![]() |
Hz. Musa (A.S.) (İlahi Levhalar) Kıssası (Nesir Ya
Hz. Musa (A.S.) (İlahi levhalar) Kıssası (Nesir yazısı) Yeryüzünde iyilik bilmeyen bir millet vardır. Kuran-ı Kerimde İsmi zikredilen bu millet yahudilerdir. Yüce Allah Hz. Musa (A.S.) gayretiyle Yahudileri firavunun korkuç işkence ve zulmünden kurtarmıştı Yahudiler oniki kabile halinde sina çölüne doğru ilerlediler Mukaddes tur dağı civarında konakladılar Susuz, otsuz, ağaçsız bu çölde Allah israiloğullarına türlü nimetler ihsan etti Nerden geldiklerini bilmedikleri Kudret helvaları, bıldırcın etleri buluyorlardı Sonra Hz. Musa (A.S.) asa ile bir kayaya vurdu Oradan oniki pınar fışkırmıştı İsrailoğulları rahat, huzur içinde yaşıyorlardı Bir gün Allah Hz. Musa (A.S.) emretti Yanına ilahi levhaları alarak tur dağına çıkmasını emretti Allah Hz. Musa (A.S.) şöyle buyurdu Dağa yanlız çıkacak kırkgün kalacaktı Ayrıca bu levhaların üzerine İsrailoğulları için gerekli olan emir ve yasaklar nakşedilecekti Hz. Musa (A.S.) milletinden kırk gün ayrı kalacaktı Yolculuk için gerekli hazırlıklarını tamamladı Hz. Musa (A.S.) Sonra kardeşi Hz. Harun (A.S.) şu öğütleri verdi Hz. Musa (A.S.) Ben dönünceye kadar milletime sahip çık Doğru yolu bırakıp, sapıtıp azmasınlar dedi ve yola çıktı Hz. Musa (A.S.) Hz. Musa (A.S.) ilahi levhalarla tur dağına çıktı Orada sesini duyduğu Allahü Tealayı görmek istedi Yüce Allaha yalvardı Yarabbi bana kendini göster dedi Hz. Musa (A.S.) Cenab-ı hak cevap verdi Ya Musa sen beni göremezsin dedi Buna takatin yetmez Üstünde bulunduğun dağa bir bak dedi Allahü Teala dağa tecelli edeceğim, nasıl paramparça olacak dedi Hz. Musa (A.S.) dağa baktı Ansızın taşlar, topraklar müthiş bir sarsıntıyla dağılıp paramparça oldular Hz. Musa (A.S.) dehşet içinde haykırarak yere düştü Gördüğü manzara karşısında dayanamamış bayılmıştı Hz. Musa (A.S.) Uzun süre öyle kaldı Sonra yeniden duydu Allahın sözünü Kalktı ayağa yanında getirdiği levhalar yazılmış yanıbaşında duruyordu Bu ilahi levhalarda Yüce Rabbimizin emir ve öğütleri vardı İsrailoğullarının nasıl namaz kılacakları Birbirlerine nasıl davranacakları Hastalarını nasıl tedavi edecekleri Nasıl savaşacakları Ayrıca bilmeleri gereken bütün bilgiler bildiriliyordu bu ilahi levhalarda Hz. Musa (A.S.) ilahi levhaları yanına alarak tur dağından indi Ve kavminin yanına gelince şaşırdı kaldı İsrailoğulları yüce Allahı bırakmış altın bir buzağıya tapıyorlardı İsrailoğullarının altın bir buzağıya tapmaları Hz. Musa (A.S.) çılgına çevirdi Kardeşi Hz. Harun (A.S.) yakasına yapıştı Sonra Hz. Harun (A.S.) sakalından tutarak Ya Harun neler görüyorum Milletimizi bu buzağıya tapmalarını niye men etmedin Hz. Harun (A.S.) ağlayarak başladı anlatmaya Ya Musa (A.S.) sevgili kardeşim dinle dedi Hz. Harun (A.S.) Ben bu buzağıya tapmayın deseydim Bir kısmı bana inancak Bir kısmı inkar edecekti beni O zaman iki ayrı grup olacaktı Bu iki grup birbirini boğazlayacaktı Döndüğünde milleti böyle görünce Daha çok kızarsın diye korktum dedi Hz. Harun (A.S.) Ya Harun bu buzağıyı nerden getirdiler dedi Hz. Musa (A.S.) Samiri adında bir adam var onun marifeti dedi Hz. Harun (A.S.) Hz. Musa (A.S.) samiriyi yanına çağırdı Sordu ya samiri bu buzağıyı nasıl yaptın Samiri sırıtarak cevap verdi Halkta çok sayıda altın vardı Onları topladım ve erittim, buzağı şekli verdim Sonra bir gün cebrail (A.S.) insan suretinde geziyor gördüm Koşup onun yürüdüğü topraktan bir avuç aldım Yaptığım altın buzağının üzerine o toprağı serptim Bunun üzerine altın buzağı canlı gibi böğürmeye başladı Halk bunu duyunca haşa Allahımız budur diye tapınmaya başladı Ya samiriAllah san şiddetle azap edecektir Senin yüzünden bu insanlar korkunç bir günaha düştü dedi Hz. Musa Hz. Musa kavmini başına topladı İlahi levhada yazılı olanları kavmine okudu Allahın emirlerini gereğince Onların işlerini düzenlemeye koyuldu Daha sonra oradan kalkıp filistine doğru yola çıktılar Hz. Musa (A.S.) kavmine savaşmayı öğretmek için bölüklere ayırdı Filistinliler puta tapan isyankar bir kavimdi Yüce Allah Hz. Musa (A.S.) ve kavmine filistinlilerle savaşmasını emretti Bu düşüncesini israiloğullarına bildirince şaşırıp bağırdılar Ne demek istiyorsun ya Hz. Musa (A.S.) dediler Bizi mükemmel olan mısırdan çıkardın, çöllere düşürdün Şimdi filistinlilerle savaşmamızı istiyorsun Hayır filistinlilerle savaşmayı kabul etmiyoruz dedi israiloğulları Bu konuşma devam ederken Yüce Allah gazaba gelmişti Ansızın bir dev kaya yerden kopup havaya yükseldi Nankör yahudilerin başları üzerine gelip durdu İsrailoğulları dehşetle irkildiler, bağırdılar O kaya düşecek olsa, hepsi yok olacaktı Ya Hz. Musa (A.S.) diye yalvardılar bizi kurtar dediler Rabbine dua et Hz. Musa (A.S.) Söz veriyoruz filistinlilerle savaşacağız dediler İsrailoğulları Bundan sonra emrinden ayrılmayacağız diye söz verdiler Hz. Musa (A.S.) Hz. Musa (A.S.) dua etti o büyük kaya başları üzerinde durdu, düşmedi İsrailoğulları tehlike geçince sözlerinden geri döndüler Filistinlilerle savaşmayacağız dediler Birkaç gün sonra içlerinden biri ölü olarak bulundu Hz. Musa (A.S.) ulu peygamber sordu kavmine Bu adamı kim öldürdü ortaya çıksın dedi Fakat hiç kimse yeniden kıpırdamadı İsrailoğulları biliyorlardı ki Allahın emri ğereği adamı suçsuz yere öldüren, idam edilecekti İslama göre göze, göz çıkarılacak ve diş kırmaya ise diş kırılacaktı Hz. Musa (A.S.) Allaha yalvardı Yarabbi kimse suçu üzerine almıyor Katilin kim olduğunu bildir bana dedi Cenab-ı Hak şöyle vahyetti Hz. Musa (A.S.) Bir sığır kesip, derisiyle ölüye vurun dedi Allhaü Teala O zaman o ceset kendisini kimin öldürdüğünü size söyleyecek dedi Hz. Musa (A.S.) durumu kavmine iletince İşi zora koşmaya başladılar Ya Musa o sığır nasıl bir sığırmış Allah onu bize bildirsin dediler Allahın emrini iletti Hz. Musa (A.S.) Bu sığır ne çok yaşlı, ne de pek körpe değil İkisi ortası bir sığırmış ve rengi sarı renkteymiş dedi İsrailoğulları Ya Musa bütün inekler birbirine benzer dediler Nihayet Hz. Musa (A.S.) ve kavmi bu buldular sonunda Hz. Musa (A.S.) o ineği kesip, derisini öldürülen insanın cesedine vurunca Ölü dirilip kendisini kimin öldürdüğünü açıkca bildirdi Bunun üzerine Hz. Musa (A.S.) katili yakaladı Ve katili islama göre idam ettirdi. Aradan epeyce zaman geçti Yahudiler lüzumsuz yere sızlanıyorlardı Mısırda geldik rahatımız kaçtı Çöllerde aç, susuz kaldık diyorlardı Hz. Musa (A.S.) israiloğullarının bu sözleri üzerine şakınlıkla bakıyordu Yeniden kavmini topladı başına Hz. Musa (A.S.) Allah filistililerle savaşmamızı istiyor Artık bu emre uyun diyordu İsrailoğullarına Korkuyla titrediler bu emre razı olmadılar Dediler filistinliler çok güçlü biz ölmek istemiyoruz dediler israiloğulları Hz. Musa (A.S.) kavmini yeniden ikaz etti Hz. Musa (A.S.) ey israiloğulları dedi Allahın nimetlerini hatırlayın Oğullarınızı boğazlıyan, sizleri köle gibi çalıştıran Firavunun şehrinden kurtuldunuz Allah denizi yarıp size yol açtı Sonra Allahı inkar edip buzağıya tapıyordunuz, Allah yine sizi affetti Allah size bıldırcın eti ve kudret helvası ikramında bulundu Bir kayadan su ihtiyacınız için oniki adet oluk, oluk pınarlar çıkardı Çölün hararretinden korusun diye buluttan size şemsiyeler yaptı Artık Allaha itaat edin Korkmadan filistinlilerle savaşın dedi Hz. Musa (A.S.) İsrailoğulları Hz. Musa (A.S.) bu ikazını dinlemedi Hayır savaşmayacağız dediler Hz. Musa (A.S.) kederleniyor gözlerinden yaşlar akıyordu Artık kesinlikle anlamıştı Hz. Musa (A.S.) İsrailoğulları kadir, kıymet bilmez zalim bir topluluktur Hz. Musa (A.S.) diz çöküp Allaha yalvardı Yarabbi kardeşim Hz. Harun (A.S.) başkasına söz geçiremiyorum Artık bizimle bu yoldan çıkmış milletimin arasını ayır Duamı kabul et Yarabbi dedi Hz. Musa (A.S.) Allah buyurdu o topraklar kırk yıl haram kılındı onlara Çöllerde binbir kahır içinde yaşayacaklar Allah sen o asi millet için üzülme dedi Hz. Musa (A.S.) Hz. Musa (A.S.) ve Hz. Harun (A.S.) oradan ayrıldılar Sonra şiddetlibir rüzgar esmeye başladı Çölün kumunu, toprağını birbirine karıştırdı, müthiş bir rüzgardı bu İsrailoğullarının barındıkları çadırlar uçuyor, uzakalra savruluyordu Şimşekler çakmaya, yıldırımlar düşmeye Korkunç bir yağmur, yağmaya başladı Sonra ortalık zifiri karanlığa büründü Göz gözü görmüyordu Nankör israiloğulları panik içinde sağa, sola koşuyorlardı Ayrıca bağırıp, çağırıyorlardı Bu afetler günlerce devam etti Yahudiler çil yavrusu gibi dağıldılar çöle Yüce Allahın verdiği nimetlere nankörlük eden bu millete Hak ettiği cezayı vermişti, hepsi öldüler İsrailoğulları Allahın azabını buldu İmansız kavime bu son oldu |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.