![]() |
Ne idik,Ne olduk!...
Bu köşeyi siz deÄŸerli dostlarımla,okuduÄŸum ve paylaÅŸmak isteÄŸim bir kitap için açtım.Kitabın ismi “Ne İdik Ne Olduk”.Kitap ünlü tarihçi Semiha AYVERDİ’nin hatıralarından oluÅŸmakta ve bizlere çok önemli mesajlar vermekte,o yüzden bu hatıraları sizinle paylaÅŸmak istedim.Birkaç haftada bir yeniliyeceÄŸim inÅŸ.DeÄŸerli yorumlarınızı bekliyorum…
KAYBOLAN MİRAS Dost çevremizin,Sâdiye Kabartay Hanım isminde ve ihtiyarlığı,ruhen ve hissen yanından kovalayıp uzaklaÅŸtırmış,yaÅŸlı bir yakını vardı.ÇoluÄŸunu çocuÄŸunu sevdiÄŸi gibi,bizi ve bütün insanları sever,kusurlarını hoÅŸ görür,alınmaz,darılmaz,canlı,neÅŸ’eli,mütevà ¢zı,cömert,imanlı ve tatlı dilli bir müstesna insandı. Vefa’da büyük fakat çok harap olan ahÅŸap evini,bölük bölük kiraya verip,kendi de üst katında otururdu. Günlerden bir gün bölüklerinden birini kiralayan iki erkek kardeÅŸten büyüğünün yaptığı elbise askılarını,küçük kardeÅŸinin omuzundaki sırığa geçirip mahalle mahalle dolaÅŸarak sattığını,böylece de nafakalarını çıkardıklarını öğrenir.Bu arada,satışı yapan gencin,taşıdığı ağırlıktan dolayı omuz adelesinin yıpranıp omuzunda,adeta mor bir oyuk meydana gelmiÅŸ olduÄŸunu,güler yüzüne yakışmayan bir acı ile ifade etmiÅŸti. Uzun zaman sonra Sâdiye Hanım’ın dehÅŸete düşerek öğrendiÄŸi bir hazin hakikat da bu gençlerin,Kara Mustafa PaÅŸa ahfâdından oldukları keyfiyeti olmuÅŸtu. Biliyoruz ki,Merzifonlu Kara Mustafa PaÅŸa,Osmanlı vezirleri arasında,kapı halkı en kalabalık olan devlet adamı idi.Tarihler,beÅŸ bini byulan bu kalabalığı idare etmek için büyük bir servet gerektiÄŸini söylerler. Köprülü Ocağı’nın feyzi içinde yetiÅŸmiÅŸ olan Kara Mustafa PaÅŸa,zekasını,tecrübe ve dirayetini gölgeleyen gururu yüzünden ayağını sürçmekten kurtaramamış,böylece de “kaza-i mübrem” hükmünü icra etmiÅŸtir.PaÅŸa Osmanlı Devleti’nin ÅŸanslı vezirleri kafilesinden biri olarak zikr edilse revâdır. Çarşıkapı’daki külliyesinin kitabesinde,canına mâl olan 1683 Viyana Bozgunu’nun alnına vurduÄŸu kader çizgisi,üstü kapalı olarak belirtilmiÅŸtir. IV.Mehmet devrinin bu kudretli veziri,Köprülüler’den sonra,Osmanlı Devleti’nin idare çarkını muvaffakiyetle elinde çeviren adamdı.O muazzam dümeni döndüren kimsenin,emri altında bulunan kapı halkı,birkaç beÅŸbin dahi olsaydı,genede rahatlıkla idare edebilirdi. Aradan geçen asırlardan sonra,bugünün yaÅŸlıları,altmış beÅŸ-yetmiÅŸ sene evveline kadar olan kimseler,Türk aileleri içinde,üç-dört yüz kiÅŸi kapı halkı olan varlık ve dirlik sahipleri bulunduÄŸunu hatırlarlar. Amma,ÅŸimdi uzak ve yakın tarihin o debdebe,dârat ve ihtiÅŸamından arta kalmış bir iz ve eser bulmak ne mümkün? Saray yavrusu kâşâneler,konaklar,köşkler ve yalılar arası saltanat sürmüş vezirin,harap bir evin iki odasına sığınmış iki fakir torununu düşünmek,geçmiÅŸle hâli kıyaslanacak en hazin endâze… Başımızı çevirip Türk’ün en az bin senelik geçmiÅŸine baktıktan sonra,gözlerimizi bugüne gezdirecek olsak:”Ne imiÅŸiz,ne olmuÅŸuz?”demekten gayri söylenecek söz bulmak güç,belki muhal. “Neden o zirvelerden bu çukura indik?Neden yeri göğü titreten sesimiz kısıldı?Neden sadaka verdiÄŸimiz milletlerin iânesine el açmış bulunuyoruz?”diye dört duvar arasında söylenmeyi bırakmak ve bu suallerin altında çöreklenmiÅŸ gaflet ve hatalarımızı yakalayıp,dolu dizgin,üstlerine gitmemiz gerekmez mi? |
Cevap : Ne idik,Ne olduk!...
" Gaflet ve hatalarımızı yakalayıp, dolu dizgin, üstlerine gitmemiz gerekmez mi ? " Özellikle bu sözü anlayabilmek için önce hatalarımızı iyice bilmemiz gerekiyor. Öylesine uyutulmuş gidiyoruz ki, bırakın hataları, eline baktığımız devletlerin daha yakın geçmişini unutmuş gibiyiz. İki gün önce Mehmeçiğin kafasına çuval geçirenler, bugün medyamızca göklere çıkarılıyor, var güçleriyle övülüyor.
Bu millete yanlışlar doğru gibi gösterilince de elbet üstüne gidilecek bir konu olmadığını düşünüyorlar. Eğitimin önemli yapıları okullarımız, cahilleştirme politikasının kurbanı durumda her geçen gün can çekişiyor. Kimi kurumlarda tarihimizi bile düşmanların dilinden okumaya başlamışken, hiç onlar bize bu çelişkileri işaret eder mi ? Neydiniz bakın ne oldunuz , der mi ! Dinimiz ne güzel demiş ; doğru bildiğini anlatmakla hüzümlüsün diye. Çözüm yine bu vahim durumun farkında olanlarda, çözüm yine bizlerde. Bileni bilmeyeni farketmez, durumun ciddiyeti herkeze farkettirilmeli. Güzel bir dil, sağlam denillerle... Değerli ve oldukça anlamlı paylaşımınız için teşekkürler edenbulur23. Konunuzun devamını dilerim... |
Cevap : Ne idik,Ne olduk!...
Saolasın [KAPLAN].inş herkes bişeylerin farkına varacak...
|
Cevap : Ne idik,Ne olduk!...
Teşekkürler edenbulur23 çok yararlı ve akıllıca bir paylaşım daimi olmasını temenni ediyorum.
|
Cevap : Ne idik,Ne olduk!...
ben tşkkür ederim mate.değerli yorumlarınızı bekliyorum :))
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.