![]() |
Resulullah (S.A.V.)'İn, Süt Anneleri Ve Emzirilmes
Resulullah (s.a.v.)'in, Süt Anneleri ve Emzirilmesi: Resulullah (s.a.v.)'i; annesi Vehb'in kızı Amine, Süveybe elEslemî, Ümmü Eymen, Havle binti Münzîr ve en çok Halime esSa'diyye emzirmiştir. Halime, şiddetli açlığın hüküm sürdüğü kıtlık senesinde on tane kadınla birlikte emzirecek çocuk bulmak üzere Sa'd oğulları yurdundan Mekke'ye geldi. Resulullah (s.a.v.) emzirilmek için bu gelen süt annelere verilmek istendiyse de, yetim olduğundan dolayı o süt annelerden hiçbirisi onu kabul etmedi. Zira ne zaman süt annelerden birine verilmek istense, onlar: Onu emzirsek bile annesi, bize (ücret olarak) ne verebilir ki? Biz sadece babası olan çocuktan bir fayda bekleyebiliriz. Annesi bize bir şey veremez ki?' diyorlardı. Halim'e, emzirecek bir çocuk istemek üzere Abdulmuttalib'e geldi. Abdulmuttalib, ona: 'Yanımda yetim bir çocuk var. Onu Sa'd oğulları kadınlarına vermek istedim. Fakat onlar (yanımdaki çocuğun yetim olmasından dolayı) onu almaktan kaçındılar. Eğer onu sen emzirecek olursan belki onunla bereketlenirsin" dedi. Bunun üzerine Halime gidip kocası Haris b. Abduluzza ile görüştü. Kocası, ona: 'Böyle yapmanda bir sakınca yok. Belki Allah, onda bizim için bir bereket ve hayr yaratır' dedi. Bende gidip Resulullah (s.a.v.)'i aldım. Vallahi ondan başka emzirecek bir çocuk bulamadığım için onu almak zorunda kaldım. Halime, olayı devamla şöyle anlatıyor: Onu dedesinden alır almaz kafileye getirdim. Onu, yakınımda bir yere koydum. Süt emmek isteğiyle göğüslerime yöneldi ve dilediği kadar kana kana sütümden içti. (Süt) kardeşi de kana kana içti. Bu sırada kocam, süt vermeyen devemizin yanma gitti. Bir de ne görsün, devenin memeleri sütle dolmuş. Bizim için ondan süt sağdı. Sonra hem o ve hem de biz doyuncaya kadar içtik. Hayırlı rahat bir gece geçirdik. Ertesi gün kocam, bana: 'Ey Halime! Allah'a yemin ederim ki, bereketli bir insan yavrusu aldığını görüyorum. Onu aldığımız günün gecesinde evimize dolan hayır ve bereketi görmedin mi!!' dedi. Memleketimize geri dönmek üzere yola çıktığımızda bineğim, kafilenin bineklerinin hepsini geride bırakarak geçti. Her geçtiğim arkadaşım, bana: Ey Halime! Bu bizimle birlikte gelirken bindiğin o cılız hayvan değil mi?' diye soruyorlar. Ben de: Evet! Allah'a yemin ederim ki, onun ta kendisi!' diyordum. Onlarda: 'Vallahi, bunda bir iş var' diyorlardı... Nihayet Sa'd oğullarının yurduna geldik. O zamana kadar dünyanın en kurak ve en kıtlık yeri olarak orasını biliyordum. Ama artık davarlarımız, sabahleyin otlamaya çıkıyor. Akşamleyin sütle dolu olarak dönüyordu. Bizde dilediğimiz kadar onlardan süt sağıyorduk. Başkalarının davarları ise aç ve memesinden bir damla süt olmadığı halde geri dönüyorlardı. Resulullah (s.a.v.) 2 yaşma basıp sütten kesilinceye kadar Allah, bize hayır ve bereketi göstermeye devam etti. Onun çocukluğu, diğer çocuklardan çok farklı bir şekilde yetişti. Allah'a yemin ederim ki, iki yaşma basmadan çok gelişmiş, gösterişli ve güçlü bir çocuk haline gelmişti."[36] [36] İbn İshâk, Siyer, sh.2628 (M. Hamidullah tahkiki ve ta'liki) (ç) Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 508510. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.