![]() |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERKEDENİN MÜŞRİK OLDUĞU BABI Bu mevzuda delil olan Âyet'i Kerime'lerin zikri "Hep Allah'a dönüp itaat edin, O'ndan korkun ve namaz'ı kılın'da müşriklerden olmayın." Rum Sûresi: 31 "Haram olan aylar "Zilhicce, Muharrem, Saf er ve Rebiu'l-evvel" çıktığı zaman, artık o "müşrikleri" nerede bulursanız öldürün: Onları yakalayıp esir edin, onları hapsedin ve geçit yerlerini tutun, "eğer tevbe" ederler, namaz'ı kılıp zekât'larını verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Gerçekten Allah Gafur ve Rahim'dir." Tevbe Suresi: 5 Subhânehu ve Teâlâ Resulüne ve mü'minlere hitaben, haram olan aylar çıktıktan sonra müşriklerle mukatele ederek onları öldürmelerini emrediyor. Allah'u Azze ve Celle katledilecek müşriklerin kıtalden önce yakalanıp geçit yerlerinin kesilip hapsedilmelerini, karılarının ve çocuklarının esir edilip mallarının ganimet olarak alınmasını helâl kılıyor. Akabinde bütün bunlardan kurtulabilmeleri için üç şart zikrediyor. l- Şirkden avdet ederek tevbe etmek. Ya'ni "kelime'i şehadeti" lisânen ikrar etmesi. 2- Namaz kılarak tevbe ettiğini amelle tasdik etmesi. 3- Zekat'ı eda etmesi. Bu üç şartı yerine getirdikleri an malları ve canları müslümanlara haram olur, zira müslüman olmuşlardır. Namazı terkedenin müşrik olduğunu beyan eden Hadis'i Şeriflerin zikri. Ebu Süfyandan, dedi ki: Ben Câbir'den duydum şöyle diyordu: Ben Nebiyyu (S.A.V.)'den işittim şöyle buyuruyordu: "Şübhesiz ki, kişi ile "şirk ve küfür" arasında ki şey sâdece namaz'dır." Bu Hadis'i Müslim (82) Ebû Davud (4678) Tirmizi (2619) Nesei (465) ve İbnu Mâce (1078) rivayet etmişlerdir. Cabir (R.A.)'dan, (şöyle dedi): Nebiyyu (S.A..V.)'den, buyurdu ki: "namaz'ı terketmek ŞİRK'tir." Bu Hadis'i Abdurrezzak Musannaf da (5009) "' Muhammed İbnu Nasr Kitabu's-Salat da (888) Hibetullah'ıt-Taberi Usulu's-Sünne de (1513) ve Âcurri Şeria da (133) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. Enes (R.A.)'dan, (şöyle dedi): Nebiyyu (S.A.V.) buyurdu ki: "Kişi ile şirk arasında namazı terketmekten başka bir şey yoktur. Onu terkettiği zaman şirk koşmuştur." Bu Hadis'i İbnu Mâce (1080) ve Muhammed İbnu Nasr Kitabu's-Salat da (897) rivayet etmişlerdir. Şeyh Elbâni îbnu Mâce'nin sahihinde (880) tahric etmiştir. Resûlullah (S.A.V.)'in azadlısı Sevban (R.A.)'dan, Resûlullah (S.A.V.)'i şöyle derken işittim dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: "Kul ile küfür ve İman arasındaki şey, "namaz'dır" onu terkettiği zaman şirk koşmuştur." Bu Hadis'i Hibetullah'it-Taberi Usulu's-Sünne de (1521) sahih bir senedle rivayet etmiştir. Ayriyeten Şeyh, Elbâni Terğib'in Sahih'inde tahric etmiştir. Yukarıdaki zikredilen Âyet ve Hadis'i Şerifler, "namaz'ı terk edenin Alleh'a şirk (ortak) koştuğunu ya'ni müşrik olduğunu isbat eden münakaşa götürmeyen açık delillerdir. Subhânehu ve Teâlâ ise, kendisine şirk ya'ni ortak koşanları affetmeyeceğini haber veriyor. Muhakkak ki "Allah kendine ortak koşanları bağışlamaz." Bu günahtan (şirkten) başkasını, dilediği kimseden bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, doğrusu haktan uzak bir dalâlete sapmıştır. Nisa: 116 Başka bir Âyet'i Celile'de de kendisine ortak koşanların ebedi Cehennem'de kalacaklarını haber veriyor. "Şüphesiz ki, kim Allah'a ortak koşarsa Allah ona Cennet'i haram kılmıştır. Ve barınacağı yerde Cehennem'dir. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur." Mâide: 72 Bu bab'da ki Âyet ve Hadis'lerden çıkan hükümlerin hülasası. 1- Namazı terk edenin Allah'a şirk ya'ni ortak koştuğu. 2- Allah'a ortak koşanın'da hiç mağfiret olunmayacağı. 3- Mağfiret olunmayan müşrik'in de ebedi Cehennem'de kalacağı. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERKEDENİN KÂFİR OLDUĞU BABI Bu mevzuda Allah Resulü (S.A.V.)'den rivayet edilen hadisler. Ebû Süfyan'dan, dedi ki: Ben Câbir'den duydum şöyle diyordu: Ben Nebiyyu (S.A.V.)'den, şöyle derken işittim. "Şübhesiz ki, kişi ile "şirk ve küfür" arasındaki şey sâdece namazı terketmektir." Bu Hadis'i Müslim (82) Ebû Davut (4678) Tirmizi (2619) Nesei (465) ve ibnu Mâce (1078) rivayet etmişlerdir. Câbir (Ibnu Abdillah) (R.A.)'dan, (şöyle dedi:) Nebiyyu (S.A.V.)'den, buyurdu ki: "iman ile küfür arasındaki şey namazı terketmektir." Bu Hadis'i Tirmizi (2618) Muhammed İbnu Nasr Kitabus-Salat da (887) ve İbnu Ebi Şeybe İman da (44) sahih olarak rivayet etmişlerdir. Bureyde (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: "Bizlerle onların (ya'ni münafıkların) arasındaki ahd (ya'ni onlarla mukatele etmemize mani olan) "namaz"dır. kim bu namazı terkederse kâfir olur." Bu Hadis'i Tirmizi (2623) Nesei (1/231) İbnu Mâce (1079) ve Ahmed (5/346) sahih olarak rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbani Terğib'in sahihinde tahric etmiştir. Enes İbnu Malik (R.A.)'dan, şöyle dedi: Nebiyyu (S.A.V.) şöyle dedi: "Her kim ki, kasten "namazı" terkederse "açıkça küfre" düşmüştür." Bu Hadis'i Taberâni Evsat'ta rivayet etmiştir. Heysemi Mecmau-Zevaid'de (1/295) zikretmiştir. Enes (R.A.)'dan, Resûlullah (S.A.V.)'i şöyle derken işittim dedi: "Kişi ile küfür ve ya şirk arasındaki şey namaz'dır. "namazı" terk ettiği zaman kâfir olur." Bu Hadis'i Muhammed İbnu Nasr Kitabus-Salat'ta (899) rivayet etmiştir. Bu mevzuda Allah Resulü (S.A.V.)'in ashabından rivayet edilen eserler. İbnu Mes'ud (R.A.)'dan, "Kim namazı terkederse "kâfir" olur" dedi. Bu Eser'i Taberâni Kebir de (8939) ve Âcurri Şeria da (133) sahih olarak rivayet etmişlerdir. Câbir İbnu Abdillah (R.A.)'dan, "namaz kılmayan kâfir'dir" dedi. Bu Eser'i Ibnu Abdu'1-Ber Temhid'de (4/225) sahih bir senedle rivayet etmiştir. İbnu Abbas (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Her kim ki "namaz'ı" terk ederse "kâfir" olmuştur." Bu Eser'i Muhammed İbnu. Nasr Kitabu's-Salat'ta (939) ve İbnu AbdilBer Temhid'de (4/225) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. Ali İbnu Ebi Talib (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Her kim ki namaz'ı kılmazsa o kâfirdir." Bu Eser'i Muhammed İbnu Nasr Kitabus-Salat'ta (933) Acurri Şeria'da (135) İbnu Ebi Şeybe Musannaf da (10485) ve İman'da (126) Beyhaki Şuabul' İman'da (41) ve Buhâri Tarihul' Kebir'de sahih olarak rivayet etmişlerdir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
RESÛLULLAH (S.A.V.)'İN ASHABININ CEMİ'SİNİNDE NAMAZI TERK EDENİN KÂFİR OLDUĞUNAKAİL OLDUKLARI BABI Ebû Hureyre (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)'in Ashabı "namaz'dan" başka hiç bir amelin terkini "küfür" olarak görmezlerdi. Bu Eser'i Hâkim Müstedrek'te (1/7) Tirmizi Sünen'de (2624) İbnu Ebi Şeybe Musannaf da (10495) ve İman'da (137) ve Muhammed İbnu Nasr Kitab'us-Salat'da (948) sahih olarak rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbani Terğib'in sahih'inde (564) tahric etmiştir. Mücahid îbnu Cebr (R.A.)'dan, (O da) Câbir İbnu Abdullah (R.A.)'dan, Allah Resulüne arkadaşlık yapmış birisidir. Kendisine dedim ki: Allah Resulü (S.A.V.)'in zamanında, sizce amellerden, küfür ile iman'in arasını ayıran ne idi (diye sordum) (O da) "namaz" (diye cevab verdi). Bu Eser'i Muhammed İbnu Nasr Kitab'us-Salat'da (892) ve Hibetullahit-Taberi Usulü' s-Sünne'de (1538) Hasen olarak rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbâni Terğib'in sahih'inde tahric ederek Hasen demiştir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERKEDENİN DÎNİ OLMADIĞI BABI Bu mevzuda Allah Resûlü'nden varid olan Hadis'i Şeriflerin zikri. İbnu Ömer (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) şöyle dedi: namaz'ı olmayanın din'i yoktur. Bu Hadis'i Tebarini Mu'cemus'Sağir da (60) hasen bir senedle rivayet etmiştir. Ömer İbnu'l-Hattab (R.A.)'dan, şöyle dedi: Adamın biri gelerek Resûlullah (S.A.V.)'e şöyle dedi: "Ya Resûlellah, Allah katında İslâm'da, (en efdal) olan nedir, söyler misin" Resûlullah (S.A.V.) de "Vaktinde namaz kılmaktır" dedi. "Zira namaz'ı terkedenin dini yoktu ..." Bu Hadis'i Beyhaki Şuabu'1-İman da rivayet etmiştir. El-Kenz (21618) Bu mevzuda Allah Resulü'nün ashabından varid olan eser'lerin zikri. İbnu Mes'ud (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Her kim ki, NAMAZ'ı terkederse onun DİN'i yoktur." Bu Eser'i İbnu Ebi Şeybe , Musannaf da (10446) ve İman da (47) Taberâni Mu'cemu'l-Kebir de (8942) Muhammed İbnu Nasr Kitabu's-Salat da (935) ve Beyhaki Şuabu'l-İman da (42) rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbâni Terğib'in sahih'inde tahric etmiştir. Abdullah İbnu Amr (R.A.)'dan, dedi ki: "Namaz'ı terkedenin din'i yoktur." Bu Eser'i Buhâri Tarihu'l-Kebir de (7/95) rivayet etmiştir. Ebû'd-Derda (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Namazı olmayanın iman'ı da yoktur." Bu Eser'i Hibetu'llahi't-Taberi Usulu's-Sünne'de (1536) Muhammed İbnu Nasr el-Mervezi Kadru's-Salah da (945) İbnu Abdil-Ber Temhid de (4/225) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.Ve Şeyh Elbâni de Terğib'in sahihin'de (574) tahric etmiştir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERK EDENİN İSLÂM'DAN NASİBİ OLMADIĞI BABI Ömer İbnu'l-Hattab (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Namazı terk edenin İslâm'dan nasibi yoktur." Bu Eser'i imam Malik (1/40) Dâre Kutni Sünen'de (2/52) Abdurrezzak Musannef'da (5010) İbnu Ebi Şeybe Musannef'da (10410) ve İman'da (103) ve Âcurri Şaria'da (134) sahih bir sened'le rivayet etmişlerdir. Ebû'l-Muleyh (R.A.)'dan, Ömer (R.A.)'yı minberin üzerinden şöyle derken işittim dedi: "Namaz kılmayanın İslâm'ı da yoktur." Bu Eser'i Muhammed İbnu Nasr el-Mervezi Kadru's-Salah da (930) sahih bir sened'le rivayet etmiştir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERK EDENİN İSLÂM MİLLET'İNDEN ÇIKTIĞI BABI Ubade't-İbnu' es-Samit (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) bize şöyle tavsiyede bulundu. Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazıda bilerek terketmeyin. Her kim ki, bilerek kasten "namaz'ı terkederse İslâm millet'inden çıkmıştır". Bu hadis'i Muhammed Ibnu Nasr Kitabu's-Salat da (920) Hibetullah'i-Taberi Usulu's-Sünne de (1523) Abdurrahman İbnu Ebi Hatim Sünen'in de ve Taberâni Mu'cem'in de rivayet etmişlerdir. Yezid İbnu Meryem'den, şöyle dedi: Ömer (R.A.) Muaz İbnu Cebel (R.A.)'nun yanından geçerken (Yâ Muaz) bu Ümmeti ayakta tutan nedir diye sordu. (Muaz'da cevaben bu ümmeti ayakta tutan esas) üçtür işte onlar kurtuluş vesileleridir. 1- İhlas (Tevhid) o ise İSLÂM'DIR. (Allah'ın insanları üzerinde yarattığı din), 2- Namaz o ise milliyettir, 3- İtaat o ise ismet'tir (yani hatalardan beri durmağa vesiledir.) Bu Eser'i Taberi Tefsir'in de (21/40) ve Hibetullahi't-Taberi Usulu's-Sünne de (1530) rivayet etmişlerdir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERKEDENlN ALLAH'IN ZlMMET'İNDEN BERİ OLUDUĞU BABI Ebu'd-Derda (R.A.)'dan, şöyle dedi: Dostum Muhammed (S.A.V.) bana şöyle tavsiyede bulundu. Parça parça kesilsende, yakılsanda, Allah'u Azze ve Celle'ye ortak koşma. Ve farz olan namazı bilerek terketme. Kim ki "farz olan namaz'ı bilerek terk ederse Allah'ın zimmet'i ondan beri olmuştur" dedi. Bu Hadis'i Ahmed (5/238) İbnu Mace (4034) Taberâni Mu'cemu'l-Kebir de (20/233) Hibetullahi't-Taberi Usulu's-Sünne de (1524) ve Muhammed İbnu Nasr Kitabu's-Salat da (911) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbani İbnu Mâce'nin sahihinde (3259) tahric etmiştir. Ubeydu'l-Kelâi'den, şöyle dedi: Mekhul (R.H.) elimden tutarak "Yâ Ebâ Vehb! Farz bir namazı kasten terk eden birisi için ne diyorsun?" dedi. Ben de "Âsi bir mü'mindir" dedim. Elimi daha fazla sıktı ve sonra şöyle dedi: "Yâ Ebâ Vehb! İman'ın şa'nı nefsinde daha azim olsun. Kim ki bir farz namaz'ını kasten terk ederse Allah'ın zimmet'i ondan beri olmuştur. Kimden de Allah'ın zimmeti beri'olduysa o kâfir olur." Bu Eser'i İbnu Ebi Şeybe iman da (129) ve Abdurrezzak Musannaf da (5008) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbâni İman da yukarıdaki rakamda tahric etmiştir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERK ETMENİN KİBİR OLDUĞU KİBİR EDENİN DE CENNETE GİREMİYECEĞİ BABI Bizim Ayet' lerimize öyle kimseler iman ederler ki, Âyetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, "secdeye kapanırlar ve Rab' lerine hamd ile teşbih ederlerde kibirlenmezler." Secde Sûresi: 15 Subhânehu ve Teâlâ bu Âyet'i Kerime'de Âyet'lerine iman eden kişilerin, Kur'ân-ı Kerîm'deki Âyetlerle kendilerine öğüt verildiği zaman, ya'ni. "Ey Resulüm! İman eden kullarıma de ki namaz kılsınlar": İbrahim sûresi:31 Bu ve bunun gibi Ayet'ler le Subhânehu ve Teâlâ kendisine inanan kullarına Kur'ân-ı Kerîm'de "namaz kılmaları için öğüt vermektedir" Allah'ın Âyet'lerine inananlar da bu Âyetler'le kendilerine öğüt verildiği zaman "kibir'lenmeden günde beş vakit Rab'lerinin önünde secdeye varıb ona hamd ve teşbih etmektedirler." Kibirlenerek isyan edip Âyet'lerini yalanlayanlar için de şöyle buyurmaktadır. Kendilerine Kur'an (ya'ni aqiimussalah ) "namaz kılın" emri okunduğu zaman, secde etmezler (ya'ni "namaz kılmaz'lar")Daha doğrusu. O "kâfir olanlar" bu halleri ile (ya'ni namaz kılmayışları ile) Allah'ın azabından korkmayarak âhireti tekzib ederler. İnşikak Sûresi: 21/22 Onlara Rükû edin ya'ni "namaz kılın" denildiği zaman "Îtaat edip Rükû etmezler ya'ni namaz kılmazlar". (Namaz kılmayarak, Allah'ın hükümlerini) yalanlayanların o gün vay haline. Murselat Suresi: 48/49 Subhanehu ve Teâlâ Melekleri, Âdem'le imtihan etmek istediğinde, Melek'lere hitaben şöyle buyurdu: Biz, Melek'lere: Âdem'e secde edin, demiştik de bütün Melek'ler secde etmişlerdi. Ancak İblis secde etmekten yüz çevirip "kibirlendi de kâfirlerden oldu". Bakara Sûresi: 34 İblis'in bu isyanını insanların isyanına misal verilmesine şaşılmasın zira Allah Resulü (S.A.V.)'den varid olan Hadis'i Şeriif bize, bu cesareti vermiştir. Müslim İbnu Haccac (R.A.) "namazı terk edene kâfirlik isnadının beyanı babı" altında şöyle bir Hadis'i Şerif tahric etmiştir. Ebu Hureyre (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: "Âdem oğlu secde Âyet'ini okuyup secde ettiği zaman, şeytan ağlayarak uzaklaşır ve şöyle der: Ey helakim! Adem oğlu secde etmekle emrolundu da secde etti ve Cennet onun oldu. Halbuki ben de secde ile emrolunmuştum. Fakat ben, secde etmekten imtina etmiştim, artık ateş de benimdir. Bu Hadis'i Müslim (81) rivayet etmiştir. Bana ibadet etmekten büyüklenib yüz çevirenler, muhakkak ki küçülmüş kimseler olarak Cehennem'e gireceklerdir. Mu'min Sûresi: 60 Abdullah İbnu Mes'ûd (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) "Kalbinde hardal dânesi kadar imanı bulunan kimse Cehenneme girmez, "kalbinde hardal dânesi kadar kibir bulunan kimse de cennet'e girmez" buyurdu. Bu Hadis ı Müslim (91) rivayet etmiştir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERK EDENİN KIYAMET GÜNÜNDE FİRAVN'LA, HÂMAN'LA, KARUN'LA VE UBEYY ÎBNU HALEP'LE BERABER OLACAĞI BABI Abdullah İbnu Amr İbn'l-As (R.A.)'dan o da Resûlullah (S.A.V.)'den, naklederek (şöyle dedi:) Bir gün Resûlullah (S.A.V.) namaz'dan konuştu. Dedi ki: "Her kim şu beş vakit namazı muhafaza ederse, namazı, kıyamet gününde ona nur, burhan ve nacat olur. Her kim ki de; beş vakit namazı muhafaza etmezse kıyamet gününde ona ne burhan ne nur ve ne de necat olur. "Kıyamet gününde de Karun'la, Haman'la, Firavn'la ve Ubeyy ibnu Halefle beraberdir". Bu Hadis'i Ahmed (2/169) Darimi (2/301) ve İbnu Hibban (1448) Âcurri Şeriada (135) Muhammed İbnu Nasr el-Mervezi Kitabû's-Salet'da (58) Taberani Kebirde Beyhaki Şuabû'1-iman da sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. İbnu Kayyım (R.A.) "kitabu's-salat" isimli eserinde bu Hadis'i Şerifi naklettikten sonra şöyle diyor. Namazı terk edenin hasseten bu dört kişi ile beraber olacaklarının zikredilmesinin sebebi şudur ki, bu dört kişi küfür reisleridir. Burada bedi'i bir işaret vardır. Zira namazı terk eden, malının, mülkünün, riyasetinin veya ticaretinin meşkuliyyeti ile terk eder. Her kim ki, malının meşkuliyetiyle namazı terk ederse, "Karun'la" beraberdir. Mülkünün meşkuliyetiyle terk eden de "Firavn'la" beraberdir. Riyasetinin sebebiyle terk eden ise "Haman'la" beraberdir. Ticaretinin meşkuliyetiyle terk eden de "Ubeyy ibnu Halefle" beraberdir. İbnu Kayyım'ın sözü burada bitti. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERK EDENİN KUR'ÂN-IN ÂYET'LERİNİVE AHİRETİ YALANLADIĞI BABI O halde, onlarda ne var ki, "iman etmezler" kendilerine "Kur'ân" ya'ni "namaz kılınız" " aqimussalah âyet-i okunduğu zaman, (Allah'ın emrine teslim olup da) "namaz kılmazlar". Daha doğrusu (namazı terk ederek) "kâfir olanlar hesab gününü yalanlıyorlar". Halbuki Allah, içlerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir. Onun için (Ey Resulüm) sen onları "acıklı bir azab'la müjdele". Ancak "iman edib de salih ameller işleyenler müstesna" onlar için, bitmez tükenmez bir mükâfat var. İnşikak Sûresi: 20/21/22/23/24/25 Bu Âyet'lerin hülasası şöyledir. Ne oluyor ki onlara, "namazın farz olduğu" Kur'ân'la bildirildiği halde "namazı eda ederek iman etmezler". Aslında "namazı terk ederek kâfir olanlar hesab gününe inanmıyorlar". Her ne kadar lisânen iman ettiklerini bile söylemiş de olsalar. Zira Allah'u Azze ve Celle, onlar için Kur'ân'da şöyle buyuruyor. İnsanlardan bir kısmı vardır ki, biz "Allah'a ve âhiret gününe inandık" derler. Halbuki onlar, "iman edenler değillerdir". Bakara sûresi: 8 İnşikak Sûresi'ndeki Âyet'te devam ederek diyor ki: "halbuki Allah içlerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir". Ya'ni lisânen Allah'a ve Âhiret gününe iman ettiklerini söyleyib de, "namaz kılmayanlar müslüman olduklarını isbat edemezler". Hem müslümanları da aldatamazlar. Onlar ancak kendi nefislerini aldatırlar. Bakara Sûresi'nde devam ederek Subhânehu ve Teâlâ diyor ki: (İnsanlardan bir kısmı vardırki, biz Allah'a ve Âhiret gününe inandık derler. Halbuki onlar, iman edenler değillerdir.) Onlar bu halleri ile güya Allah'ı ve mü'minleri aldatmaya çalışırlar. Bilmezler ki, onlar ancak kendi kendilerini aldatırlar. Bakara Sûresi: 9 Onlara "namaz kılın denildiği zaman", itaat edib namaz kılmazlar. (Namaz kılmayarak Kur'ân'ın Âyetlerini) yalanlayanların O gün vay haline. Artık (bu ahmaklar) Kur'ân-ın Âyetlerinden sonra neye inanacaklar. Murselât Sûresi: 48/49/50 "Tasdik etmedi, namaz da kılmadı. Ancak (Kur'ân-ın Âyetlerini) yalanladı, (amel etmekten) yüz çevirdi." Kıyamet Sûresi: 31/32 |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERK EDENİN ÂHİRET'TE ŞEFAAT EDENİ OLMAYACAĞI BABI "(Kitab'ları sağ ellerinden verilenler) Cennettedirler: "mücrim'lerden" sorarlar. "sizi bu sakar cehennem'ine sokan nedir?" Onlar şöyle derler. "biz namaz kılanlardan değildik", yoksula yedirmezdik, batıla dalanlarla beraber dalıyorduk, "hesab gününüde yalan sayardık". Nihayet bize ölüm gelib çattı. Fakat (o vakit) "şefaat'cıların şefaat'ı onlara fâide vermez". Müdessir sûresi: 40/41/42/43/44/45/46/47/48 Âyet'i Kerîme'deki zikredilen "mücrim'lerin" yanı Âhirette "şefaat'cıların şefaat'ından mahrum olmalarının sebebi" dört şey'e binaen'dir. 1- Namaz kılanlardan olmadıkları için. 2- Yoksula yedirmedikleri için. 3- Kâfir'lerle oturup kalktıkları için. 4- Hesab gününü yalanladıkları için. Bu dört sıfat ile muttasıf olan "mücrim'ler" yarın Âhiret'te kendilerine hiç bir "şefaat'cı" bulamıyacaklardır. Zikredilen bu dört sıfatların en tehlikelileri, "namaz'ın terki ile hesab gününü yalanlamaktır" bu iki sıfat'ın herbirisi mustakillen sahibini "İslâm'dan çıkaran" hasletlerdir. Kişi de bu iki sıfattan birisinin olması "İslâm'dan çıkmasına ve âhirette şefaat'cıların şefaat'ından mahrum olmasına kâfidir" illa bu iki sıfat'ın bir arada olması gerekmez. Eğer illâ bu iki sıfat'ın bir kişide mevcud olduktan sonra ancak"İslâm'dan çıkar ve şefaat'cıların şefaat'ından o zaman mahrum olur" diyen çıkarsa bizde deriz ki, bu bir kaç bab önceki "namazı terk edenin âhireti yalanladığı babı"nda biz bu mes'eleyi güzelce açıkladık. Öyle de olsa zaten "namazı terk eden âhiret-i de yalanlamıştır" Binâen aleyh "şefaat'cıların şefaat'ından mahrum olacaktır" halbuki, Resûlullah (S.A.V.)'in Şefaat'ı "ehli kebâir" içindir. Eğer "namazı terk eden" İslâm'dan çıkmayıp büyük günahkârlardan olsa idi "âhirette şefaat'cıların şefaat'ından mahrum olması gerekmezdi." Enes İbnu Mâlik (R.A.)'dan, Resûlullah (S.A.V.)'den, naklederek şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) şöyle dedi: "Benim Şefaat'ım, Ümmetimin ehli kebâirinedir." Bu Hadis'i Ebû Dâvud (4739) Tirmizi (2435) İbnu Mace (4310) ve Ahmet (3/213) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. Mevzumuza daha da açıklık getiren başka bir Hadis'i Şerif de Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyuruyor: Ebu Said el-Hudri (R.A.)'dan, (şöyle dedi:) Resûlullah (S.A.V.) (bir gün) hutbe irad eyledi de tam şu Âyet'e geldi. "Her kim Rabbine mücrim olarak varırsa, şübhesiz ki ona cehennem var; orada ne ölür ne de hayat bulur". Kim de ona mu'min olarak, sâlih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlarada en yüksek dereceler var. Taha Sûresi: 74/75 "Cehennem ehli olanlar, (ya'ni ebedi orada kalacak olanlar) oralıdırlar, ne ölürler ne de yaşarlar". Amma ebedi Cehennem ehli olmayanları ise, Cehennem hafif bir ölümle öldürür, sonra (ya'ni azâblarının müddeti bitince) "şefaat edecekler gelirler şefaat ederler". Onlardan bir topluluk alınarak "hayevan veya hayat" denilen bir nehre getirilirler. (Orada yıkanırlar) sonra da sel kenarında biten otlar gibi hayat bulurlar." Bu Hadis'i Ahmed (3/20) ve İbnu Mendeh Kitab'ul-İman'da (820) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. "Ey Allah'ın kulu! Yukarıda da okuduğun gibi kim Rabbine "mücrim" olarak kavuşursa, ya'ni namaz kılmaz olarak ölürse" ona Cehennem vardır, orada ne ölecektir, ne de yaşayacaktır. Artık o mücrim'ler" kendileri için Cehennem'de neler hazırlandığını düşünsünler." Subhanehu ve Teâlâ öyle demiyor mu Kur'an da? "Artık "müslüman'lara, mücrim'lere davrandığımız gibi mi davranacağız" O Kıyamet gününde Rabbul-İzzet'in "sâk'ı" açılacak da, bütün "mücrimler secde'ye çağrılacaklar; Fakat güçleri yetmeyecektir. Gözleri düşkün bir halde, kendilerini bir zillet saracaktır. Halbuki, vaktiyle (dünya'da) başları selâmette iken, bu "namaza davet olunuyorlardı da kılmıyorlardı". O halde (Ey Resulüm) (namaz kılmayarak) bu Kur'ân-ı yalanlayanları, sen bana bırak. Biz onları, bilemiyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veririm; çünkü benim azabım çok şiddetlidir. Kalem Suresi 35/42/43/44/45 "Yiyin, zevk edin dünyada biraz; çünkü "mücrim'lersiniz" (nasıl olsa âhirette "sakar" Cehennem'ine gireceksiniz). Allah'ın hükümlerini yalanlayanların o gün vay haline Onlara: "namaz kılın, denildiği zaman", itaat etmezler. Allah'ın hükümlerini yalanlayanların o gün vay, haline. Artık (bu ahmaklar) Kur'ân'dan sonra hangi söze inanacaklar?" Murselat Sûresi: 46/47/48/49 /50 "Muhakkak ki "mücrim'ler" şaşkınlık ve çılgın ateşler içindedirler. O gün, yüzleri üstü ateşte sürünecekler; (ve onlara) Tadın "sakar" Cehennem'inin dokunuşunu denilecek." Kamer Sûresi: 47/48 |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZIN İSLÂM'DAN OLDUĞU BABI Ömer İbnu'l-Hattâb (R.A.)'dan, şöyle dedi: Bir gün Resûlullah (S.A.V.)'in yanında bulunurken birden bire yanımıza elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah, üzerinde yolculuk eseri görülmeyen ve bizden de kendisini kimsenin tanımadığı bir zat çıkageldi. Nihayet Resûlullah (S.A.V.)'in yanına oturdu. Öyle ki iki dizini onun iki dizine dayadı, iki avucunu da kendi dizleri üzerine koydu ve "Yâ Muhammed! Bana "İslâm'dan" haber ver" dedi. Resûlullah (S.A.V.)"İslâm Allah'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun Resulü olduğuna şehadet etmendir" dedi. Ebu Hureyre (R.A.)'ın rivayetinde ise şöyle naklolunmuştur. Resûlullah (S.A. V.)"İslâm Allah'a hiç bir şey'i ortak koşmadan ona ibâdet etmendir" (buyurdu:) Ebu Hureyre (R.A.)'ın, rivayetinin getirmiş olduğu açıklık şudur ki, "Allah'dan başka ilah yoktur, Muhammed Onun Resulüdür" demenin hakikati, "Allah'a hiç bir şey'i ortak etmeden ona ibadet etmektir". Zira mücerreden "kelime-i şihadet'in" telaffuzu hiç bir ma'na ifade etmemektir. Bu mevzudaki geniş izahımız daha ileride gelecektir, İnşa' Allah. Cibril Hadis'i devam ederek, Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyuruyor: Ve "zekât'ı vermen", "ramazan orucunu tutman" yoluna gücün yeterse "Beyti hacc etmendir", buyurdu. O, (soruyu soran tanınmayan kişi) doğru söyledin dedi. Ömer (R.A.) dedi ki: Biz ona hayret ettik, hem (bilmiyormuş gibi) soruyuor, ve de (biliyormuş gibi de) Resûlullah (S.A.V.)'ı tasdik ediyordu.......... Bu Hadis'i Müslim (8/14) rivayet etmiştir. Mihcan (R.A.)'dan, (şöyle dedi:) Bir gün Resûlullah (S.A.V.) ile bir mecliste iken namaz için ezan okunur, Resûlullah (S.A.V.) kalkarak cemaat'a namazı kıldırıp yerine döner. Bakar ki Mihcan (R.A.) daha hâlâ yerinde, Resûlullah (S.A.V.) Mihcan (R.A.)'ya hitaben "senin cemaat'la namaz kılmana ne mani'i oldu ki, yoksa sen müslüman birisi değilmisin?" dedi. Mihcan (R.A.) cevaben "Evet Yâ Resûlallah ben "müslüman birisiyim" ve lâkin ben bu namazı evimde kılmıştım" dedi. Resûlullah (S.A.V.)'de cemaate geldiğinde namazı evde kılmış bile olsan cemaatle namaz kıl buyurdu. Bu Hadis'i Mâlik (1/132) Ahmed (4/34) Nesei (2/112) İbnu Hibban (433) ve Hâkim (1/244) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh El-Bani Silsiletü's-Sahihada (1337) tahric etmiştir. Ömer İbnu'l-Hattâb (R.A.)'den, şöyle dedi: "Namaz'ı terk edenin İslâm'dan nasibi yoktur". Bu eseri Mâlik (1/40) Dâre Kutni (2/52) Abdurrezzak (5010) İbnu Ebi Şeybe Musanef'de (10410) İman'da (103) ve Ahmed Ahkam'un-Nisâ'da (225) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZ'IN ALLAH'A İMAN ETMEKTEN OLDUĞU BABI Ebu Cemre'den, şöyle dedi: Ben İbnu Abbas (R.A.)'nun önünde onunla insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. Derken İbnu Abbas'a bir kadın geldi. Ona "cer" denilen testinin şırasından soruyordu. İbnu Abbas ona şöyle dedi: Abdu'l-Kays heyeti Resûlullah (S.A.V.)'e geldi. Resûlullah (S.A.V.) "Siz kimlerin heyetisiniz? Yahut siz kimlersiniz?" diye sordu. "Biz Rabiadanız" dediler. "Cemaat hoş geldi. Yahut heyet hoş geldi, sefa geldi. Utanıcılar ve pişmanlık duyucular olmayarak" buyurdu. Bunun üzerine: "Ya Resûlallah! Biz sana çok uzak mesafeden geliyoruz. Seninle bizim aramızda Mudar kâfirlerinden şu kabile vardır. Biz sana, haram aydan başka bir zamanda gelmeye muktedir olamıyoruz. O halde bize özlü bir şey emret de geride bıraktıklarımıza da öğretelim ve o sebeble de Cennete girelim" dediler. Resûlullah (S.A.V.) onlara dört şey emretti, dört şeyden de nehyetti: Resûlullah (S.A.V.) onlara, "bir olan Allah'a iman etmeyi emretti" (sonra) "bilir misiniz bir olan Allah'a iman etmek ne demektir?" diye sordu. "Allah ve Resulü en iyi bilendir" dediler, ("tek olan Allah'a iman etmer") Allah'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Resûlullah olduğuna şehadet etmek, "namazı kılmak", zekâtı vermek, Ramazan orucunu tutmak ve ganimetin beşte birini tediye etmenizdir" buyurdu .......... Bu Hadis'i Buhâri (53) ve Müslim (17) rivayet etmişlerdir. Ey Allah'ın kulu! Yukarıdaki zikretmiş olduğumuz Hadis'i Şerif'de bir çok sağır kulakların duyup istifâde edeceği faideler vardır. Bu faideleri zikretmeden geçmek ilmi emânete ihanet edenlere göz yummak olacağından, herkesin anlayabileceği bir üslubla izah etmeyi münasib gördük. Hadis'i Şerifin muhtevi olduğu faideler şunlardır. 1- İslâm'ı öğrenmek isteyene ilk emredilecek şey'in "tek olan Allah'a iman etmek" olduğu. 2- "Tek olan Allah'a iman etmenin" ne demek olduğunu öğretiyor. 3- "Tek olan Allah'a iman'ın" sadece dil ile ikrar ve kalb ile tasdik olmayıp, cevarih ile amel etmenin'de bu ta'rife dahil olduğu. 4- Hasseten mevzumuz ile alakalı "namaz'ın Allah'a iman etmekten olduğu". Böylelikle bizde, "amel iman'dan cüz değildir kaidesiyle yürüyen, "namaz iman'dan" değildir diyen mürciiyye" taifesinin ve zamanımızdaki avanelerinin en sesine bir şamar indirir, bize kitab ve sünnet'e uymayı nasib eden Rabbimize hamdederiz. İşte bu adları geçenler, Allah'ın kendilerine ni'met ihsan ettiği peygamberlerden, Âdem soyundan ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail neslinden, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Kendilerine Rahman olan Allah'ın (gibi) ayetleri okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı". Sonra, bu peygamberlerle, salih kimselerin arkalarından (kötü) bir nesil geldi ki, "namazı terk ettiler", şehvetlerine uydular; bunlar da Cehennemdeki "gayya" vadisini boylayacaklar.) Ancak "tevbe edip iman eden ve salih amel" işleyenler müstesna; çünkü bunlar, zerre kadar zulme uğratılmayacaklar, Cennete gireceklerdir. Meryem Sûresi: 58/59/60 Ey Allah'ın kulu! Görüyorsun ki peygamberler ve salih kimselerden sonra gelen kötü neslin terk etmiş oldukları şey sadece namaz'dır. Eğer "namaz'ı terk edenin iman'ı olsaydı" hemen takib eden Âyette ancak tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenler müstesna" dermiydi? Rabbimiz ve Teâlâ. Şehvetlerine uymaya gelince, artık "namaz'ı terk ettikten" sonra onları kötülükten koruyan kalkanları elden düşmüştür. Zira Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor. Ey Resulüm! namaz'ı kıl. Gerçekten "namaz, kötü işten ve münker'den alıkor". Ankbut sûresi: 45 Taberi (R.A.) meşhur Tefsirinde şöyle diyor: Allah'u Azze ve Celle'nin vasfetmiş olduğu namaz'ı terk eden kötü nesil" mü'min olsalardı Allah'u Azze ve Celle, İman edenleri onlardan müstesna etmezdi. Ve denilmiştirki. Zikredilen kötü nesil bu ümmet'tendir bunlar Ahir Zaman'da olacaklardır. Ata İbnu Rabah'da diyor ki: "Bu kötü nesil Ümmet'i Muhammed'dendir." Mucâhid (R.A.)'da diyor ki: "Bu kötü nesil Kıyamete yakın, Ümmet'i Muhammed'in salihleri gittikten sonra gelecektir" diyor. Taberi Tefsiri 16/99 Ey Allah'ın kulu! Subhanehu ve Teâlâ'nın Âyet'i Kerime'de zikretmiş olduğu o kötü nesli tanıyabildiysen dünya ve Ahirette felah'a erdin demektir. İşte o kötü nesil namazı inkâr ederek değil sadece şehvetlerine uyarak terkettiklerinden "ğayya vadisini" boylayacaklardır. O halde, onlarda ne var ki, "iman etmezler" kendilerine "Kur'ân" ya'ni "namaz kılınız" Âyet'i okunduğu zaman, (Allah'ın emrine teslim olup da) "namaz kılmazlar". Daha doğrusu (namazı terk ederek) "kâfir olanlar hesab gününü yalanlıyorlar" .... "ancak iman edib sâlih ameller işleyenler müstesna" ...... İnşikak Sûresi 20/21/22 Ey Allah'ın kulu! Yukarıdaki Âyet'i Kerime'de de görüyorsun ki. namaz'ı terk edenler iman etmemekle ve küfür'le itham ediliyorlar" sonra da "iman edenler onlardan müstesna kılınıyor" eğer namazı terk eden "kâfir" olmasa idi iman edenler namazı terk edenlerden müstesna kılınır mıydı. Ey Allah'ın kulu! Zannetme ki bu bizim anlayışımızdır. Zira Allah'u Azze ve Celle'nin kendilerinden razı olduğu sahabe böyle anlatıyor. Ebu'd-Derdâ (R.A.)'dan, şöyle dedi: "namazı olmayanın iman'ı da yoktur"............ Bu Eser'i abdul-Ber Temhidde (4/225) sahih bir senedle rivayet etmiştir. Ve Şeyh Elbâni Terğib'de (574) tahric etmiştir. |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
BİR VAKİT NAMAZI TERKEDENİN YAPMAKTA OLDUĞU AMELLERİNİN BATIL OLDUĞU BABI Gerçekten sana ve senden öncekilere şöyle vahy olundu: Eğer (sen bile) Allah'a ortak koşarsan, muhakkak amelin boşa gider. Ve elbette hüsrana uğrayanlardan olursun. Zümer Sûresi: 65 Kim küfrederse (ya'ni iman'ın mucibi olan amelleri yapmaz kâfir olursa) bütün yaptıkları batıl olmuştur: Ve o, Âhirette hüsrana uğrayanlardandır. Maide Sûresi: 5 Ebû'd-Derda (R.A.)'den şöyle dedi: Allah Resulü (S.A.V.) buyurdu ki: "Her kim ki bilerek namazı terkederse bütün amellerini ibtal etmiştir." Bu Hadis'i Ahmed Müsned'in de rivayet etmiştir. Heysemi. Mecmua'z-Zevaid de bu rivayetin Kavileri Sahih'in ravileridir demiştir. Yukarıdaki zikredilen Âyet'i Kerimelerde, Allah'a şirk koşanın ve iman'ın mucibiyle amel etmeyip kâfir olanların, yapmakta oldukları amellerinin hepsinin batıl olduğunu ifâde etmektedirler. Ey Allah'ın kulu iyi bilki geçen bablarda "namaz'ı terk edenen müşrik ve kâfir olduğunu" delilleriyle isbat etmiştik, tekrarına lüzum olmasa gerek. Eğer unuttuysan tekrar dönüp okuyabilirsin. Umumi ma'na da Allah'a ve Resulüne isyan edenlerin amellerinin batıl olduğuna delâlet eden daha bir çok Âyet'i Kerime vardır ki bizim da'vâmızı te'yid eder. Gerçekten kâfir olub da Allah yolundan yüz çevirenler, hak kendilerine belli olduktan sonra peygambere karşı gelenler; Allah'a hiç bir şeyle zarar veremezler. "Allah onların amellerini boşa çıkarır". Muhammed Sûresi: 32 Ey Allah'ın kulu "namazı terk ederek kafir olur" Allah'ın yolundan ayrılanlar. Sonra Kitab ve Sünnet'ten kendilerine "namazı terk edenin kâfir olduğu" isbat edilip hak belli olduktan sonra Allah'ın Resulüne karşı gelenler bilmezlerini Allah'a hiç bir şeyle zarar veremezler. Mevzumuza daha da açıklık getiren bir Ayet'i Kerime'de Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor. Onlara: "namaz kılın, denildiği zaman,kılmazlar". Yalanlayıcıların o gün vay haline. Murselat Sûresi: 48/49 Allah'ın en azim emirlerinden olan namaz emri kendisine ulaştığı halde Allah'a itaat edip'de namaz kılmayanlar bu isyanları ile yapmakta oldukları sair amellerimde batıl etmektedirler. Zira Allah ve Resulüne yapılan isyan, yapılan sair amelleri de batıl eder. Subhanehu ve Teâlâ Kur'ân'da şöyle buyuruyor. "Ey iman edenler Allah'a ve Resulüne itaat edin de amellerinizi ibtal etmeyin." Muhammedi Sûresi: 33 Yukarıdan beri zikredile gelen Âyetlerin hepsinin ma'nası umumidir. Ya'ni Allah'a ve Resulüne yapılan isyan ne olursa olsun yapılan sair amelleri batıl etmektedir. Mes'elemizi hususileştiren bir Hadis'i Şeıif de Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır. Ebu'l-Meliyh'den, şöyle dedi: Biz Bureyde (R.A.) ile bulutlu bir günde gazada bulunuyorduk. Burey'de (R.A.) bize hitaben ikindini ilk vaktinde kılınız dedi. Çünkü Resûlullah (S.A.V.) "Kim ikindi namazını terk ederse onun bütün amelleri boşa gitmiştir" dedi: Bu Hadis'i Buhari (553) rivayet etmiştir. Ey Allah'ın kulu! Görüyorsun ki sadece bir ikindi namazını terk edenin bütün amelleri batıl oluyor da bütün ömür boyu hergünkü beş vakit namazını terk edenin hali ne olur, düşünebiliyor musun? |
Îslam`Da Namaz'ın Terkinin Hükmü
NAMAZI TERK EDENİN ALLAH'DAN KORKMADIĞI BABI Hep Allah'a dönüp itaat edin. "O'ndan korkun ve namazı kılın da" Müşriklerden olmayın. Rum Sûresi: 31 Ey Allah'ın kulu! Görüyorsun ki, Subhanehu ve Teâlâ kendisine iman eden kullarına "rablerinden korkarak namaz kılmalarını emrediyor". Ve ondan korkan kullarıda Rablerine itaat ederek secdelere kapanıyorlar. Bu Ayet'i Kerime'yi izah eden bir Hadis'i Şerifte şöyle rivayet olunmaktadır. Ukbet' İbnu Amir (R.A.)'dan, Resûlullah (S.A.V.)'i şöyle derken işittiğini haber verdi: Resûlullah (S.A.V.) şöyle dedi: "Dağ tepelerindeki koyun çobanından Allah'u Azze ve Celle hoşlanır. Zira o namaz için ezan okur ve "namaz kılar". Buna binaen Allah'u Azze ve Celle şöyle buyurur. Şu kuluma bakın, ezan okuyup "namaz kılıyor ve benden korkuyor". Ben de o kulumun günahlarını mağfiret buyurdum ve onu Cennetime koyacağım" der. Bu Hadis'i Ebu Dâvud (1203) ve Nesei (2/20) Ahmed (4/145) İbnu Hıbban (260) ve Taberâni Kebir de (17/833) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir. Ayrıyeten Şeyh El-Bâni Silsiletü's-Sahıda'da (41) tahric etmiştir. Ey Allah'ın kulu! Görüyorsun ki, Allah'u Azze ve Celle "namaz kılan kulu için" kendisinden korktuğunu söylüyor. Ne dersin? "namaz kılmayan içinde" aynı söz söylenir mi? Eğer aynı kelime namaz kılmayanada söylenmiş olsa idi, "namaz kılan ile kılmayan" arasında hiç bir fark olmazdı. Bu şânı yüce Allah'ın adaletine yaraşmaz. Hem şunuda iyi bilki tek olan Allah'dan korkmak "la ilahe illallah'ın" iktizasındandır. Bunu izah eden bir Âyet'i Kerime'de Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor. "Ben'den başka hiç bir ilah yoktur. Öyle ise ben'den korkunuz". Nahl Sûresi: 2 |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.