![]() |
Aradığımız Müslüman
Aradığımız Müslüman Nefis ıslahından söz etmek, kişiye İslami şahsiyetini olgunlaştıran faktörleri sunmaya, sonra da onu süfli alemden inanç ortamına götürmeyi sağlayan çeşitli vesileleri takdim etmeye bizi sevketmektedir. Ancak bu iş bir iki makale ile yapılacak basit bir iş değildir. Bu konuyu tahlil edip inceleyen, kaynak olabilecek nitelikte detaylı bir şekilde izah getiren kitap ve broşürlere ihtiyaç vardır. Bütün şaibelerden uzak tertemiz bir akidenin, erkan ve huşu'u yerinde olan bir ibadetin, Kur'an ve sünnetten kaynaklanan bir ahlakın, İslami kumandaya yaraşan fikir ve kültürün, cihad hareketinin yükünü taşıyabilecek kuvvetli bir bünyenin sahibi olan müslüman şahıs arıyoruz. Rızkını kendi eliyle kazanan, vaktinin kıymetini bilerek işlerini düzene koyan, başkasına faydalı, nefsinin süfli arzularıyle cihad eden müslüman istiyoruz. Bunlar müslüman şahısta aradığımız bazı özelliklerdir. Nefsi ıslah konusunda her müslüman fertte bulunmasını istediğimiz bu özellikleri bir sonraki ünitede özetle ele alalım. |
Aradığımız Müslüman
İslam Davetçisinin Özellikleri 1. Sağlam Akide Sağlam akideden kasdımız: Hurafe ve bid'atlerden uzak Selef-i Salihinin üzerinde bulunduğu sahih İslam akidesidir. İlk müslümanlan yetiştiren, onların vicdan ve şuurlarına hükmeden, hayatlarının her safhasında kendisini gösteren ve yararlı işlerin üzerine sevk eden akide. Doğru yol üzerinde yürüyebileceği iman nuru ile sahibinin kalbini dolduran halis tevhid akidesi. "Ölü iken kendisini dirittiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir ışık verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp ondan hiç çıkamayan kimse gibi olur mu?" Sağlam bir akide sahibi insanlar istiyoruz.. Akideyi, makinenin bir parçası gibi hayatın bir bölümü olarak değil, hayatın kendisi olduğunu, onsuz hayatın yaşanamayacağı şuurunda olan müslüman şahıs istiyoruz. İnsana hareket ve dinamizm veren bir akide... Cedelleşme ve söz yarışı ortamına iten bir akide değil. Şair İkbal ne güzel demiş: "Tevhid, selefi salihinde hareket ve faaliyete sevkeden bir kuvvet iken, sonraları kelam ilmi oldu." Hiç bir baskı ve şüphenin karşısında sarsılmayan köklü bir imana sahip, Allah'a, meleklerine, rasullerine, ahiret gününe, kaderin hayrına ve şerrine inanan sağlam bir akide sahibi istiyoruz. Gizli ve açık, kızgınlık ve normal ve her halükarda Rabbinin rahmet ve rızasını uman, azabından ve gazabından korkan, her an için Allah'ın murakebesinde olduğunu düşündüren bir kalp sahibini istiyoruz. Bütün dünya işlerini Rabbani ölçü ile değerlendiren, olayları İslami bir yaklaşımla izleyen akide adamını... Onun her hareket ve davranışı, İslami akideden ve onun getirdiği prensip ve terbiye metodlarından kaynaklanan inanç adamını. Allah katında alacağı ecri dünyalığa tercih eden, davet uğruna malını ve vaktini, fikri çalışma ve gayretini, ruhunu ve her şeyini feda eden, bu yolda karşılaştığı zorlukları sabır ve tahammül ile göğüsleyen akide sahibini arıyoruz. Müslüman kardeşiyle kıvanç duyan, onu candan seven, nefsi için harcamak istediğini kardeşi için de harcayan, hatta onu nefsine tercih eden, onun şeref ve haysiyetini koruyan, onu yalnız başına bırakmayan akide sahibi kişiler istiyoruz. Öyle sağlam bir akide istiyoruz ki, şahıslara; İslam ve müslüman kardeşlerine karşı mes'uliyet duygusunu aşılayan, güçleri yeterince davet hareketi için görevlerini yerine getirmeyenlerin kalplerini rahatsız eden bir akide.. |
Aradığımız Müslüman
2. Sağlam Akidenin Kaynakları Acaba, sağlam bir akide sahibi olmak için Allah'ın kitabı ve Nebisinin sünnetinden başka müracaat edilecek daha hayırlı bir kaynak mı var? Arap yarımadasında harekete geçip cahiliyeyi yok eden, insanlık için en hayırlı bir ümmeti yeryüzüne getiren, Hz. Muhammed (a.s.)'in üzerine vahyolunan Kur'an kaynağı... Hz. Muhammed (a.s.), Kur'an'ı insanlara öğretti, gerçek akide insanlarını yetiştirdi. İslam devletini kuran insanları.. Kur'an-ı Kerim'in akideyi açıklama üslubu, üslupların en güzeli ve en mükemmelidir. Kur'an, akideyi kalplere bağlar ve o kalplerden iman menbalarını fışkırtır. ".. gerçekten size Allah'tan bir nur ve açık bir kitap geldi. O'nunla Allah, rızasının peşinde gidenleri esenlik yollarına iletiyor ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir yola sevkediyor." Aynı zamanda Kur'an'ın, insanların öldükten sonra dirilip ceza veya mükafat görecekleri hususundaki ikna üslubu gayet parlak ve çarpıcıdır: "Andolsun ki, biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık, öğüt almak isteyen var mı?" Nitekim Allah'ın kitabını açıklayan Resulullah (a.s.)'ın sünneti de İslam akidesini kalbinde kurmak isteyen herkese gerekli bilgiyi vermektedir. Allah'ın Resulü ne doğru söylemiştir: "Size öyle bir şey bıraktım ki, O'na yapıştığınız müddetçe benden sonra ebediyyen sapıtmazsınız. (O da) Allah'ın kitabı ve benim sünnetimdir." |
Aradığımız Müslüman
3. Nefsini Düzelt Başkalarını Davet Et! Bu aşamada, davet yolunda yapabileceğimizin en önemlisi, nefsimizi ıslah ve başkasını davet etmek olduğunu belirtmiştik. Nefsi ıslah etmenin davet açısından büyük bir önem taşıdığını, bu hususa ehemmiyetle ilgi göstermemizin kaçınılmaz olduğunu da açıklamıştık. Çünkü, ahirette Allah'ın azabından kurtulmak, rızasını kazanıp Cennetine nail olabilmek için, dünya hayatında müslümanın temel görevi olan nefsini ıslah etmekle mümkündür. Nefsi ıslah etmek, diğer vazifeleri yerine getirmenin ilk basamağıdır. Nefsi ıslah etmenin ve imanlı bir şahsiyetin oluşmasının esası da sağlam bir akidedir. O akide ki, sahibi onun için yaşar ve onun için hayat mücadelesi verir, bütün hareketleri ondan kaynaklanır. Malını, canını, düşüncesini, vakit ve gayretini ve her şeyini akidesinin emrine verir. Selefi salihinin yaşadığı akide... Bu akide, eşi görülmemiş örnekler ortaya koymuştur. Cihad ve şehadet meydanlarında nice şanlı ve parlak simalar gösterdi. Her hayırlı sahada malıyla canıyla fedakarlığa sevkeden, emanete riayet, doğruluk, vefakarlık, sevgi ve başkasını nefsine tercih etmek gibi Allah'a karşı gerçek kulluk örneklerini sergileyen akide... Şehit İmam; şiddet ve imtihan anlarında sahibine sabır sağlamayan, ona fayda vermeyen, kalp ve vicdan derinliklerinden uzak sadece akli ve fikri planda kalıp cedelleşen ve münakaşa sahalarında kendini gösteren bir akide anlayışından uzak durmamız için şiddetle itina gösterirdi. |
Aradığımız Müslüman
4. Sahih İbadet Nefsini ıslah etmenin temel esası olan sıhhatli bir akideden sonra, sünnete uygun ibadet dönemi başlar. "İbadet kavramı", yalnız namaz, oruç, hac ve zekat gibi ibadetleri ifade eden kısır bir manayı değil, hayatın tümünü kapsamına alan şümullü bir kavramı ifade eder. Yani insanlar Allah'a itaat etmek suretiyle hayatının her anını ibadete dönüştürmelidir. Bir ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Ben cinleri ve insanları başka değil, ancak bana ibadet etmeleri için yarattım." İlahi haberin yüklediği görevi hayatımızın her safhasında gerçekleştirmek zorundayız. Günlük hayatımızda, yeme, içme, ilim ve amel, spor ve evlenme gibi faaliyetlerimizi; Allah'a itaat ve ibadet etmeye yardımcı birer vesile olmak niyetiyle ibadete çevirebiliriz. Böylece evimiz, okul ve fakültemiz, fabrikamız, ticarethanemiz, tarlamız, spor sahamız ve hatta bütün dünya Allah'a ibadetin yapıldığı bir mihraba dönüşür. Bu çeşit faaliyetlerimizin Allah katında kabul görmüş birer ibadet halini alması için haramdan ve Allah'ın gazabını gerektirecek durumlardan uzak olmakla birlikte keyfiyet ve nitelik bakımından da şeriata uygun olması gerekir. Her müslümanm üzerine, ibadetlerin hükümlerini, sıhhatinin şartlarını, zikredilen fiilleri sünnetine göre tatbikatın ve bunlarda okunduğu rivayet edilen duaları öğrenip uygulamak gerekir. Müslüman hayatının her safhası böylece Rabbani olur, bunları hayatına uygulamakla da Rabbani bir kul olur. İbadetlerin Allah katında kabul olması için; kişinin nefsinde etkisini gösterebilmesi için, her türlü riyadan uzak, kalp huzuru ve ihlaslı bir niyet ile beraber olması lazımdır. Mesela: Allah katında makbul olan, münker ve hayasızlıktan men eden namaz, sadece fıkhi hükümler, yani şart ve rükunları açısından sıhhatli olan namaz değildir. Aynı zamanda mü'minin ruhuna miraç olacak şekilde huşu ve huzurla eda edilen, kulun Rabbine vuslatını (yakınlaşmasını) sağlayan namazdır. |
Aradığımız Müslüman
5. Sağlam Ahlak Nefsi ıslah etmenin esaslarından biri de Kur'an-ı Kerim'in ve Rasulullah (a.s.)'ın sünnetinin insanları davet ettiği İslam'ın yüce ahlakını yaşamaktır. Ahlakın fert hayatında, komşu ve akrabasıyla, sosyal hayatta münasebet kurduğu insanlarla olan ilişkilerinde önemli bir yeri vardır. Allah yoluna davet eden akide adamına, her şeyden önce müslümana yaraşan bir ahlakı taşıması lazımdır ki, davet ettiği şeye bilfiil örnek olsun. Dolayısıyle İslamı nazari olarak değil, tatbiki olarak insanlara sunmuş olsun. Bir işte fiilen örnek olmak, insanlarda dil ile söylemekten daha fazla tesir meydana getirir. Bizim örneğimiz Allah'ın Rasulü (a.s.)'dır. O'nun ahlakı Kur'an'dan ibaretti. Güzel ahlaka teşvik eden bir çok hadisi şerifleri vardır. Onlardan bazıları şunlardır: "Ben ancak üstün ahlakı tamamlamak için gönderildim." "Kıyamet gününde amellerin terazisine konulan en ağır şey, Allah'ın takvası ve güzel ahlaktır." Güzel ahlakla bezenmek aynı zamanda insanı kötü ahlaktan da uzaklaştırır. İslam âdabı ve ahlâkını yaşamak için bu yolda gerekli gayret ve ciddiyeti göstermeye ne kadar da muhtacız. 'Hilim ahlakı'nı taşımak yani yumuşak sözlü, nazik davranışlı olmak, kızgınlıktan kaçınmak ne iyi şeydir. Allah'ın Rasulü bu konuda şöyle buyuruyor: "Güçlü pehlivan, rakibini yenen değildir. Asıl pehlivan kızdığı zaman öfkesini yenendir," Akide adamına, Allah'ın kitabında ve Rasulünün sünnetinde geçen mü'minlerin sıfat ve ahlakıyla ahlaklanmak ne kadar da yaraşır. Davetçi kendi durumunu, ne derece İslami ahlaka riayet edip etmediğini anlamak için zaman zaman bu konuda Kur'an ve sünnete başvurup noksanlarını gidermesi, iyiliklerini çoğaltması ne kadar da gereklidir. |
Aradığımız Müslüman
6. Fikri Kültür İslam için çalışan, Allah yoluna davet eden her akide adamı için kaçınılmaz olan nefsi ıslah etme yollarından biri de fikri sahada kültürlü olmasıdır. Fikri kültür; üç ana hususta incelenir: a) İslamı tam ve sağlıklı bir şekilde öğrenmek. Böylece, İslamı kapsam ve sadeliğiyle sıhhatli olarak hem nefsine tatbik etmek hem de başkasına en güzel bir şekilde sunabilme imkanına sahip olmak. b) İslam aleminin geçmişte ve halihazırdaki durumunu, İslam düşmanlarını tanıyıp kullandıkları taktikleri bilmek, İslamı ve müslümanları uzaktan ve yakından ilgilendiren dünyadaki olup biten olayları izlemek. İslam'a davet sahasında çalışanları, onların metod ve prensiplerini, yardımlaşma şekillerini ve daha başka İslami çalışmalar sahasında harekete geçenlere gerekli olan şeyleri öğrenmek. c) Hayatla yakın ilgisi olan tıp, mühendislik, ziraat, ticaret, sanat ve daha başka çeşitli ihtisas bölümlerinde uzman olmak. Akide adamı, toplumda yerini almak ve kurulan İslam binasında meydana gelebilecek herhangi bir gediği kapatabilmek için işi ve mesleğinin ihtisasını yapmak zorundadır. Çağdaş ilmi keşiflerin bir çoğunun temeli, müslüman ilim adamları tarafından atıldığı unutulmamalıdır. Dinimiz ilme ve öğrenime teşvik etmekte fakat onu, Allah'ın adına yapmayı istemektedir. "Oku! Yaratan Rabbinin adiyle." İslam'a davet sahasında çalışan öğrencilerin derslerinde başarılı olmaları gerekir. Şayet başarısız olurlarsa, başkaları İslami çalışmayı, ilimde ilerlemeye mani olduğunu düşünerek İslam için çalışmaktan nefret ederler. |
Aradığımız Müslüman
7. Bedeni Kuvvet Akide adamından nefsini ıslah etmek için istenen bir husus da bünyesinin kuvvetli olması için sağlık yönüne itina göstermesidir. Böylece cihad ve davet yükünü taşıyabilsin, hareket yolunda karşılaşacağı zorlukların üstesinden gelebilsin, gerçekleştirmek istediğimiz büyük hareketin yolunda davetçinin zayıf bünyesi onu hedefinden geciktirmesin. Allah'ın Rasulü (a.s.) bünyeyi kuvvetlendirmek için itina göstermeye dikkat çekerek şöyle buyuruyor: "Her hayırlı işte kuvvetli mü'min, zayıf mü'minden Allah'ın katında daha sevimli ve daha hayırlıdır." Bedenimizin selametini, sağlığımızı korumayı öğütleyen Rasulullah'ın sünnet ve hadislerinde daha nice örnekler görüyoruz. Nitekim Şehid İmam da Rasulullah (a.s.)'ın tavsiyesine uymak için bu hususa gereği gibi riayet ettiğini görüyoruz. Öğretimle görevli her kardeşimiz ilgilendiği kardeşinden tam teşekküllü bir sıhhi muayeneden geçmesini, hastalık varsa tedavisini, sıhhati etkileyen, bünyeyi zayıflatan sebeplerden uzak durmasını istemiştir. Aynı zamanda fazla miktarda çay-kahve içmekten uzak durmasını, kesinlikle sigara içmemesini, bunun gibi uyuşturucu, sarhoş edice şeylerden son derece korunmasını, çalışma yeri, bedeni, elbisesi, evi, yiyecek ve içeceği için de temizliğe dikkat etmesi uyarısında bulunmuştur. |
Aradığımız Müslüman
8. Davetçi İçin Gerekli Diğer Hususlar İstediğimiz davetçi; iyi bir müslüman, nefsi için cihad eden, başkasına faydalı, vaktinin kıymetini bilen, işlerinde düzenli ve eliyle kazancını sağlayan kimsedir. Bu hususlar, davet adamı olan müslüman kişinin şahsiyetinde bulunması gerekli olan temel özelliklerdir. Davetçinin, çalışmasında istenen etkinliği gösterebilmesi için zikredilen vasıflara sahip olması lazımdır. Bu unsurlara, hatta bir kısmına sahip olmayan bir davetçinin İslami harekette fonksiyonunun olabileceği düşünülemez. Zira nefsin her isteğini yerine getiren, onunla mücadele edip dizginleyemeyen, başkasını Allah'a davet edemez. Çünkü nefsine uygulamadığı bir şeyi başkasından isteyemez. Davet adamı bazen öyle karmaşık durumlarla karşı karşıya gelir ki, ancak nefse karşı iyi bir mücadele ve mücahede etmekle onları goğüsleyip yenebilir. Allah'a davet eden akide adamı, ruhi bir cömertlikle nefsinde hiç bir sıkıntı duymadan başkasına hayırlı ve faydalı olmaya çalışmalıdır. Hatta bu yolda eziyet ve zahmetlerle karşılaşma pahasına olsa bile. Allah'ın Rasulü insanlara faydalı olmak için onlardan gelen türlü eziyetlere katlanırdı. Davet adamının da insanlara hayırlı ve faydalı olmak için daima fırsat kollaması ve bütün hayırlı işlerde yarışması zaruri bir görevdir. "İşte onlar hayırlarda yarışırlar ve onlar önde gidenlerdir." Davet adamı, vaktinin boşa geçmemesine özen göstermelidir. Vaktini, oyun ve eğlence gibi maleyani işlere değil, davetle ilgili sahalarda harcamalıdır. Vakit hayattır. Vazifeler vakitlere sığmayacak kadar çoktur. Giden vakit bir daha geri dönmez ve biz ondan kıyamet gününde de hesap vereceğiz. Allah'ın Rasulü bir hadisinde: "Şafağı sökülen Allah'ın her günü; "Ey Adem oğlu! ben yeni bir günüm, senin yaptığın işlere şehidim, bende kazanacağını kazan, bir daha kıyamet gününe kadar dönemem" diye ünler" buyurmaktadır. Bir de müslüman kardeşten; işlerinde, evinde, bürosunda, iş yerinde, bütçesi hususunda ve hayatını ilgilendiren her alanda dengeli ve düzenli olmasını istiyoruz. Düzenli bir hayat; daha güzel neticeler, daha verimli ve bereketli vakitler, gayret ve mali güçler sağladığı gibi, insanların da bütün bunlardan sağlıklı bir şekilde yararlanmalarını temin eder. Davetçinin kazancını sağlayacak, başkasına yük olmayacak derecede bir işe sahip olması da gerekir ki, müslüman topluma faydalı bir nesil kazandırmaya, İslami bir aile kurmaya ve davet sahasında hayırlı ürünler vermeye imkan sağlayacak istikrarlı bir geçim düzeyine kavuşmuş olsun. Mustafa Meşhur |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.