ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   Hz. İbrâhîm (A.S)'In Evlenmesi: (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=369123)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:24 AM

Hz. İbrâhîm (A.S)'İn Evlenmesi:
 

Hz. İbrâhîm (a.s)'ın Evlenmesi:



Hz. İbrâhîm (a.s), büyüyüp gençlik çağına gelince "Sare" denilen bir kadınla evlendi. Sare'nin, yanısıra Hz. İsmâîl(a.s)'m annesi olan "Hacer" ile evlenmiştir.


Daha sonra Yüce Allah, yaşlî olmasına rağmen Hz. İbrâhîm (a.s)'a Sare'den "İshâk" adında bir çocuk verdi. Bu da, küfürlerinden ve ahlaksızlıklarından ötürü kendilerini helak edip yurtlarını harap etmek için Lût kavminin beldesine giderken Hz. İbrâhîm (a. s)'a uğrayıp geçen melekler tarafından verilmişti. Bu müjdeyi perde arkasından işiten Sare'nin yüzü birden bire değişerek:


- "Vay başıma gelenlere! Ben bir kocakarı kocamda ihtiyar olmuşken nasıl doğurabilirim? Doğrusu bu, şaşılacak bir şey " dedi. (Hûd: 11/72)


Sare'nin bu sözüne karşılık melekler:


"Ey evin hanımı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olmuşken nasıl Allah'ın işine şaşarsın? O, övülmeye layıktır, yücelerin yücesidir" dediler.


Yüce Allah, yaşlı olmasına rağmen Hz. İbrâhîm (a.s)'a Sare'den böylece bir oğlan çocuğu verdi. İşte bu, Yüce Allah'ın kudretine ve Hz. İbrâhîm (a.s)'m duasını kabul ettiğine dair bir delildir. Zira Hz. îbrâhîm (a.s), kendisinin etmiş olduğu duayı kabul eden Allah'a şöyle hamdetmişti:


"İhtiyarlamışken, bana İsmâîl ve İshâk'ı veren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbim, (kendisine özveriyle yapılan) duaları işitendir."[46]


Hz. İbrâhîm (a.s). babası[47] ve karısıyla birlikte Keldânilerin ülkesinden çıkıp Ken' anlıların ülkesine hicret etti. Burası, mukaddes şehirlerdendir. Muhacirler, buraya yakın "Harran" adında bir yere yerleştiler. Hz. İbrâhîm (a.s)'m babası burada vefat etti. Vefat ettiğinde 250 yaşındaydı. Harran halkı, yedi yıldıza tapmaktaydılar. Bundan dolayı onlar, "Sâbiiler"den[48] idiler. Onlar arasında da puta tapıcılık yıldızlara tapma zamanla yayılmıştı.


îbn Kesîr, "el-Bidâye ve'n-Nihâye" adlı tarih kitabında bu konuyla ilgili olarak şöyle der:


"Şam şehrini imar edenlerde bu dine (yani Sabiilik dinine) mensuptular. Buranın halkı, ibadet ederken Kuzey Kutbuna yönelir, çeşitli dua ve hareketlerle yedi yıldıza taparlardı. Bu nedenledir ki, Şam'ın yedi eski kapısından herbirinin üstünde bu yıldızlardan birinin heykeli bulunurdu. Halk, bu yıldızlar için bayram ve şenlikler tertipler ve kurbanlar keserlerdi. Harran halkıda işte bu şekilde putlara ve yıldızlara tapıyorlardı. O sırada yeryüzü üzerinde Hz. İbrâhîm (a.s), hanımı Sare ve kardeşinin oğlu Hz. Lût (a.s) dışında bulunanların hepsi kafir idiler.


Yüce Allah da Hz. İbrâhîm (a.s)'ı; (kesin hüccetle ve kati delillerle Peygamber olarak gönderdiğinden dolayı) ondan bu kötülükleri giderdi ve onların bu sapıklıklarını da ondan uzaklaştırdı. Çünkü Cenab-ı Allah küçüklüğünde ona dosdoğru görüşü (veya hidayeti) vermiş ve onu peygaber olarak görevlendirmişti. Büyüdüğünde ise onu dost edinmişti.


Nitekim Yüce Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır:


"Andolsun ki (peygamberliğinden) önce İbrahim'e dosdoğru görüşü (veya hidayeti) verdik. Biz onu (n buna ehil olduğunu) biliyorduk. " (Enbiyâ: 21/51)"[49]





[46] îbrâhîm: 14/39.


[47] Bununla ilgili gerekli açıklama daha önce geçmişti, (ç).


[48] Sabitler, Kur7an'da Bakara: 2/62; Mâide: 5/69 ve Hacc: 22/17 olmak üzere top*lam üç yerde geçmektedir. Fakat alimler bu Sahillerin kimler olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. İbn Kesîr, Sabiilerin kimler olduğu hususundaki görüşleri şöyle sıralanmaktadır;


1. Mecusi, Yahudi ve Hıristiyanlar arasında kendilerine ait bir dinleri olrrayan bir topluluktur.


2. Eh)-i Kitaptan Zebur'u okuyan bir topluluktur.


3. Meleklere tapan bir topluluktur.


4. Gün de beş defa kıbleye doğru yönelmiş olarak ibadet eden topluluktur.


5. Irak'ın ötesinde bir topluluk olup Kuşaklardır. Bunlar bütün peygamberlere ia-nan, her yıl otuz gün oruç tutan ve günde beş vakit yemene doğru Jönelerek namaz kılan kimselerdir.


6. Allah'ı bir tek oİarak tanıyan, fakat amel edecekleri bir şeriatı bulunmayan ve küfür sözü söylemeyen bir topluluktur.


7. Bir dine mensupturlar. Ceziretü'I-Musul'da yaşamışlardır. "Allah'tan başka İlah yoktur" derlerdi. Onların ne bir ameli, ne bir peygamberi ve ne de bir kitabı vardır. Sadece "La ilahe illallah" sözünü söylerlerdi. Fakat bir peygambere de inanmazlardı. İşte bundan dolayı Mekkeli müşrikler. Hz. Peygamber (s.a.v) ile as*habına: "Sabiiler" diyorlardı. Çünkü bunlar, insanları "La ilahe illallah'" sözüne çağın yor 1 ardı. Bu benzerlikten ddayı Mekkeli müşrikler onları, Sabiilere benzeti*yorlardı.


8. Dinleri, Hıristiyanların dinine benzeyen fakat kfcleleri güneye doğru olan ve Hz. Nûh (a.s)'m dini üzere olan bir topluluktur.


9. Dinleri, Yahudilik ile Mecusiliğin karışımından oluşan kestikleri yenntyen ve kadınlarıyla evlenilmeyen bil topluluktur.


10. Bir peygamberin, davetçinin kendisine ulaşmadığı kimselerdir.


(îbn Kesîr, Tefsirü'1-Kurani'l-Azim. 1/94. Daru:l-Kalem)


Bu görüşler özetlenerek alınmıştır. Bu konuda daha geniş bilgi b.k.z:Fahreddîn er-Râzî, Tefsiri Kebîr. 3/56, ank, 1998; Seyyid Kutub, Fizilali'1-Kur/an, 1/156-157, İst, 1992; Elmahlı Hamdı Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, 1/375; Mevdudi,Tarih Bo*yunca Tevhİd Mücadelesi, 2/46-47 (ç).


[49] İbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 1/132.


Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 358-361.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.