ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   Namazda Neler Okuyoruz? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=368003)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 03:00 AM

Namazda Neler Okuyoruz?
 

Haluk Nurbaki | Namazda Neler Okuyoruz?


http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpgBu bölümde hiç açıklama yapmadan yalnız namazda okuduklarımızın Türkçe çevirilerini dile getireceğim. Daha sonraki bölümlerde namazın çeşitlerine göre yorumlar yapacağız. 1) Namaza başlarken ilk kez "Allahü Ekber" deriz. Bu tekbirin ismi İftitâh Tekbiri veya Tekbir-i Tahrimi'dir. Dünyayı haramlara; yasaklama tekbiri demektir. Yani, Allahü Ekber; Allah yücelerin en yücesi dediğimiz an namaz başlamış, dünya ilgisi yasaklanmıştır. Dünya artık ellerin arkasında kalmıştır.
2) Sonra Sübhâneke okunur. Sübhâneke'nin manası: Allah'ım, seni tesbih ve tenzih eder, hamdu senâlar arz eylerim. Senin kutsal ismin mübarek, senin azâmet ve celâlin pek yüksektir. Senden başka ilah yoktur.
3) Sonra Eûzü Besmele çekilerek Fâtiha okunur:
Hamd Rabbil âlemin olan Allah'adır:
O rahman ve rahîmdir.
Din gününün sahibidir:
Yalnız sana kulluk eder; yalnız senden yardım dileriz.
Bizi sırat-ı müstakime hidayet eyle;
O yol ki, kendilerine nîmet verdiklerinin yoludur;
Yanılgıda olanlar ve nasipsizlerin değil.
Sonra kısa bir sûre, ya da belli bir mâna mesajı olan birkaç âyet okunur.
4) Sonra rükû'a varılır. Bazı semavi dinlerde secde vardır.
Rükû yalnız İslâm Dini'nde yer almıştır. Rükû resm-i tâzimattır. Kur'an'da ayrıca ismen bildirildiğinden, rükû farzıdır. İslâm yalnız Allah'a rükû eder. Bu yüzden krallar karşısında İslâmların eğilmemesi tarihte meşhurdur.
Rükû'da 3 kez Sübhane Rabbiye'l-azîm denir. Manası: Azîm olan (azâmeti sınırsız olan) Rabbim, seni tesbih ve tenzih eylerim, demektir. Yani senin azametin ve sübhanlığına inandım. Senin yüceliğin eksiksiz, güzelliğin sonsuz ve benzersizdir (tesbih ve tenzih etmek).
Rükû'dan doğrulurken söylenen "Semiallahü limen hamideh" zikri ise: Allah kendisine hamd edeni işitir, demektir. "Rabbenâ leke'l hamdı" : Ey Rabbimiz! Hamd sana mahsustur, demektir.
5) Secde. manâ sırrının açılmasına karşı kulun huzur-u ilâhide yere kapanmasıdır. Secde zikri "Sübhâne Rabbiye'l- âlâ" ise: Ya Rabbi, seni âlâ olan sonsuz güzelliğin ve yüceliğin içinde (âlâ dışında her türlü zandan) tenzih ederim, demektir.
İlk secde kulun hamdidir.
İkinci secde ise ilâhi ceryandan doğan otomatik bir tekrardır. Rükû ve secdenin hikmetlerini çeşitli bölümlerde de açıklayacağım.
6) Ka'de, yani oturuş: İki rekât tamamlanınca, kul oturarak yeni bir niyaz perdesine geçer ve et- Tahiyyâtü 'yü okur.
Et-Tahiyyâtü'nün ilk bölümü Efendimizin miraç’ta Allah'a hitabıdır:
Bütün dualar; senâlar; kulluk ve ibâdet sanadır ve sana iştiyak duyar:
et- Tahiyyâtü'nün ikinci cümlesi Efendimize Cenab-ı Hakk'ın iltifatıdır:
Ey sevgili peygamberim! Selâmım, rahmetim ve bereketim senin üzerine olsun!
Üçüncü cümle efendimizin niyazını Allah'ın kabulüdür;
O selam bizimle birlikte salih kullarımızın üzerine de olsun.
Ve sonra bizzat Cebrail'in sözü gelir. O da Kelime-i Şahâdettir. Bizim et- Tahiyyâtü sonunda okuduğumuz Kelime-i Şahâdet, mîrac'ı seyreden Cebrail'in Kelime-i Şahâdetidir.
Demek ki, namazda otururken okuduğumuz ve bir hâdis-i kutsi olan et-Tahiyyâtü, mîrac merasiminin özet belgesidir.
İlerde bu konuyu ayrıntısıyla anlatacağım. et- Tahiyyâtü' den sonra gelen salâvat-ı şerîfelerin kelime mânalarına gelince:
Allah'ım! Muhammed'e, O'nun âline (evlat ve yakınlarına) selâmet ver; rahmet kıl. İbrahim ve âline de selâmet kılmıştın ve rahmet etmiştin. Şüphe yok ki, şanı yüce ve övülme ye lâyık olan sensin.
İkinci salâvat: Allah'ım Muhammed'e ve âline bereket ver, mübarek kıl. İbrahim ve âline de mübarek kılmıştın. Şüphe yok ki, şânı yüce ve övülmeye lâyık olan yalnız sensin.
Selâm verirken söylediğimiz cümle ise (Allah'ın selâmı ve rahmeti üzerine olsun demektir). Namazda bazı ayrıntılara ancak yorumları tamamlandıktan sonra değineceğim.
Konumuzun başında bu ana tanımları yapmaktan muradımız, gerçek namazın hikmetlerine yaklaşım sağlamak içindir Namazı bir motif olarak incelediğimiz zaman görüyoruz ki; ondaki her hareket, okunan her zikir, hâdis ve niyet açık açık kulun Allah'a yakınlığını temsil etmektedir.
Böylece yalnız kısa çevirilerden anlıyoruz ki; kimse çıkıp da namazı basit bir kalıp hareketi göremez. Aksine o, bedenden ruha, gönle kadar tüm benliğimizin Allah huzurunda bir vecdidir
Onk. Dr. Haluk Nurbaki | Damla Yayınevi


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.