![]() |
Cennet Bizleri Bekliyor
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Hamd âlemlerin Rabbi, Rahim ve din gününün Sahibinindir. Salât ve selam Allah’ın Resulü, insanların rehberi, öğretmeni Muhammed Mustafa (S.A.V)’e münevver ailesine, arkadaşlarına, kıyamete kadar gelmiş- gelecek Allah yolunda sorumluluk bilincini kuşananlara olsun. Değerli Tefekkür dostları! Evet, gerçektende cennet bizleri bekliyor. Cennet, tüm güzellikleri kuşanmış, Allah’ın sevgili kullarını ağırlamak için, o büyük gün (Ahiret )’ü bekliyor. Anlaşılan o ki, cennet konuklarını ağırlamak üzere hazır… Peki, konuklar hazır mı? O büyük gün için, ayrıştırma günü için, doğru olanla, olmayanın birbirinden ayrılacağı gün için, adalet günü için, her hak sahibine hakkının verileceği gün için, karşılığı kötü olana, kötülüğü nispetinde, karşılığı iyi olana, Rahim ve Cömert Allah’ımızın kat kat artırmasıyla karşılık verileceği gün için!.. HAZIR MIYIZ? Hemen hepimizin “hayır, nerede!” sızlanmalarını duyar gibi oluyorum. Aman karamsarlığa kapılmayalım, biricik Allah’ımızın Rahmeti sonucu Ramazan ayı’na girmiş bulunmaktayız. Ramazan ayı demek, Kur-an ayı demektir. İşte o büyük güne hazırlanmak için hem güzel bir başlangıç hem de iyi bir fırsat. Bıçak için bileği taşı ne ise Ramazan ayı için de Kur’an-ı Kerim öylesine gereklidir. Ramazan ayına girmiş olan kişi orucuyla beraber her Kur’an-ı Kerime yönelişinde daha bir güzelleşir, daha bir olgunlaşır, kemalat noktasına hızlı bir ilerleyişle ilerler. Kişi kendini (ruhunu), bu bir ayda öyle bir besler ki, (Kur’an-ı Kerimle) bu, Ramazan ayının bitiminde ona tam bir yıl yetecek enerjiyi sağlar. Ramazan ayının sonundaki bayramı hatırlayarak, ömrünü hep Ramazan ayıymış gibi geçirerek cennete kavuşmayı arzular. Vakıa Suresi; 7–11 “ Sizler üç sınıfta tasnif edilmiş olacaksınız. Bir bahtiyar kampa dâhil olan kesim olacak; ama ne büyük bahtiyarlık! Bir de bedbaht kampa dâhil olan kesim olacak; ama ne felaket bir bedbahtlık! Bir de yarışta öne geçip arayı açanlar olacak. İşte bunlardır Allah’a yakınlık sağlayanlar.” Rabbimiz Vakıa suresinde, o gün insanların üç gruba ayrılacağını buyuruyor: bir grup bahtiyar olanlar, bir grup bedbaht olanlar, bir grup ta iyi tarafta olup yarışta öne geçenler. Rabbimiz hepimizi bedbaht gruba dâhil olmaktan koruyup, bahtiyarlardan, dahası Allah’a yakınlık sağlayanlardan olabilmeyi nasip etsin. Onlar, bir şeyin yapılmasının gerektiğinin farkına varır varmaz, hemen harekete geçerler ve yapılması gerekenleri en doğru (Kur’an ve sünnet ışığında) şekilde yapmaya çalışırlar. Nitekim bu konuda Hz. Aişe'den (r.a) bir hadis rivayet edilir. Hz. Peygamber (s.a) ashabına: "Kıyamet günü Allah'ın gölgesine en önde girenlerin kim olduğunu biliyor musunuz?” diye sorar. Ashap da "Doğrusunu Allah ve Rasulu daha iyi bilir" diye cevap verince Hz. Peygamber (s.a) şöyle der: "O kendilerine hak yolunda çağrıda bulunulduğu zaman hemen icabet eden, kendilerinde hakkı olanın hakkını ödeyen, başkaları hakkında kendileri için nasıl karar verirlerse, o şekilde karar veren kimselerdir" (Müsned-i Ahmed) Bunlar o kimselerdir ki; taşın altına el koyarlar, ipi göğüslerler, sürekli iyilerin, iyiliklerin ve güzelliklerin ortaya çıkması için mücadele ederler. Kötülerin, kötülüklerin karşısına dikilir, zulme sessiz kalmayıp dur deyip durdurmaya çalışırlar ve tüm bu söylenenler uğruna candan, canan’dan vazgeçebilmeyi göze alanlardır… “işte bunlardır Allah’a yakınlık sağlayanlar” Bahtiyarlardan ve Allah’a yakınlık sağlayanlardan, olabilmek için, beden-ruh ikilisinin birlikte kontrol altına alınması gerekmektedir. Oruç, bedene kimin komutan olduğunu öğretip iradeyi kuvvetlendirir. Her istediğini sırf gücü- kuvveti dahası parası yettiği için yapanlar nefsin kulu, kölesi olurlar. Oruç iradeyi nefsin elinden kurtarır, aklın eline verir. Ama kişinin aklının da Kur’an okulunun terbiyesinden geçmesi çok önemlidir, çünkü o Kur’an hidayet rehberidir, doğru yolun, doğru adresidir. Yanlış adresle istenilen yere asla ulaşılmaz. Behemi arzu istek ve hevasını, bu şekilde kontrol altına alıp iradesini güçlendirenlere, şeytanların yakınlaşıp, ayartması ne mümkün? Başta söylediğimiz gibi, işte o büyük günün hazırlığına başlamanın tam zamanı. Geç kaldım, çok hata yaptım, dönülmez yolun sonundayım, haksızlık ettim, çok günah işledim demeyin, demiyoruuuz!!! Bunları bilerek, bunların farkına vararak, hemen tövbe edelim diyoruz. Tövbe edip, bu gibi eksik ve kusurlarımızı hemen düzeltmeye başlayalım diyoruz. İşte Allah yardım elini önümüze sundu. Oruç ve Kur’an ayı. Kur’an terbiyesiyle şekil alan akılla tutulan oruçlar, bizleri, insanı kâmil olma yolundan alıkoyan her şeyden tutacaktır. Artık öncelikle kendi nefislerimize zulmetmeyeceğiz ve halife olarak yaratıldığımızın bilinci ile yeryüzünde zulmün ortadan kalkması için mücadele edeceğiz. Bu mücadele için gerekli olan direktifleri Kur’an’dan alacağız. Öncelikle imanımızı güçlendirecek amelleri Allah’ımızın isteği şekilde yapmalıyız. Namazı huşu içinde sırf Allah’a tahsis ederek ikame etmeli, Orucun bizi her türlü aksaklıktan ve günahtan koruyacak şekilde tutmasını sağlayacak şekilde tutmalı, yalnız zekâtla yetinmemeli, sevdiğimiz şeylerden vererek içimizdeki dünyaya tamahı ortadan kaldırmalıyız. Allah’ın sevdiklerini sevmeli, buğz et dediklerine de buğz etmeliyiz. Özümsenerek okunan Kur’anı Kerimlerle bileylenerek güçlenen ve yamukluktan kurtularak yeniden şekil alan, imanımız, aklımız, kalbimiz, huyumuz, karakterimiz ve ahlakımızla kendimizden başlamak kaydıyla emri bil maruf nehyi anil münkere devam etmeliyiz ki, ancak temizlenebilelim. Ve ; Vakıa suresi 12-34: 12-) Sonsuz nimetlerle dolu has bahçelerde kalacak olanlar. 13-) Bir kısım öncekilerden. 14-) Birazıda sonrakilerden. 15-) Emek mahsulü huzur tahtlarına kurulacaklar; 16-) Onlara yaslanıp tarifsiz bir (sevinci) paylaşaklar 17-) Ölümsüz gençlikler onları bekleyecek. 18-) Tarifsiz güzellikte bir kaynaktan doldurulmuş bir o kadar da tarifsiz ibrikler ve kupalarla sunulan (içecekler) 19-) Ne baş döndürür ne de sarhoş eder. 20-) Ve her tür meyve ve kuruyemiş seçeneği. 21-) Ve canlarının çektiğinden tarifsiz lezzette kuş etleri… 22-) Ve kusursuz bakışlı eşler 23-) Gün görmemiş inciler gibi. 24-) Önceden yaptıklarının bir ödülü olacak (bunlar) 25-) Orada ne bir boş laf ne de kınanma duyacaklar 26-) Sadece denilecek ki “mutluluklar! mutluluklar!..” 27-) BAHTİYAR kesime gelince: nedir o bahtiyar kesimin (ödülü)? 28-) Dikenlerin yerini meyvelerin aldığı upuzun Sidr ağaçları arasında 29-) Yine çok gövdeli misk kokulu ve parıltılı muğaylan ağaçları 30-) Ve uzayıp giden serin gölgeler 31-) Ve çağlayanlar 32-) Bir de sınırsız çeşitlilikte limitsiz meyveler. 33-) Ne bir kesintiye uğrar ne de yasaklanır… 34-) Ve yüksek döşekler… Cennet temizdir, özeldir, güzeldir. Dolayısı ile bu temiz, özel ve güzel mekâna da ancak temiz, özel, güzel ve seçkin insanlar girebileceklerdir. Haydiyin koşuşun Oruca, koşuşun Kur’an-ı Kerime!!! Haydiyin, böylelikle, Allahın öğrettiği gibi temizlenmeye!!! Geç kalmayalım!!! Cennet bizleri bekliyor. Allah’a emanet olun. SADAKALLAHÜLAZİM Ayse Üzümcü |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.