![]() |
Hz. İbrâhîm (A.S)'İn Mısır'a Hicret Etmesi:
Hz. İbrâhîm (a.s)'in Mısır'a Hicret Etmesi: Kıtlık ve kuraklık bütün Şam bölgesindeki ve Filistin'deki şehirleri kaplamıştı. Bunun üzerine Hz. İbrâhîm (a.s), Mısır'a hicret etti. Mısır yolculuğu sırasında ona, karısı Sare arkadaşlık etmişti. Sare övülecek bir güzelliğe sahipti. İşte Hz. İbrâhîm (a.s), beraberinde hanımı Sare olduğu halde Mısır'a girdi. Bunlar Mısır'a girdiği sırada şehrin giriş kapısında bulunan görevli adamlardan birisi Sare'nin bu güzelliğini görünce, onun güzelliğini hemen gidip Mısır kralına haber verdi. Mısır şehrinin bu kralı, zorbacı ve zalim bir kimseydi. Bu kral, Amâlikalı olan Arap krallarından birisiydi, ismi Sinan b. Ulvan idi. Bu zâlim ve tağut kralın adetlerinden birisi de, bir adamın yanında güzel bir kadının bulunduğunu işittiğinde o kadını, o adamdan zorla almasıydı. Hz. İbrâhîm (a.s)'da Mısır ülkesinde konaklayınca bu zalim kral, Hz. İbrâhîm (a.s)'ın hanımı olan Sare'ye zulmetmeyi yani sarkıntılık etmeyi ve onu kendisine ayırmayı istedi. Bunun üzerine Hz. İbrâhîm (a.s)'ı yanına çağırtıp ona, Sare ile olan akrabalık bağını sordu. Hz. İbrâhîm (a.s), (Sare hakkında "benim hanımımdır" diyecek olursa onun yüzünden kendisinin öldürüleceğinden çekindiğinden dolayı) "O kızkardeşimdir" dedi. Hz. İbrâhîm (a.s) bu sözüyle din kardeşliğini kastetmiştir. Çünkü müminler ancak birbirleriyle kardeştir.(Hucurât: 49/10) Kral, Hz. İbrâhîm (a.s); Sâre'yi kendisine göndermesini emretti. Bunun üzerine Hz. İbrâhîm (a.s), hemen kralın huzurunda çıkıp Sare'nin yanma gelerek ona: - Bu zorba senin, "benim hanımım" olduğunu öğrenirse, senin için bana galebe çalar. Eğer sana (benim neyin olduğumu) soracak olursa, "kızkardeşinı olduğunu söyle!" Çünkü sen, zaten "İslami yönden (din) kardeşimsin. Bu yeryüzünde (yani Mısır ülkesinde) senden ve benden başka bir mümin bilmiyorum." dedi. Kral, (adam göndererek) Sare'yi yanma getirtti. Sare'de geldi. (Sare'nin gidişinin akabinde) Hz. İbrâhîm (a.s), hemen namaza durdu. Sare, kralın yanma girince kral (onu ayakta karşıladı. Fakat elini ona uzatamadı. Eli şiddetli bir şekilde tutulu kaldı. Artık ayaklarıyla tepinmeye başlamıştı. Sare'ye: - "Elimi salması için Allah'a dua et! Sana bir zarar vermeyeceğim!" dedi. Sare'de Allah'a dua etti. Bunun üzerine kralın eli -eskisi gibi- serbest bırakıldı. Ama kral, ikinci defa tekrar Sare'ye sataşmak istedi. Fakat eli Önceki gibi veya ondan daha şiddetli bir şekilde tutuldu. Sare'ye: - "Elimi salması için Allah'a dua et! Sana bir zarar vermiyeceğim!" dedi. Sare'de Allah'a dua etti. Bunun üzerine kralın eli -eskisi gibi- serbest bırakıldı. (Ama kral normal hale dönüp) tekrar Sare'ye sataşmak istedi. Kralın eli, önceki iki seferden daha şiddetli bir şekilde tutuldu. Sare'ye: - "Elimi salması için Allah'a dua et! Sana bir zarar vermeyeceğim!" dedi. Sare'de Allah'a duâ etti. Bunun üzerine kralın eli -eskisi gibi- serbest bırakıldı. Kral," kadını getiren adamı çağırıp ona: - "Sen bana insan değil, bir şeytan getirmişsin! Bunu ülkemden hemen çıkar!" diye emir verdi. Kral, (Sare'de gördüğü bu hallerden dolayı) ona "Hacer" adında bir cariyeyi hediye olarak verdi. Bunun üzerine Sare Hz. İbrâhîm (a.s)'m yanma geldi. O sırada Hz. İbrâhîm (a.s), namaz kılıyor (ve hanımım zalim kraldan kurtarması için dua ediyordu.) Sare'nin geldiğini hissedince namazını bitirip ona eliyle işaret ederek: - "Nasılsın? Ne haber?" dedi. Sare'de: - "(Hayırdan başka bir şey yoktur) Allah tam zamanında kafirlerin hilesini geri çevirdi. (Yani bana zarar vermek için uzattığı eli, Allah tararından tutula kaldı) ve (kral) bana da "Hacer" adında bir cariyeyi hediye olarak verdi" dedi. (Hadisi anlatan) Ebu Hureyre (r.a): "Ey gök suyunun oğulları! (Yani ey gök suyu ile istifade eden kimseler!) Bu kadm (yani Hacer, sizin annenizdir), Allah onu her türlü kötülükten ve Hz. İbrâhîm Halil(a.s) bir ikram olarak (kralın zulmünden) korunmuştur" dedi.[54] [54] Buharî, Enbiyâ 9. Büyü 100, Hibe 36, Nikah 12. İkrah 6; Müslim, Fazâil 154(2371); Ebu Dâvud, Talâk 16(2212): Tirmizî, Tefsir sure-i Enbiya 3165, Müsncd. 2/404: îbn Hacer el-Askalanî, Fethü'1-Bâri. 6/388 (ç). Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 365-367. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.