ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=595)
-   -   Zeka Geliştiren 5 Temel Teknik! (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=367698)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 02:51 AM

Zeka Geliştiren 5 Temel Teknik!
 

Daha uzun yaşamak, daha genç hissetmek ve görünmek için
bu stratejilerinin bazılarını deneyin.



Çoğumuz anne ve babamızın yaşadığı gibi yaşlanma fikrine karşı geliriz ve bu süreçle
mümkün olduğunca mücadele edeceğimize dair yemin ederiz. Güvenli, memnun ve tıbbi
olarak daha uzun yaşamanın yollarını, kendimize izin vermeyi yaşam boyunca sağlıklı ve
mutlu kalmayı araştırırız.

Kaliteli uzun yaşamı başarmak için, düşündüğümüzden daha çok kontrole sahibiz.
Genetik, yaşlanırken bizim sağlığımızın neyin belirlediğininin sadece üçte birini oluşturur.
Bunun anlamı, günlük basit yaşam tarzı seçimlerinin nasıl iyi olacağımıza ve ne kadar
uzun yaşayacağımız konusunda çok büyük bir etkiye sahip olmasıdır.

Daha uzun yaşamak, daha genç hissetmek ve görünmek için bu stratejilerinin
bazılarını deneyin.


1. Strateji: Zekânızı keskinleştirin

Keskin bir zeka rahat olmamızı, iyi ilişkiler kurmamızı, iyi beslenmemizi ve sağlıklı bir
yaşam sürmemizi sağlar. Zihinsel aerobik yapma, hafızayı geliştirir ve Alzheimer
hastalığı riskini azalttır. Son UCLA araştırması beynimizi aktif tuttuğumuzda, şaşırtıcı bir
şekilde beyin veriminin arttığını buldu, hatta sadece birkaç hafta sonra bile.
Zekanızı keskinleştirmek için bu tavsiyeleri düşünün.zihinsel ufkunuzu genişletmek için
farklı yaklaşımlar deneyin. Bu yaklaşım, yeni bir yere yolculuk yapmak, enstrüman
çalmayı öğrenmek, balo dansı yapmak veya okula geri dönmek olabilir.

Üç Temel Hafıza Tekniğini Öğrenin ve Kullanın:

Bakın: Hatırlamak istediğiniz şeye odaklanın.
Kapın: Bilginin zihinsel kesitlerini hayal edin.
Bağlantı Kurun: Beyninizde kesitleri birbirine bağlayın / birleştirin.
Bulmacalar, oyunlar, okuma ve diğer düşünsel hobiler ile zihinsel olarak aktif kalın,
fakat beyninizi çalıştırdığınızdan ve beyninizi zorlamadığınızdan emin olun-hayal kırıklığı
ve üzüntü yaratmadan ilginizi çeken meydan okuma seviyenizi bulun.


2. Strateji: Sağlıklı ilişkiler geliştirin

Sosyal olarak bağlantı kuran insanlar, kendilerini soyutlayan insanlardan daha uzun
yaşam beklentilerine sahip olurlar.
Partnerinizle olan cinsel ilişkinizi geliştirin çünkü iyi seks daha uzun yaşamak demektir.
Bu sadece insanları birbirine yaklaştırmaz, kan basıncını düşürür, ağrıyı azaltır,
dinlendirici bir uyku çekilmesini sağlar, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir bu sayede
enfeksiyona karşı daha iyi mücadele ederiz.

Empati—Başka bir insanın duygusal bakış açısını anlama ve bu anlamayı vurgulama
kabiliyetimiz. Herkes empati uzmanı olmamasına rağmen, bize empatik yanıtlarımızı
vurgulamayı öğreten kolay egzersizlerle yeteneklerimizi geliştirebiliriz.

Dikkatli Dinleme Egzersizini Deneyin: eşinizden veya arkadaşınızdan bir duygu veya
onun için önemli olan bir konu hakkında konuşmasını isteyin ve hiç kesmeden veya
yorum yapmadan dinleyin. Gözünün içine bakın ve odaklanın. 5 dakika sonra, nasıl
hissettirdiği hakıkında birbirinizle konuşun.


3.Strateji: Stresi azaltmak

Yaşamımızdan stresi tamamen çıkartamıyoruz fakat strese karşı daha sağlıklı tepkiyi
öğrenebiliriz. Daha uzun ve daha iyi bir yaşantı sürmek için stresi en aza
indirebileceğimiz bazı adımlar:

Evinizdeki ve yaşamınızdaki karmaşıklığı kontrol edin.
Bazen bizi zorlayan insan karmaşıklığına sahip oluruz bu yüzden gerçekten ilgilendiğimiz
kişiler için daha fazla zamana sahibiz.
Yapmanız gerekenler listesinden birkaç kısmı / parçayı çıkarmayı deneyin.
Çoklu Göreve Dikkat Edin: Yavaş olun ve bir seferde bir şey alın.

Meditasyon Yapmayı Öğrenin: Düzenli meditasyon sadece stresi azaltmaz aynı zamanda,
bağışıklık sistemini güçlendirir, kireçlenmeden kronik ağrıya kadar çeşitli medikal
durumların iyileşmesini sağlar.

“Hayır” deme konusunda kendinize yetki verin. Yeteri kadar “hayır” demediğimiz zaman,
daha fazla sorumluluk alırız ve endişeli, kızgın, içerlemiş ve tutsak kalmış hissederiz.


4. Strateji: Pozitif düşünün

İyimserler, kötümserlere göre daha muhteşem bir yaşam beklentisine sahipler.Yarım bir
bardağı dolu görmeye çalışın.
Son yapılan araştırmalar, aklımıza koyduğumuzda iyimserliği öğrenebileceğimizi
gösteriyor.
Ruhsal dünyanızı keşfedin. Haftada bir ibadet evlerine katılma, hiç katılmayanla
kıyaslandığında, 7 yıl daha hayat kalma ile ilişkilendirilir.


5. Strateji: Çevrenizi düzenleyin

Çevremizin nasıl hissettiğimiz ve ne kadar yaşadığımız üzerinde büyük bir etkisi vardır.
İster tamamiyle trafik, gürültü, hava kirliliği olsun, isterse de estetik veya yatakodası
ısısı gibi daha kişisel çevresel konular olsun, kaliteli uzun yaşamımız sadece bu etkilere
adpte olmamızı değil aynı zamanda da bireysel tatlarımızı ve ihtiyaçlarımızı karşılama
için onları şekillendirmeyi öğrenmemizi gerektirir.

Evinizi veya iş yerinizi dizayn ederken işlevi ve estetiği göz önünde bulundurun.
Karmaşıklığı ve gürültüyü kontrol edin ve uykunuzu ve rahatlığınızı artıracak şekilde
yatakodanızı düzenleyin.
Güneşe, dumana, kirli havaya, ve diğer hava kökenli zehirlere maruz kalmanızı en aza
indirin.
Yolda güvende olun. Kendiniz başa çıkamıyorsanız başkasına sürdürün.

İş yerinizi güvenli ve komforlu yapın.
Konfor ve güvenlik için ergonomik dizaynlar düşünün.

Aşırı yüklü bilgiden kaçınmak için teknolojinizi yönetin.

Kaynak: internethaber.com

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 02:51 AM

Zeka Geliştiren 5 Temel Teknik!
 


melatonin hormonu

Melatonin denilen şey aslında bir hormon çeşidi ve beyin tarafından salgılanıyor. Vücudumuzdaki bir çok hormon gibi bu hormonunda bir hayli yararı var. Bu hormon, vücudumuzda “hücre yenileyici ve bağışıklık sistemini düzenleyici” etkisi ile özellikle gece karanlıkta (uzmanlara göre saat 23 – 05 arasında daha çok salgılanıyormuş) salgılanan bir hormon. Uzmanların belirttiği bu saatlere lütfen dikkat !. Gece saat 23 ile sabah 05 arası, yani bizim ortalama olarak uykuda olduğumuz zaman dilimi ve günün ışık anlamında karanlık olan bir dönemi. Ve bu zaman diliminde, vücudumuzun her milimetre karesi uykuda iken, beynimiz maalesef uyumuyor ve çalışıyor. Gördüğümüz rüyalar da beynimizin marifeti ama asıl önemli olan bu melatonin denen salgıyı salgılaması. Bu da boşuna değil elbette. Kusursuz bir yapı olan vücudumuzun yaşlanan ya da ölen hücreleri yenileniyor. Karanlık ortamda yapılan uzun ve düzenli bir uykuda,daha fazla üretilen melatonin hormonu da hücrelerin kansere karşı bağışıklığını artırıyor.

İlginç bir araştırma sonucunu belirtmek isterim. Örneğin, görme özürlü kişilerde kanserli olma oranı çok düşükmüş. Bunu, beynin çok daha fazla melatonin hormonu salgılamasına bağlıyor uzmanlar. Ama elbette ki, melatonin miktarı tek başına yeterli değil, kansere yakalanmamak için. Düzensiz hayat, düzensiz ve dengesiz beslenme, çevre kirliliği, sigaradan, aşırı stres içinde bulunmama, çalışma ortamı ve yapılan iş gibi bir çok etken var kanser sebebi olarak gösterilen. Bunlara ve nicelerine dikkat etmek gerekiyor. Eğer beyniniz, vücudunuz için gerekli olan melatonin hormonunu yeterince salgılamıyorsa, hücrelerininiz yenilenemiyor demektir. Bu da eşittir, vücut direnciniz azalıyor demektir. Dolayısı ile kansere yakalanma riskiniz çok daha fazla.

Bu hormonun temel görevi, yukarıda da belirttiğim gibi hücre sistemini yenileyerek, bağışıklık sistemimizi artırması ama asıl görevi vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamak. Bu işleme tıp dilinde Jetlag deniliyor. Her ne kadar Jetlag için “uçakla yapılan uzun yolculuktan sonra, özellikle doğu-batı veya batı-doğu yönünde 5’ten fazla zaman dilimi geçilmesiyle, yapılan yolculuklarda, zaman farklılığından dolayı ortaya çıkan rahatsızlık” deniliyorsa da, Jetlag Sendromu olarak bilinen bu rahatsızlık, “özellikle uçak yoluculukları gibi kısa zamanda uzun mesafeler alınınca, yolcunun yaşadığı coğrafi saatine adapte olan içsel (biyolojik) saati, gidilen ülkenin coğrafi saatine, gece- gündüz farklılığı nedeniyle uyuma - uyanma, yemek ve çalışma saatlerine uyum sağlamakta zorlanmasıyla, meydana çıkan uyumsuzluk belirtileridir” şeklinde açıklanabilir. Ama uzun süre uykusuz kalıp, ertesi gün yine yoğun tempoda işe başlamak ve gün içinde dalgalı seyirde yaşam temposunu ayak uydurmaya çalışmak, hatta uzun süre uykusuz araba kullanmak ta yine kısmen de olsa Jetlag’ı meydana getirebiliyor. İşte bu biyolojik saati dengeleyen tek faktör ise melatonin hormonudur. Özellikle, pilotlar ve sürekli yolculuk yapmak zorunda kalanlar, vücut saatini dengeleyen bu hormonu güçlendirmek için dış takviye yaparlar.

Peki Jetlag durumu meydana geldiğinde kendimizi nasıl hissederiz. Bu belirtiler; uykusuzluk, yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, bağırsak bozukluğu, zihinsel ve fiziksel performans kaybı, zaman ve mesafe algısı bozukluğu, reaksiyon zamanı uzaması, yargı ve hafıza kusurları, bulanık görme, vücut ağrıları, terleme şeklinde kendini gösteriyor. Bunun ilerlemesi durumunda da hem psikolojik hem de fiziksel başka yan etkiler ve rahatsızlıklarda yaşanabiliyor.

Yukarıda anlattığımız Jetlag denilen “biyolojik saat” hadisesinin sebebi olan bu hormon, diğer antioksidan tesirlerini güçlendiriyor, kanserli hücrelere karşı müthiş bir koruma sağlıyor, üreme sistemiyle bağlantısından tutun da yorgunluk, isteksizlik gibi durumların nedenlerini oluşturabiliyor. Ayrıca, bu hormon yaşlanmayı geciktirici etkisinden dolayı da üzerinde önemle durulan bir hormondur.

Edindiğim bilgilerde, işin can alıcı noktalarından birisi hormonun çocuklar üzerindeki etkisinin çok fazla olduğu. Avrupa’da lösemili çocuk hastaların gün geçtikçe artması üzerine, yapılan araştırmalarda, uzamanlar çocukların kesinlikle karanlıkta yatırılmaları gerektiğini belirtiyorlar. Çünkü melatonin hormonunun güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi olduğu tespit edilmiş ve bu hormon en iyi karanlıkta salgılanıyor. Fakat, bu hormon ışığa duyarlı ve loş odalarda bile etkilenebiliyor. Bunun için önce kendimiz karanlıkta yatmalı, yatamıyorsak maskeyle uyumalıyız ki, göz kapaklarımızın altından ışık sızmasın. her şeyden önemlisi, çocukların ileride olsaı bir lösemi hastalığına yakalanmaması ve benzer kanser hastalıklarına karşı dirençli bir vücut yapısı olması, dengeli ve başarılı bir birey olması için illa ki “karanlıkta yatırın” ve ışığı muhakkak kapatın.


Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 02:51 AM

Zeka Geliştiren 5 Temel Teknik!
 

Melatonin


Melatonin denilen hormon beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur.

Hormonun temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamak, Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu hormon.

Hormon diğer aktioksidan tesirlerini de güçlendiriyor, kanserli hücrelere karsı koruma sağlıyor, üreme sistemiyle bağlantısından tutun da yorgunluk, isteksizlik gibi durumların nedenlerini de oluşturabiliyor.

Su anda bu hormon yaşlanmayı geciktirici etkisinden dolayı da üzerinde önemle durulan bir hormon. İşin can alıcı noktalarından birisi hormonun çocuklar üzerindeki tesiridir. Avrupa da lösemili ve kanserli çocuk sayılarının artmasından ötürü yapılan araştırmalar sonucunda ailelerden istenen bir husus da çocukların kesinlikle karanlık ortamlarda yatırılmaları.

Çünkü melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Ancak, bu hormon ışığa duyarlı.
Deneylerde uyuyan kişinin hormon salgısı izlenirken ışığın açıldığında hormonun azaldığı, karanlıkta yoğun olarak salgılandığı tespit edilmiş bilimsel bir gerçek.
Lütfen karanlıkta yatın ve Çocuklarınız uyurken ışığı kapatın ...


Unutmayın körlerde kanser olma oranı yoka yakındır


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.