![]() |
Kisrâ'nın Yemen Valisine Emri
Kisrâ, Efendimizin mübârek mektubunu yırtmakla da hiddet ve hırsını dindirememişti. Yemen valisi Bazan�a şu emri verdi: �Duyduğuma göre, Kureyşten biri ortaya çıkmış, peygamberlik dâva ediyormuş. Sen güçlü kuvvetli adamlarından ikisini gönder. Onu bağlayıp getirsinler.� Vali Bazan emri yerine getirmekte gecikmedi. Peygamber Efendimize iki kişi gönderdi. Ellerine de, Efendimizin gidip Kisrâya teslim olmasını emreden bir mektup verdi. Babeveyh ve Hurre Husre adındaki bu adamlar Medine�ye gelerek Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna çıktılar. Babeveyh, Efendimize hitaben şöyle dedi: �Kisrâ, vali Bazan�a yazı yazıp seni kendisine götürmek üzere sana adam göndermesini emretti. Bazan da, beni sana gönderdi. Eğer, benimle gelirsen Yemen valisi, Kisrâ�ya senin lehinde mektup yazar, seni bağışlatır. �Eğer, benimle gelmekten çekinirsen, Kisrâ seni de, kavmini de yok eder, memleketini de yıkar.�Sonra da Bazan�ın mektubunu verdi. Resûl-i Ekrem Efendimiz Babeveyh�in anlattıklarını ve mektubun muhtevasını öğrendikten sonra gülümsedi. Sonrada onları İslâmiyete dâvet etti. Elçiler, Efendimizin huzurunda manevî heybetinden dolayı tir tir titriyorlardı. Fakat, bunu hissettirmemek için cesaretli konuşmaya çalışıyorlardı. Peygamber Efendimiz, �Ne yapmak istediğimi yarın size haber veririm� deyip onları huzurundan çıkardı. Ertesi gün Resûl-i Kibriyâ Efendimiz vahiy ile gelen şu haberi onlara iletti: �Yüce Allah Kisrâya oğlu Şireveyh�i musallat kıldı. Şireveyh, onu filan ayda, filan gecede ve gecenin de filan saatında öldürdü!� Bu haber karşısında elçiler, şaşırıp kaldılar. Peygamber Efendimiz ayrıca onlara hitaben şöyle dedi: �Bazan�a deyiniz ki: Benim dinim ve hakimiyetim, Kisrânın mülk ve saltanatının ulaştığı yerlere kadar ulaşacaktır. �Yine ona deyiniz ki: Eğer sen Müslüman olursan, şu anda idare etmekte olduğun yerleri sana vereceğim. Seni Ebnalardan [Güney Arabistanda yerleşen İranlılar] meydana gelen kavme hükümdar yapacağım.� Bunun üzerine Bazan�ın adamları Yemen�e döndüler. Olup bitenleri anlatıp, Peygamberimizden görüp duyduklarını naklettiler. Vali Bazan, �Vallahi, bu hükümdar sözü değildir. Öyle sanıyorum ki, bu zât dediği gibi, bir peygamberdir�. demekten kendini alamadı. Sonra da adamlarına, �Onu nasıl buldunuz?� diye sordu. Onlar, �Biz, ondan daha heybetli, hiç bir şeyden korkmayan ve muhafızsız bulunan bir hükümdar görmedik. Mütevazi ve yaya olarak halk arasında yürüyordu!� cevabını verdiler. Bazan, bir müddet daha beklemeyi uygun buldu. �Kisrâ hakkında söylemiş olduğu sözün neticesini beklemeliyim. Eğer sözü doğru çıkarsa, o gerçekten Allah tarafından insanlara gönderilmiş bir peygamberdir. �Şayet, dediği doğru çıkmazsa, o zaman gereğini düşünürüz.� dedi. Aradan birkaç gün gibi kısa bir zaman geçmişti ki, Kisrânın oğlu Şivereyh�ten Bazan�a şu meâlde bir mektup geldi: �Ben Kisrâyı öldürdüm! Bu mektubum sana gelince, benim nâmıma halkın bîatını al! Kisrânın sana yazmış olduğu zât hakkında da, yeni bir emrim gelinceye kadar bekle ve hiç bir teşebbüse geçme!� Hesap ettiler: Gördüler ki, Perviz�in öldürülmesi, Fahr-i Âlem Efendimizin haber verdiği aynı günün gecesine ve gecenin de aynı saatine rastlıyordu. Bazan�ın gönül âlemi bu apaçık mucize karşısında birden aydınlandı. �Muhammed (a.s.m.), muhakkak, Allah tarafından insanlara gönderilmiş bir peygamberdir� diyerek Müslüman oldu. Onu, Yemen�de oturan Ebnâların Müslüman olması takib etti. Bazan daha sonra da Müslüman olduklarını Resûl-i Ekrem Efendimize haber verdi. Bu haberi alan Efendimiz, onu San�a valisi tayin etti. Bu, Peygamberimizin tayin ettiği ilk vali idi ve İran valilerinden imâna gelen ilk zâttı. Salih SURUÇ |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.