![]() |
Zamanın Etkinliği
Zamanın Etkinliği Bazı kimseler, bir takım yüzeysel değerlendirmelerle: "Uzun zaman geçmesine rağmen, bozuk ortamı değiştirip yerine İslami ortamı oluşturmakla ilgili umduğumuz sonuçları niçin elde edemiyoruz? Eğitim ve öğretim merhalesi ne zamana kadar devam edecek? Yoksa, yoldan sapmalar oldu da onun için mi amaçlanan hedefe ulaşılamıyor?" gibi sorular yöneltiyorlar. Bu tür sorulara cevap vermek ve durumu iyice vuzuha kavuşturmak için her şeyden önce şunu ifade etmek isterim: Zaman kavramı, fertlerin ömürleriyle değil, davetlerin ve toplumların ömürleriyle kıyaslanabilir. İslam davetinin ömrü henüz ondört asırdır. Düşünecek olursak İslam devleti, Endülüs'ün düşmesiyle birkaç asırdır başaşağı yuvarlanıp gitmektedir. Nihayet, hilafetin kaldırılmasıyla en zayıf duruma düşünce, İslam daveti yeniden önündeki yokuşu tırmanarak aşmaya başladı. İslam davetinin, cihanşümul bir İslam devletini tesis edip bir daha eski hakimiyet ve otoritesine kavuşabilmesi için bir asır kadar zamana daha ihtiyacı vardır. İslami davetin önündeki engelleri tırmanışının müjdelerini apaçık bir şekilde, şu İslami ortamda, özellikle gençlik kesiminde geride bıraktığımız çok kısa diyebileceğimiz birkaç sene zarfında şahit olmuş durumdayız. İslam devleti pusuya düşürüldükten sonra yeniden başlayan İslami uyanış ve hareket hamlesi iddiamızın açık bir delilidir. Hilafetin düşmesinden sonra 1928'lerde kurulan Müslüman Kardeşler Cemaati, sanki yüce Allah tarafından cihanşümul bir İslam devletinin temelini atacak yeni bir diriliş hareketiyle vazifelendirilmişti. Bunun için Şehid İmam İhvanı, bir cemiyet veya cemaat görmekten ziyade, bu ümmetin benliğine nüfuz eden yeni bir ruh, yeni bir hayat iksiri olarak görmekteydi. |
Zamanın Etkinliği
Bu Merhalenin Tabiatı Özlenen İslam devletinin temelini atmayı üstlenen şu davetimizin merhalesi, İslam daveti tarihi boyunca en mühim ve en meşakkatli bir merhaledir. Her ne kadar davetimizin, bir devlet otoritesi ve gücü düzeyinde bir görünümü yok ise de onun durumu bir binanın temeli mesabesindedir. Muazzam bir binanın temelinin sağlamlığı için sarfedilmesi gereken emekler, ileride kurulacak olan cihanşümul bir devletin temeli mesabesinde olan bu davetimiz için de gereklidir. Bir binanın temeli ne derece sağlam ve kuvvetli olursa, o temel üzerinde kurulacak bina da o nisbette sağlam ve kuvvetli olur ve o nisbette yükselebilir. Şu sağlam temelin oluşması Allah davasının yücelmesi, küfrün alçalması için; İslam akidesine boyun eğmiş, hayatını onun üzerine kurmuş, tüm güç ve imkanlarını onun yolunda seferber etmiş, onun için çalışan, onun yolunda kurbanlar veren, onu koruyan ve onu hayata hakim kılmak için didinen bir iman kuşağını yetiştirmekle mümkündür. Henüz bina zemin üzerine dikilmeden, temeli için sarfedilen emekler, çekilen zahmetler, davetimizin bu merhalesinin tabiatını andırır. Ama buna zaman tayin etmek hareketimizin doruk noktasını belirlemek, binanın ne zaman tamamlanacağını kestirmek bize ait değildir. O ancak Allah'a aittir. Çünkü bunun vaktini tayin etmek, ona bir sınır çizmek Allah'ın ilmine ve takdirine bağlıdır. Bize düşen bu yolda yürümek, tüm gücümüzü kullanmak ve işlerimizde yalnız Allah'ın rızasını gütmektir. Zira Allah, bizden çalışmayı istiyor, sonuç elde etmek hususunda muhasebe etmemizi istemiyor. "De ki, çalışın! Yaptığınız işleri Allah görecek, Rasulü de, müminler de. Sonra görülen ve görülmeyeni bilen (Allah'a) döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı bir bir haber verecektir, " Bununla beraber İslami Hareket, İslam daveti sahasında bir çok önemli hususları gerçekleştirmeyi başarmıştır.Bunu ancak teşkilattan önceki durum ile, teşkilatın İslami çalışmalar sahasında kaydettiği köklü değişiklikleri karşılaştıranlar bilir. İnşaallah tamamlanacak olan bu önemli işlerde bizim de hareket payımız olacaktır. Mustafa Meşhur |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.