ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Şürahbil'in Hazırlanması (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=369273)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:38 AM

Şürahbil'in Hazırlanması
 

Göğüsleri heyecan ve cihada karşı aşkla dolu mücahidler uçsuz bucaksız kum denizini at ve deve sırtında aşmaya çalışarak yollarına devam ediyorlardı.


Bu sırada Şürahbil'in kulağına İslâm ordusunun Medine'den hareket ettiği haberi ulaştı.


Şürahbil, hazırlanmakta gecikmedi. Kayser Heraklius'a haber uçurarak, kendisinden yardım dileğinde bulundu. Bu arada, Vadi'l-Kura'ya gelip konmuş bulunan İslâm ordusuna karşı da kardeşi kumandasında bir askerî kuvveti öncü olarak gönderdi. Mücahidler, vuku bulan çatışmada komutan Sedus'u öldürdüler, birliğini de bozguna uğrattılar. Bu bozgun, Şürahbil'in gözünü korkuttu.


İlk saldırıyı başarıyla önleyen İslâm ordusu, Vadi'l-Kura'dan ayrılarak Şam topraklarından Maan'a gelip konakladılar. Mücahidler, burada korkunç bir haberle irkildiler:


"Bizans İmparatoru Heraklius, Rumlardan 100.000 askerin başına geçmiş, güneye doğru yürüyormuş. Harp âlet ve malzemeleri bakımından ordusu son derece mükemmelmiş."


Kulakları çınlatan bu haber yalan değildi. Yalan olmadığı için de Hz. Zeyd, mücahilerin görüşlerini öğrenmek istedi. Konuşanların ekserisi şu görüşteydi:


"Resûlullah Aleyhisselâma mektup yazıp düşmanımızın sayısını bildirelim, bize savaşacak er göndersin. Ya da bu yolda yapmak istediği şeyi bize emretmesini isteyelim."


O zamana kadar konuşmayan, hep susup dinleyen biri vardı ki, konuşma sırası ona gelmişti. Bu hem büyük bir şâir, hem de emsalsiz bir kahraman olan Abdullah bir Ravâha idi. Komutan Zeyd Hazretlerinin bu husustaki sorusunu kahramanca şöyle cevaplandırdı:


"Vallahi, sizin şimdi istemediğiniz şey, arzulayıp o arzu ile yola çıktığınız şehidliktir."


"Biz insanlarla, ne sayıca, ne silahca, ne de at ve süvarice çokluk olduğumuz için değil, Allah'ın bizi şereflendirdiği şu din kuvvetiyle savaşıyoruz."


"Gidiniz! Çarpışınız! Bunda muhakkak iki iyilikten biri vardır: Ya şehidlik ya zafer!"


Mücahidler, bu samimi ve yürekten sözleri, sanki Abdullah bin Ravâha'dan değil de, bir başka âlemden kendilerine bir seslenişmiş gibi dinliyorlardı. İman ve cihad aşkıyla yanan içler, bu sözlerle birden nûranî birer alev halini aldı ve "Vallahi Ravâha'nın oğlu doğru söylüyor" diyerek cesaretle düşmana doğru yol almaya başladılar.


Salih SURUÇ


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.