ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kıssadan Hisse (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=457)
-   -   Ya Resullallah! Bana İslamiyeti,Müslümanlığı Anlat (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=367133)

Prof. Dr. Sinsi 08-02-2012 01:13 AM

Ya Resullallah! Bana İslamiyeti,Müslümanlığı Anlat
 


Resulullah efendimiz, Eshabına,
dinimizin emir ve yasaklarını inceden
inceye anlatıyor,
öğretiyorlardı. Din-i İslâm'ı
herkesin anlayacağı şekilde anlatır,
önemli gördükleri bir hususu,
üç defa tekrar ederlerdi.

Hz. Ömer anlatır:

"Öyle bir gün idi ki, Eshab-ı kiramdan
birkaçımız, Resulullahın huzurunda
ve hizmetinde bulunuyorduk.
Ay doğar gibi bir zat yanımıza geldi.
Hiç birimiz onu tanımıyorduk. Yani, görüp
bildiğimiz kimselerden değildi.

Resulullah'ın huzurunda oturdu.
Dizlerini, mübarek dizlerine yanaştırdı.
O zat-ı şerif, ellerini
Resul-i ekrem efendimizin mübarek dizleri
üzerine koydu ve; "Ya Resulallah!
Bana İslâmiyeti, Müslümanlığı anlat" dedi.

Resul-i ekrem buyurdu ki:
"İslâm'ın şartlarından birincisi,
"Kelime-i şehadet" getirmektir.
(Kelime-i şehadet getirmek demek,
"Eşhedü en la ilahe illallah
ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh"
söylemektir. Yani akıl ve baliğ olan
ve konuşabilen kimsenin; "Yerde ve gökte,
O'ndan başka, ibadet edilmeye
layık hiçbir şey ve hiçbir kimse yoktur.
Hakiki mabud, ancak Allahü teâlâdır.
O, vacib-ül-vücuddur.
Her üstünlük O'ndadır.
O'nda hiçbir kusur yoktur.
O'nun ismi Allah'tır" demesi
ve buna kalb ile kesin olarak inanmasıdır
Ve yine; "O, gül renkli,
beyaz kırmızı, parlak, sevimli yüzlü,
kara kaşlı ve kara gözlü, mübarek alnı açık,
güzel huylu, gölgesi yere düşmez ve tatlı sözlü,
Arabistan'da Mekke'de doğduğu için
Arab denilen, Haşimi evladından
Abdullah'ın oğlu Muhammed adındaki
zat-ı ali, Allahü teâlânın kulu ve
resulü yani peygamberidir" demesidir.)
"Vakti gelince namaz kılmaktır.
Malın zekatını vermektir.
Ramazan-ı şerifte her gün oruç tutmaktır.
Gücü yetenin ömründe birkere hac etmesidir."

O zat, Resulullah'dan bu cevapları
işitince; "Doğru söyledin ya Resulallah!" dedi.
Biz dinleyiciler; "Hem soruyor,
hem de onu tasdik ediyor!"
diye onun bu sözüne şaştık.

Bu zat yine; "Ya Resulallah!
İmanın ne olduğunu da bana bildir" dedi.
Resulullah efendimiz de, imanın belli altı
şeye inanmak olduğunu şöyle bildirdi:
"Önce, Allahü teâlâya, meleklerine,
kitaplarına, resullerine, ahıret gününe,
kadere, hayır ve şerlerin
Allahü teâlâdan olduğuna inanmaktır."

O zat, yine; "Doğru söyledin"
diyerek tasdik etti... Sonra tekrar;
"Ya Resulallah! İhsanın ne
olduğunu da bana bildir" dedi.
Resulullah efendimiz; "Allahü teâlâya;
O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir.
Çünkü her ne kadar sen O'nu görmüyorsan da,
O seni muhakkak görür" buyurdu.

O zat tekrar; "Ya Resulallah!
Bana Kıyametten haber ver!" dedi.
Resul aleyhisselam; "Bu mes'elede sorulan
sorandan daha alim değildir" buyurdular.

O zat tekrar; "O halde onun
alametlerini bildir" dedi.
Resulullah efendimiz, "Yalın ayak, çıplak,
yoksul çobanların (zengin olarak) yüksek
bina yapmakta birbirleriyle yarış
ettiklerini görmendir" buyurdu.
Bundan sonra dönüp gitti.

Resulullah, bana dönüp;

- Ey Ömer! Soran kişinin kim
olduğunu biliyor musun? diye sordular.

- Allahü teâlâ ve Resulü daha
iyi bilir, dedim. Resulullah,

- O, Cibril (Cebrail) idi. Sizlere
dininizi öğretmek için geldi, buyurdular.

Bu hadise hadis-i şerif
kitaplarında "Cibril hadisi" olarak geçmektedir.

alıntı




Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.