![]() |
O Gün Kimse Kimsenin Günahını Yüklenemez
İkrime’den rivayet olundu: O buyurdu: Baba (ve anne), kıyamet günü, evladının eteğine yapışır (yalvarır) -”Ey oğlum! Evladım! Ben dünyada senin babandım (annen*dim). Benim kurtulmam için miskâl habbesi kadar bir haseneye (sevaba) ihtiyacım var. Eğer bana verirsen kurtulurum. Ne dersin der?” Evladı: -”Senin kendisinden korktuğun şeyden (Cehennem azabın*dan) ben de senin gibi korkmaktayım. Ben sana bir şey vere*mem!” der. Kişi, oradan eşine gider. Onun eteğine yapışır. Ona: -”Ey falanca eşim! Ben dünyada senin eşindim,” diye söze başlayıp, dünyada ona yapmış olduğu iyilikleri sayar. Ve sonra da ona şöyle yalvarır: -”Ben senden bir hasene (sevâb) istiyorum. Ben kurtuluşum senin bana hediye edeceğin bir sevaba bağlıdır. Ne dersin bana sevâb verecek misin?” Eşi: -”Sana sevabımdan bir şey veremem. Senin kendisinden korktuğunben de korkmaktayım,” der. Bundan dolayı Allahü Teâlâ Hazretleri buyurdular: (Cehennem azabından) “Hem günah çeken bir nefis, başkasının günahını çekme*yecek, yükü ağır basan onun yükletilmesine çağirsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun! [ 1 ] Yani kimin günahları ağır gelirse, hiç kimse ondan günah yükünden bir şey alıp yüklenmez. Sadî buyurdu: Herkes kaçacaktır. Sanki kendisini öldürecekmişim gibi. Ey Sadî kimseden ümit bekleme, ameli sâlih işle.“ Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri Tercümesi cilt 1 |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.