![]() |
Davetçiyi İlgilendiren Bazı Hususlar
Davetçiyi İlgilendiren Bazı Hususlar Davetçi, Allah'a davet etme işinin gönüllü bir iş olmadığını, asıl farz olan görevleri arasında bulunduğunu bilmesi gerekir. Davetçi, Allah'a davet vazifesini şiddet ve baskı altında, hapiste, şartlar ne olursa olsun her zaman ve her yerde imkanları nisbetinde yapmakla mükelleftir. Allah'a davet görevini, maruz kaldığı eziyetler karşısında sinip de, insanlara hayır ve mutluluk yolunu göstermekten geri durmaması gerekir. Görevine inançla ve sabırla devam etmelidir. "(İnsanları) Allah'a çağıran, iyi is yapan ve ben müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) en güzel olan şeyle sav. O zaman (bakarsın ki) seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiştir. Bu (kötülüğü iyilikle savma olgunluğu)na ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (hayırdan) büyük pay sahibi olan kimse kavuşturulur." Şehid İmam bu manada bize şu tavsiyeyi yapardı: "İnsanlarla beraber meyva ağacı gibi olun, onlar size taş atarken siz de onlara meyva atın." Ve devamla: "Ey kardeş! Sen iki gayeyi gerçekleştirmek için uğraşıyorsun. Biri insanları irşad edip davaya kazandırmak, diğeri üstüne düşen vazifeni yapmaktır. Şayet birinci gayeyi gerçekleştiremezsen (yani kimse davetine icabet etmezse), ikinciyi (yani görevini yerine getirmeyi) gerçekleştirmede asla ihmal etme!" derdi. Davetçi, ezile-büzüle değil, onurlu ve güçlü bir pozisyonla; tereddütlü bir şekilde değil, kendisine ve davasına güvenerek davetini yapmalıdır. Davetçi, insanları davet ettiği şeyde güzel örnek olmalı, sözü ile davranışları arasında çelişki olmamalı.. Halkı davet ettiği İslami yaşayış hususunda eleştirilere maruz kalmasın. "Ey inananlar, niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz? Yapamayacağınız şeyi söylemek, Allah yanında büyük gazaba (sebep olur.)" Davetçi, davetinde ihlaslı, Allah'ın nzasından başka bir şey aramayan, insanlığın övgü ve takdirlerini beklemeyen, daima güven ve saadet telkin eden kimsedir. Davetçi, davet yolunda karşılaştığı eziyeti, gördüğü kınayıcı ve alaylı muameleleri tahammül ve sabırla karşıladığı gibi, insanlarla olan ilişkilerinde şefkat ve merhameti elden bırakmaz. Bundan dolayı insanların İslam'a yönelişlerini ve ona karşı sempatilerini sağlamak için onlarla sevgi ve yardımlaşma bağlarını tesis etme yolunda gayret gösterir. "Allah'ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın çevrenden dağılır, giderlerdi.." Davetçi; üslubu ne olursa olsun kendisine soru sorana, eleştiri edene ve öğüt verene bağrını açmalı ve onu şefkatle dinlemelidir. Kendisi başkasına en olgun ve en münasip şekilde nasihat etmeli, kendisine yapılan nasihatları da nasıl yapılırsa yapılsın kabul etmelidir. Davetçi, imkanı nisbetinde Kur'an'ı ve Resulullah (a.s.)'m hadislerini ezberlemeye çalışmalıdır. Çünkü bu sayede işleyeceği konuları, rahatlıkla ayet ve hadislerden delil getirerek teyid edebilir. Aynca siyer bilgisine de aşina olması gerekir. Çünkü siyer ilmi, ruhlarda büyük etki bırakan ibret verici olayları, nasihat örneklerini, davetin niteliğini ve davet için hareket metodlarını içerdiğinden davetçi için kaçınılmaz bir ilim dalıdır. Davetçi, okuduğu kitaplardan ruhları etkileyen, vicdanları duygulandıran pasajları tespit edip yazmak için yanında bir not defterini bulundurması gerekir. Bilgilerini tazelemek için zaman zaman ona baş vurur. Yalnız hafızaya güvenmek çoğu kez insanı yolda bırakabilir. Davetçi, akli muhakemesi ne kadar kuvvetli olursa olsun daima derin iman nurlarına muhtaç olduğunu, Rabbiyle kulluk bağları ile irtibat halinde olması zaruretini hissetmelidir. Çünkü bu duygu, davet yolunda kendisine en gerekli olan bir azıktır. |
Davetçiyi İlgilendiren Bazı Hususlar
Davet Metodu Davetin metodu, davetin bir bölümüdür. Davet metodu yanlış veya nefret ettirici olursa, kendisine davet edilen değerler ne kadar yüce olursa olsun başarıya ulaştırmada yeterli olamaz. Bunun içindir ki, Cenab-ı Hak, metod konusunda bize şu direktifi veriyor: "(Ya Muhammed), hikmetle, güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et." İyiliği emretme görevi iyilikle yapılmalıdır. Kaba, kırıcı, sert dille ve azarlayarak davet yapılamaz. Davetçi, acı da olsa hakkı söylemekten kaçınmamalı, ancak muhataba kabul ettirecek şekilde sunmalıdır. Aynı zamanda davetçi, insanları hakka teşvik etmek ve hakka yanaşmalarını sağlamak için, sevgilerini kazanmak amacıyla riyakarlık veya münafıklıkta bulunması caiz değildir. Çünkü bu tür davranış, davet ettiği şeyin şerefiyle bağdaşamaz. Nietekim Allah, Resulünü böyle bir davranıştan men ederek şöyle buyuruyor: "Onlar istediler ki, sen onlara yaranasın da onlar da sana yaransınlar." Davetçi, muhataplarının psikolojisini, kalplerinin anahtarlarını iyi tesbit etmeli ki, kilitlerini açabilsin, aktarmak istediği gerçekleri rahatlıkla sunabilsin. Davetçi, iyi düşünüp teşhisini yaptıktan sonra nerden ve nasıl davete başlayacağını bilmelidir ki, nefret uyandırıcı ani çıkışlar yapmasın. Davetçi, dinleyicilerine faydalı olabilmesi için, önceden konuşacağı hususları belirlemeli, onları ikna edip, davetini olumlu karşılamalarını sağlamak amacıyla onlara arz edeceği konuyu yerli yerince hazırlamalıdır. Davetçi, hem akla hem kalbe birlikte hitap etmelidir. Onun için kalbi duygudan bomboş sadece akla veya akli verilere ters düşen yalnız vicdani hisleri hedef alan konuşmalar yapmamalıdır. Davetçinin, muhataplarına seçeceği en güzel konuşma: Akideye (İnanca) ait konuları ikna edici şekilde sunmasıdır. Bu da Allah'ın varlığının isbatını, insanlığın yaratılış hikmetini, İslam'ın bir hayat düzeni olduğunu, yeryüzündeki bütün uğraşıların İslami hayatın yenilenmesi için verildiğini ve İslami otoritenin hakim kılınmasının her müslümanın üzerine farz olan bir görev olduğunu vurgulayıcı olarak anlatmasıdır. Davetçi konuşmalarında, dinleyicilerine daima ümit empoze etmeli, herhangi bir ümitsizliğe yer vermeyecek şekilde istikbalin İslam'ın olacağını anlatmalıdır. Davetçi, dinleyicilerin yüz çevirdiklerini hissederse, bunun sebebi konuşma üslubunun yanlışlığından olabileceğini düşünerek hemen konuşma üslubunu değiştirmelidir. Davetçi konuşmalarında, dinleyicilerinin yalnız bilgi edinmeye değil, aynı zamanda öğrendiklerini pratik hayatlarına uygulayarak ilimle ameli birleştirmelerine itina göstermelidir. Bu arada onlara usançlık getirmeyecek derecede zaman tanımalıdır. Bunlar, "Başkalarını davet etmek'le ilgili davetçinin riayet edeceği bazı hususlardır. Yoksa davetçiyi ilgilendiren bütün özelliklerden ibaret değildir. Başarı Allah'tandır.. Mustafa Meşhur |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.