![]() |
Tokat/Zile Müftülüğü Hutbeleri
2010 ARALIK AYI HUTBELERİ 03.12.2010 Cuma : Hicret ve Hicri Yılbaşı İNDİR 10.12.2010 Cuma : Muharrem Ayı İNDİR 17.12.2010 Cuma : Engellileri Anmak İNDİR 24.12.2010 Cuma : İslam’da Tevekkül İNDİR 31.12.2010 Cuma : Ölüm ve Ölüm Gerçeği İNDİR 2010 KASIM AYI HUTBELERİ 05.11.2010 Cuma : Haccın Önemi İNDİR 12.11.2010 Cuma : Vekalet Yoluyla Kurban Kesimi İNDİR 16.11.2010 Cuma : Kurban Bayramı İNDİR 19.11.2010 Cuma : İslam!da Tasarruf ve İsraf İNDİR 26.11.2010 Cuma : İlim Adamına Verilen Değer İNDİR 2010 EKİM AYI HUTBELERİ 01.10.2010 Cuma : Camiler Haftası İNDİR 08.10.2010 Cuma : İlim Öğrenme İNDİR 15.10.2010 Cuma : İbadetin Önemi İNDİR 22.10.2010 Cuma : Helal Kazanç İNDİR 29.10.2010 Cuma : Cumhuriyet İNDİR 2010 EYLÜL AYI HUTBELERİ 03.09.2010 Cuma : Kadir Gecesi İNDİR 09.09.2010 Perşembe : Ramazan Bayramı İNDİR 10.09.2010 Cuma : İbadet İNDİR 17.09.2010 Cuma : Sıla-i Rahim İNDİR 24.09.2010 Cuma : Ticaret Ahlakı İNDİR |
Tokat/Zile Müftülüğü Hutbeleri
Zâriyât Sûresi, 51/19) ZEKÂT VE İNFAK DUYARLILIĞI Muhterem Müminler! İslâm’ın beş temel esasından biri olan zekât hicretin 2. senesinde oruç ibadetinden önce farz kılınmıştır. Önemine binaen Kur’an-ı Kerimde otuz iki yerde namazla birlikte zikredilmiştir. Zekât lügatte; artma, ziyadeleşme, temizlenme anlamlarına gelir. Dinimizde zekât, malın belirli bir miktarını, belirli bir zaman geçtikten sonra ihtiyacı olan Müslümanlara vermektir. İstediğini istediğine verip istediği zaman alma kudretinin sahibi olan Cenab-ı hak, insanları değişik kabiliyetlerde yaratmıştır. Bu âlem bir imtihan sahasıdır. Allah (c.c.) yoklukla bazı kullarını, yoksullar ile de zenginleri imtihana tabi tutmaktadır. Malının zekâtını verenler, ilâhi mükâfatı kazanırlar. Kur’an-ı Kerimde Cenab-ı hak şöyle buyurmaktadır. “Ey Muhammed, zenginlerin mallarından zekât al , zekât onların mallarını temizler, vicdanlarını arıtır.” (2) Peygamberimiz (s.a.v) ‘de “Zekâtı vermeyen kıyamet günü ateştedir..” (3) diye buyurmuşlardır. Değerli Mü’minler! Zekâtın pek çok yararları vardır. Bunların bazılarına işaret edelim. 1- Zekât bir temizliktir. Hem malı temizler, hem de mal sahibinin gönlünü arıtır, ahlâkını yükseltir. 2- Zekât malı bereketlendirir ve çoğalmasını sağlar. Peygamberimiz (s.a.v) malının zekâtını verenlerin mallarının artırılması için meleklerin ona dua edeceklerini bildirmiş ve şöyle buyurmuştur. “Her sabah iki melek iner . Birisi : “Allahım sadaka verenin malına bolluk ver.” der, diğeri de “ Allahım sadaka vermeyenin malını yok et.” der.(4) 3- Zekât Allahın verdiği servete bir teşekkürdür. İnsan, küçük bir ikramını gördüğü kimseye karşılık vermek için vesile ararken, sayılamayacak kadar nimetler veren Rabbine hiç teşekkür etmek istemez mi ? Elbette ister. Muhterem Müslümanlar! İslâm dini, fakire, düşküne, yolda kalmışa, muhtaç olana yardım etmeyi bir inanç ve ahlak kuralı olarak inananların gönüllerine yerleştirmiş, bunu dinin esaslarından biri saymıştır. Darda kalmış, ihtiyaç içinde kıvranan her müslümanın yardımına koşmak ve onu sıkıntıdan kurtarmak, İslâm kardeşliğinin bir gereğidir. Peygamberimiz (s.a.v) Müslümanların birbirlerine karşı hareket tarzını şöyle özetlemiştir. “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onunla barışı bozmaz. Kim din kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman kardeşinin bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslüman ın ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde o kimsenin ayıbını örter.” (5) Hutbemi, konunun başında okuduğum ayeti kerimenin meali ile bitiriyorum. “ Zenginlerin mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.” _________________ 1- Zâriyât Sûresi , 51/19. 2- Tevbe Sûresi , 9/103. 3- Et-Tergib vet- Terhib, C.1, S. 520 . 4- Buhâri - Müslim, Zekât 5- Riyâzü-s Sâlihin, C:1, H.No: 242 Hazırlayan: Süleyman DURGUT Merkez Camii Müezzin-Kayyımı ARTOVA |
Tokat/Zile Müftülüğü Hutbeleri
AĞUSTOS AYI VE ZAFERLERİMİZ وَلاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ أَمْوَاتًا بَلْ أَحْيَاء عِندَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ Muhterem müslümanlar! Tarihte kazandığımız parlak zaferlerin tekerrür ettiği Ağustos ayında, kahraman bir millet olmanın şerefini o günlerin hâtırâsını ve heyecânını tekrar yaşıyoruz. Bu ay, her safhası kahramanlıklarla dolu olan Türk tarihinin yönünü değiştiren iki büyük zaferin hâtırasıyla tarihteki yerini almıştır.Müslüman Türk Milleti olmanın ruh ve heyecânı, bu ayda iki kere şahlanmıştır. Birinci şahlanış; 1071 tarihindeki Selçuklu Sultanı Alparslan’ın komutasında kazanılan “Malazgirt Meydan Savaşı” dır. İkincisi ise; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkumandanlığında kazanılan 30 Ağustos “Başkumandanlık Meydan Savaşı”dır. Değerli Mü’minler! Şükürler olsun Yüce Allah’a ki, ay-yıldızlı bayrağımızın gölgesi altında hürriyet ve bağımsızlık içinde yaşadığımız bu vatan, yüz binlerce şehidimizin kanlarıyla sulanarak vatan haline gelmiştir. Çünkü onlar, Rabbimizin: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar Rableri katında diridirler. Allah’ın bol nîmetinden sevinç içinde rızıklanırlar”(1) âyet-i kerîmesindeki şehitlik müjdesini kendilerine en yüce rütbe olarak kabul etmişlerdir. Yine onlar, Hz. Peygamberimizin; “Allah rızâsı için bir gün nöbet beklemek, dünyâ ve dünyâdakilerden hayırlıdır”(2) hadîs-i şerîfindeki müjdenin bilinciyle hudut boylarında nöbet tutmanın kutsallığını canlarından aziz bilmişlerdir. Aziz kardeşlerim! Tamamı kahraman olan bir milletin fertlerinin kahramanlıklarını sayabilmek imkânsızdır. Bu sebeple Türk milleti, Hz. peygamberimize olan sevgisiyle kahraman askerine bir sevgi ifadesi olarak “Mehmetçik” adını vermiştir. Muhterem müslümanlar! Dünya târihi, Türk milleti kadar, dini, vatanı ve mukaddes değerleri uğrunda mücâdele eden bir millet daha gösterememiştir. Bu kahraman ecdadımızın evlatları olarak bizler de, Yüce Rabbimizin; “Hepiniz, toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın, Allah’ın size olan nîmetini anın”(3) emri gereğince, el-ele, gönül-gönüle bu vatanı korumak zorundayız. Öyle ise; İstiklâl Marşı Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un: “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ, Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ” mısrâlarında belirttiği gibi, her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş olan mübârek vatan topraklarımızı bölmek ve parçalamak isteyenlere karşı uyanık olmalıyız. Unutmayalım ki; ülkemizin aydınlık geleceği, milletimizin huzur ve mutluluğu, Yüce Rahmanın; “Allah’a ve Peygambere itaat edin, çekişmeyin, yoksa başarısızlığa düşersiniz ve kuvvetiniz gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle berâberdir”(4) hükmü gereğince, hoşgörü ve kardeşlik duygularıyla birbirimizi sevip saymamıza, gönül birliği içinde çalışmamıza bağlıdır. Bu kutsal zaferleri kazanarak bu vatanı bize yurt yapan, başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. DİYANET HUTBELERİNDEN ALINMIŞTIR. 1-Al-i İmran, 169 2-Buharı, Cihad, 72 3-Al-i İmran 103 4-Enfal 102 |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.