![]() |
Stresle Başa Çikmanin Yollari!
STRESLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI! Ahi Evran Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şahin, herkesin kendine özgü stresle başa çıkma tarzının olduğunu belirterek, “Herkesin algı boyutu ve tepki boyutu farklı olduğundan, karakter özellikleri stresle başa çıkmada etkin oluyor” dedi. Yrd. Doç. Dr. Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her insanın aynı olay üzerinde farklı tepkiler göstermesinin bir gerçek olduğunu söyledi. Bir trafik kazası olayı izleyen insanlara, kazayı resimlemeleri istense her birinin, ayrı resim çizeceklerini ifade eden Şahin, “Herkesin algı boyutu ve tepki boyutu farklıdır. İşte bu yüzden herkesin kendine özgü stresle başa çıkma tarzı vardır” dedi. Stresle başa çıkmada kişilerin ayrı yollar izlediğinin altını çizen Şahin, bir çok kimsenin sigara yada alkolle stres atmaya çalışırken, bazılarının da içine kapandığını, kaygılı bir profil çizerek, pasifleştiğini belirtti. Stresle başa çıkmanın en önemli yolunun, değişime açık ve durumlar karşısında esnek olmak olduğunu kaydeden Şahin, şunları söyledi: “Karşılaşılan olumsuz durum yada kişiyi strese sokan durum karşısında heyecanı artırıcı, beyne olumsuz durum salgılayıcı sözler yerine kişi sakin olmalı ve olumlu tarafından bakmalıdır. Örneğin bir olumsuzluk karşısında 'öldüm, bittim, mahvoldum' yerine 'eksik olan burada neydi, bir daha ki sefere daha iyi olacağım' gibi sözlerle kişi kendini rahatlatmalıdır.” Gergin olan düşünceyi ortadan kaldırmanın kişinin elinde olduğunu bildiren Şahin, bunun hem ruh sağlığı hem de verimli düşünce için gerekli olduğunu sözlerine ekledi. (28.04.2007) Hürriyet |
Stresle Başa Çikmanin Yollari!
STRESLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI-2- Çağımızda çevresel ve sosyal uyarıcıların yoğunlaşması ve bu uyarıcıların şiddetinin gitgide artması, stres denilen olgunun ortaya çıkmasına zemin hazırlanmaktadır. Ancak stresin oluşumunda çevre kadar kendi algılama ve düşünme biçimimizin de büyük bir etkisi vardır. Kendi bilişsel yapımızı daha iyi anlayarak, stres düzeyimizi denetleyebileceğimiz görülmüştür. Eğer çevremizdeki herşeyi, siyah-beyaz gibi karşıtlıklar içinde görüyorsak, bu durumda, ben ve sen, iyi ve kötü gibi katı ayrımlar, ilişkilerimizi zıt kutuplu ve dolayısı ile gerilimli bir hale getirecektir. Stresten kurtulmak için, nesneler arasındaki bütüncül ilişkiyi ve karşılıklı bağımlılığı görebilmeliyiz, aksi taktirde hangi yöntemi uygularsak uygulayalım başarılı olamayız. Stresten kurtulmaya yönelik bazı tekniklerin yararlı olabilmesi için ilk önce bu bilincin geliştirilmesi gereklidir. v Strese yol açan temel düşünme biçimleri: Ya hep ya hiç türü düşünme: Herşeyi “siyah ya da beyaz” kategorisi içinde düşünmek. Örnek: “İnsan bir işi en mükemmel bir biçimde yapamayacaksa hiç yapmasın daha iyi” düşüncesi, Aşırı genelleme: Tek bir olaydan hareketle, bütüne yönelik olumsuz düşünceler geliştirmek. Örnek: “En iyi arkadaşım beni anlamadı, zaten beni hiç kimse anlamıyor,” Zihinsel süzgeç: Sadece olumsuz ayrıntıların alınıp onlara yoğunlaşılması. Örnek: “Bu hafta sonu sınav var. Ailemin yanına gidemeyeceğim. Zaten çalışamıyorum. Bütün aksilikler hep beni buluyor”, Olumluyu geçersiz kılmak: Olumlu olayları dikkate almayıp, olumsuz taraflarını görmek. Örnek: “Bu iyi notu arkadaşımla çalışarak aldım. Kendi kendime asla başaramazdım”, Hemen bir sonuca varmak: Küçük bir olaydan büyük sonuçlara varmak gibi. Örnek: “Daha ilk sınavdan kötü bir not aldım, bu gidişle sınıfı geçebilmem olanaksız”, Olumsuz etiketleme: Kendinizin ya da başkalarının hatalarını anlamak yerine, bunları bir kalıba oturtmak. Örnek: “O bencilin tekidir.” “Ben bir hiçim” gibi… Stres oluşturucu düşüncelerin farkında olmak ve önüne geçmek, kişinin kendi kendine ürettiği stresin azalmasına yardımcı olacaktır. v Kendi zihinsel yapımızdan kaynaklanan stresimizin dışında yaşamamızın temel stres kaynakları da şöyle sıralanabilir: Rol belirsizliği: Yaşamda kendimiz için anlamlı ve tutarlı bir rol bulamamak. Kişinin sevdiği bir mesleği uyguluyamaması, sevilen bir eş, baba, ya da kardeş olmaması gibi. Kişilerarası çatışmalar: Bu durum öncelikle kişinin kendi iç uyumsuzluğundan doğar. Kendi duyguları konusunda kendisine karşı dürüst olan bir kişi başkalarıyla daha kolay ve etkin bir iletişim kurabilir. Sorumluluk: Taşıyabileceğimizden çok daha fazla sorumluluk almamız durumunda aşırı bir stres altında kalabiliriz. Doğru zamanda, doğru şeylerin sorumluluğunu almalıyız. Ancak hiç sorumluluk almamak ve sürekli sorumluluktan kaçmak da yaşamımızda boşluk ve anlamsızlık duygularından doğan daha yoğun bir stres üretebilir. Yoğun çalışma yükü: Çok fazla iş yüklendiğimizde ya da bu işler kapasitemizi aştığında da yukarıda belirtilen durumla karşılaşabiliriz. v Stres kaynaklarıyla başedebilmek için, insanların sıklıkla kullandığı yanlış yöntemler vardır. Bunlar stresi geçici olarak engellemekle beraber, uzun vadede daha çok strese sebep olurlar, kısaca: Bazı uyumsuz davranışlar: Alkol ve maddeye sığınma, bağımlılık, saldırganlık, gerçeklerden kaçma, içe kapanma, kendine zarar verme davranışları ve depresyona girmek gibi, Kendini düşünce düzeyinde kandırmaya yönelik davranışlar: Stresi inkar etmek ve bastırmak gibi… v Stresle başetme yöntemleri üç grupta incelenebilir: Bedene yönelik yöntemler: Çeşitli gevşeme yöntemleri, nefes egzersizleri, aerobik, jimnastik, doğru beslenme, düzenli uyku. Duygu ve düşüncelere yönelik yöntemler: Yaşama iyimser gözlükle bakmak, genellemeler yapmadan olayları sürekli araştırıcı ve derinlemesine ele almak. Stres oluşturucu etkenleri bir tehditten çok ‘yeteneklerini sınama olanağı’ olarak yorumlamak, inanç ve sabit varsayımların yerine incelemeyi öğrenmek, duygularını başkalarıyla paylaşabilmeyi ve uygun bir şekilde ifade edebilmeyi öğrenmek. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.