin vesilesidir. 'Azık edinin' âyetini böy­le anlamak da mümkündür.



H.Kerim Ece


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.