ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Serbest Forum (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=151)
-   -   Bir Misyonerin Türkiye Gunlugu (Sonuna Kadar Okuyun) (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=36607)

x_KuMSaL_x 01-22-2008 03:28 PM

Bir Misyonerin Türkiye Gunlugu (Sonuna Kadar Okuyun)
 
8 Temmuz
işte Türkiye'deyim; bölge sorumlusu Tommy arkadaşla
havaalanından kalacagımız eve giderken hayli uyarıcı bilgiler aldım;
"Hemen başlama, biraz sagını solunu tanımalisin; Türkler acayip bir millettir"
filan diye bir şeyler söyledi, ama aldirış etmedim. Bir dakika bile zayi edilmemeli; görev kutsal, görev agır.

9 Temmuz
Tommy'nin yanıldıgı açık; bugün ilk tebligimi yaptım bile.
Adam parkta öylece oturuyordu.
Söyledigim her şeyi gülümseyip basıyla tasdik ederek saatlerce dinlerken
ruhumun göklere degdigini hissetmiştim. Bizi seyreden simitçi, sonradan o
adamın sagır oldugunu söyleyince biraz moralim bozuldu ama olur öyle şeyler.

11 Temmuz

Üçüncü gün; Tommy hâlâ "erken henüz" diye ısrar ediyor.
Mânâsız bir ısrar bu; kurtulması gereken o kadar çok ruh var ki burada.
Çorap almaya inmiştim semt pazarına. Nasıl oldu anlamadım ama eve dönerken
artık benim altili çelik tencere takımım vardı.
Önemli degil, tencere gerekli bir araç nasıl olsa. Tencereci arkadaşa müjdeyi teblig ettim.
"Ayıpsın abi, Hazreti isâ' ya can fedâ." dedi, ben agladım.
Söz verdi, pazar toplantılarına gelecek; hatta bana bir adres bile verdi.
O adrese gidersem bir sürü insanı misyona katabilirmişim.

21 Temmuz

Tommy hâlâ "gitme, bak karışmam" diyor; işte bu aşırı
ihtiyatkârlık yüzünden buralarda isa'nın mesajı yeterince bilinmiyor zaten.
Gittim; şehrin kenarında kalabalık bir mahallede bir apartmanın altıncı
katına çıktım. içeride bir hayli erkek vardı; beni içeri aldılar, mobilyasız bir
salona geçtik. Çay getirdiler; hatır sordular. Tam lâfa başlarken biri parmağıyla
"sus" işareti yaptı. içeriden yaşlıca bir adam çıkıp salona gelince herkes gibi ben de
ayağa kalktım. Sonra adam konuşmaya, bir nevi vaaz vermeye başladı. şöyle
bir dinledim; eh fena şeyler degil. Toplantıdan sonra herkes birbirine sarıldı,
yeniden çay ikram edildi. Burayı sevdim, yarın da gelecegim.


2 Agustos
Yine aynı şeyler oldu; bir ara fırsat bulup salondaki arkadaşları
misyona kazandırayım dedim. Tam "isa" demiştim ki, ihtiyar vaiz
"isa dedin de aklıma geldi." deyip çok tatli bir bahis açtı.
Öyle güzel anlatıyor ki başladım aglamaya. Zor teselli ettiler; sonra
ortaya sofra geldi. Yemek yedik. Kuşbaşılı pilav nefisti; hele cacık!


12 Agustos
Tommy beni tesbihle oynarken yakaladı. "Nereden buldun"
diye sıkıştırıyor. "Dükkanın birinden aldım." dedim. Tesbih bana iyi
geliyor, meditasyon yerine geçiyor. Bir tane de Tommy'e mi alsam?


6 Eylül
Bugün hep birlikte camiye gittik. "Bakayım" dedim burada neler
yapıyorlar, nasıl ibadet ediyorlar. Mecit diye bir temiz yüzlü arkadasım var cemaatten.
Bana abdest almayı ögretti caminin avlusunda. Tuvaletleri pek temiz degil ama
abdest çok güzel bir olay. Fırsatını kolluyorum; bunların hepsini Protestan etmezsem
bana da Mahmut demesinler!


16 Eylül
"Nereden çıktı bu Mahmut?!" diye çıldırdı Tommy. "Kod adım." dedim.
Anlamadı. Anlamaz tabii. Ben ne yaptıgımı biliyorum. şimdilik sesimi çıkarmıyor,
toplantılara muntazaman devam ediyorum; ezan okununca "Hadi camiye gidelim Mahmut"
diyorlar, gidiyorum. "Neler okuyorsunuz fısır fısır?" diye sordum. Ögrettiler. Fatiha çok
güzel bir sûre. Tommy'e de ögretmeliyim.

1 Ekim

Tommy beni evden atmaya kalkıştı dün. "Seni kandırıyorlar,Müslüman yapacaklar enayi."
diye çıkıştı. itiraz ettim, "Ben bunlarin içyüzünü öğrenmeye çalışıyorum Pastör Tommy." dedim.
"Sırlarını ögrendigim an, bunları sürü halinde önüme katıp Sarayburnu' ndan
denize sokup cümlesini
birden çatır çatır vaftiz etmezsem bana da Mahmut demesinler." dedim. "Çık dışarı *****."
diye kovdu beni. Misyondan gelen aylıgımı da kesti. Vermezse vermesin,
cemaatteki arkadaşlar aralarında para toplayıp verdiler. Geceyi ucuz bir otelde geçirdim. Bugün
Mecit'in evine taşınıyorum. Az kaldı az.. Dayan oglum Mahmut!

6 Kasım
Mecit benim için istihareye yatmış; "Yeşil gördüm Mahmut." dedi, "Nurlar içindeydin,
hidâyet nasip oldu sana ne mutlu." dedi. Tabii aldırış etmiyorum, fakat
hoşuma gitmedi de degil.


9 Kasım

Bugünlerde cemaate ingilizce dersleri vermeye başladım; sabah namazınıtopluca edâ ettikten
sonra kuşluk vaktine kadar ders veriyorum. Kuşlukla ögle arasında tefsir
dersleri yapıyoruz. Beni artık iyice kendilerinden zannediyorlar.

21 Kasım

Yeni damat oldugum için dört günden beri günlük yazamadım. Mecit'in
teyzesinin kızı Sabiha ile nikahlandık dün. Nikâhımızı Saadettin Hoca kıydı sağ olsun.
Sünnet dediğin ise sinek ısırıgı gibi bir şey zaten, çabucak geçti. Bu
sabah yolda Tommy ile karşılaştık. "Kiliseye yazdım, seni defterden sildiler." dedi.
Güldüm, hâlâ o bayatlamış misyoner kafası işte. Benim din değiştirdiğimi sanıyor...

Halbuki ben...


28 Kasım

Ne kadar üzgünüm. Mecit, "Nasip degilmiş, seneye gidersin" diyor.
Hac kayıtları kapanmışmış. istesem ecnebi pasaportumla Mısır üzerinden vize alır
giderim, ama ben olayı içeriden, herkesle bütün mü'minlerle birlikte yaşamak istiyorum

oysaki.

19 Aralık

Sabiha ile teheccütten sonra Yaşar Hoca mevzusu geçti aramızda.
Yav bu Yaşar Nuri Hoca iyi adam hoş adam fakat ne bileyim çok modern bir duruşu var gibi sanki;
hani, "islâm'ı en iyi ben bilirim" şeklinde bir dayılanma.
Ögleden sonra yayıncımla sözlü anlaşma yaptık; ilk eserim iki ay sonra çıkıyor:
"islâm'in selefî boyutlarına dinamik bakışlar".
Yayıncım, "fiyatı iki lira yaparsak üç yüz bin satarız." diyor.

vahdet_vural 01-22-2008 04:34 PM

Cevap : Bir Misyonerin Türkiye Gunlugu (Sonuna Kadar Okuyun)
 
abi çok hoş bir duygu tüm masonlarda böyle olsalar keşke

meLankoLik_asaLet 01-22-2008 04:42 PM

Cevap : Bir Misyonerin Türkiye Gunlugu (Sonuna Kadar Okuyun)
 
hmm çoqq güsel

paylaşm için tşkler


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.