![]() |
Çalışma Azmini Zayıflatan Ve Davetten Geri Bırakan
Çalışma Azmini Zayıflatan Ve Davetten Geri Bırakan Sesler Tehlikesini önemsememiz gereken engellerden biri de, kişiyi zayıf ruhlu kılan, gevşeten ve dava yolunda yürümekten alıkoyan bir takım sözler ve fısıldamalardır. Davetçi, çevresindekilerden bir takım sözler işitir. Bu sözleri, kalplerinde hastalık bulunanlardan nasihat ve sakındırma şeklinde duyar. Ayrıca cihad meydanına atılmaya karşılık rahatlığı tercih eden, meşakkatlere ve güçlüklere göğüs germe ve dava yolunda yürüme gayretinde gerileyen ve zaaflık gösteren kimseler ile, Allah davasına komplolar kurmak isteyen düşmanlar tarafından korkutma, öğüt, teşvik ve tehdit suretiyle işitir. Kur'an-ı Kerim, bu çeşit gruplardan kaçınmamız için şiddetle bizi sakındırıyor. Onların metodlarını, izlerini açıklayan ve niyetlerini ortaya çıkaran değişik görünümlerini bize hikaye ediyor: "Allah'ın Resulüne muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin göstererek: 'Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın' dediler. De ki: 'Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.' bir kavrayıp-anlasalardı." "Savaştan geri (kalıp) oturarak, kardeşleri için 'Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi.' diyenlere söyle: 'Eğer doğru sözlüler iseniz, o halde ölüm düşüncesini kendinizden savın!" "Sizinle beraber çıksalardı, size 'kötülük ve zarardan' başka bir şey ilave etmez ve aranıza mutlaka fitne (kışkırtıcılık ve ayrılıkçılık) sokmak üzere içinizde çaba yürütürlerdi. İçinizde onlara 'haber taşıyanlar' vardır. Allah zulme sapanları bilir." Bazen bu geri bıraktıran, zaafa düşüren sözler, düşmandan ve onun güç ve kuvvetinden korkutmak suretiyle de olur. Fakat Kur'an, sadık mü'minlerin kafirlerin korkutmaları karşısında imanlarını artırarak bunlara nasıl yöneldiklerini ve Rabb'lerine olan tevekküllerini bize kıssa ediyor. Sonra mü'minler safında gerçekleşen neticeleri bildiriyor. Ayrıca bu korkutmanın gerçek yüzünü tasvir ediyor bize... Şüphesiz bu yöntemler, la'netlenmiş şeytanın yöntemleridir. Allah (c.c.) Tebareke şöyle buyuruyor: "Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve Resulünün çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır. Onlar ki, halk kendilerine: '(Düşmanınız olan) insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!' deyince, (bu söz) onların imanlarını artırdı. Ve: "Allah bize yeter, O, ne güzel vekildir' dediler. Bundan dolayı Allah'tan bir nimet ve bollukla geri döndüler, kendilerine hiç bir kötülük dokunmadı. Ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük kerem sahibidir. O şeytan sizi kendi dostlarından korkutuyor. Eğer mü'minlerseniz, onlardan korkmayıp Ben'den korkun!" Kur'an, gevşeklik göstermememizi ve zaaflık içinde olmamamızı istiyor, kafirlere boyun eğmekten de bizi nehyediyor. Allah (c.c.) Teala şöyle buyuruyor: "Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer inanmışlarsanız en üstün olan sizlersiniz. "(Düşmanınız olan) topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umut etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. "Nice peygamberlerle birlikte bir çok Rabbani (bilgin)ler savaştılar da, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve minnet)den dolayı ne gevşeklik ne zayıflık gösterdiler ve ne de boyun eğdiler. Allah sabredenleri sever." Nefsini ve malını Allah uğrunda satan davetçinin, bu tür gevşeklik ve zaaflık doğuran, gerileten sözlere itibar etmemesi ve bunlardan etkilenmemesi gerekir. Ancak Allah'a ve O'nun yardımına güvenmeli. Sadece Rabb'ine tevekkül etmeli ve batıl'ın karşısında zayıflık göstermemelidir. Hiç bir zaman da, kafirlere boyun eğmemelidir. Bu mana etrafında İmam Hasan el-Benna'nın söylediği şu ifade ne güzeldir: "Kuvvet, Hakk ile beraber olduğu müddetçe ne güzeldir! Zaaf da, batıl karşısında olunca ne kötü ve çirkindir!" Mustafa Meşhur |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.