![]() |
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982 Anayasası olarak bilinen anayasa değişikliği, Türkiye Cumhuriyeti'nin hâlihazırdaki anayasasıdır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında hazırlanmış ve 18 Ekim 1982 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin1982'de yapılan halk oylamasına katılan %91.3 oranında seçmenlerin %82.7'si "evet" %8.6'sı "hayır" oyu kullanmıştır. Bu oran 1961 Anayasasının %61.5 olan "evet" oylarına göre çok yüksek bir kabul düzeyini yansıtmaktadır. Bu yüksek kabul oranının sebepleri arasında MGK'nin partiler üstü görünümü, medyanın sıkı denetim altında tutulması, siyasî partilerin kapatılmış ve değişik görüşlerin ortadan kaldırılmış olması, 1980 öncesinin halkta derin izler bırakması, şiddet olaylarına tepki, eski siyasî iktidarlara güvensizlik ve referandumum sonucunun "hayır" çıkması dahilinde olacakların belirsizliği sayılabilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Başlangıç, Genel Esaslar, Temel Haklar ve Ödevler, Cumhuriyetin Temel Organları, Mali ve Ekonomik Hükümler, Çeşitli Hükümler, Geçici HükümlerSon Hükümler olmak üzere toplam sekiz bölümden oluşur. Ana ilkeleri Anayasada devlet, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlamaktadır. Devletin şeklini, dilini, başkentini ve rejimin temel özelliklerini belirleyen ilk üç madde 4. maddede belirtildiği üzere değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Egemenlik TBMM bünyesinde vücut bulur ve kayıtsız şartsız milletindir .İlk üç maddede laiklik, sosyal eşitlik, kanun önünde eşitlik, cumhuriyet idaresi ve ülkenin bölünmez varlığı konu edilmektedir.Ayrıca yasama, yürütme ve yargı arasında yatay mânâda bir denklik yaratılmış ve bu üç erk biribirinden kesin çizgilerle olmasa da ayrılmıştır. Yasama yetkisi Türk Milleti adına TBMM'nindir ve bu yetki devredilemez TBMM için 1961 sisteminin getirdiği çift kanatlı parlamento sistemi terk edilmiş meclis tek çatı altında birleştirilmiştir. Yürütme yetkisi ise aynı zamanda devletin başı olan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu'na verilmiştir. Genel değerlendirme Olağanüstü hal rejimlerini düzenleyen maddeleri (mad.119, mad.120, mad.121 ve mad.122) ve yine bununla alakalı olarak kısmi bir yasama yetkisi devri sayılabilecek Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ve Olağanüstü Hal (İki çeşit OHAL, sıkıyönetim ve de seferberlik ve savaş hali olmak üzere 4 adet OHAL belirtilmiştir.) dönemlerinde Bakanlar Kurulu'nca çıkarılabilen OHALcunta döneminde yapılmış uygulamaları ve çıkarılmış bulunan yasaların Anayasa'ya uygunluğu bakımından herhangi bir denetimi yasaklamaktadır. Ayrıca 1982 anayasası Kazuistik (her şeyi kuralla çözme yöntemi, ayrıntıcı) bir anayasadır. |
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982)
1982 Anayasası <o:p></o:p>
<o:p></o:p> 12 Eylül 1980 askerî müdahalesi ile 1961 anayasası yürürlükten kaldırılarak, parlamento feshedilmiş, siyasal partiler kapatılmıştır.Bu askerî müdahale sonrasında da yeni bir Kurucu Meclis oluşturulmuştur. Millî Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi olmak üzere iki kanatlı bir şekilde oluşturulan bu Kurucu Meclis, anayasal ve yasal bir çatı oluşturmak, yeni bir anayasa hazırlamak ve TBMM açılana kadar yasama görevini yapmak gayesine yönelik olarak kurulmuştur. <o:p></o:p> <o:p></o:p> Danışma Meclisi tarafından kabul edilen ve Millî Güvenlik Konseyi’nce son şekli verilen anayasa,7 Kasım 1982’de halkoyuna sunularak ,% 92 kabul oyu ile yürürlüğe girmiştir. <o:p></o:p> Cumhuriyetin vazgeçilmezliğinin ve millî egemenliğin bir kez daha vurgulandığı 1982 anayasasında, Türk Devleti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak nitelendirilmiştir.1961 anayasasının başlangıç kısmında yer alan “Türk Milliyetçiliği” deyimi tartışmalara yol açtığı için, 1982 anayasasında “Atatürk Milliyetçiliği”ne bağlılığın devletin temel nitelikleri arasında gösterilmesi önemli bir yenilik olarak göze çarpmaktadır. <o:p></o:p> Yasama organı yeniden düzenlenerek 1961 anayasasıyla kurulan Cumhuriyet Senatosu kaldırılmış ve yeniden tek meclisli sisteme dönülmüştür. <o:p></o:p> <o:p></o:p> Yürütme konusunda ise 1961 anayasasındaki sistem aynen korunmuş olmakla birlikte,bir farklılık olarak cumhurbaşkanının meclisi feshetme yetkisi biraz daha genişletilmiştir.Buna göre 45 gün içinde bir hükümet kurulamaz veya güvenoyu alamazsa, cumhurbaşkanı meclisi dağıtıp, ülkeyi seçime ***ürebilecektir. <o:p></o:p> <o:p></o:p> Temel hak ve özgürlükler ise 1961 anayasasında olduğu gibi geniş ve kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş olmakla birlikte, kısıtlayıcı bir anlayış benimsenmiştir. <o:p></o:p> <o:p></o:p> Din derslerinin ilk ve orta öğretimde okutulacak zorunlu ders kapsamına alınması, 1982 anayasasının en çok tartışılan yönlerinden birisini oluşturmuştur. <o:p></o:p> <o:p></o:p> Türk toplumu 1876’da günümüze kadar beş farklı anayasa ile yönetilmiştir. Günümüzde anayasa tartışmalarının hala devam ettiği düşünülürse, anayasadan kaynaklanan sorunların çözüme kavuşturulduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. 1924 anayasası dışında kalan (1876-1921-1961-1982) diğer dört anayasa, olağanüstü dönemlerin ürünü olarak, yine olağanüstü şartlarda oluşturulan kurullar yada kurucu meclisler tarafından acele ile hazırlanmıştır. Dolayısıyla olağanüstü dönemlerin etkisini yitirmesi ile mevcut anayasanın da yetersizliği de ortaya çıkmıştır. Türkiye’de bütün kesimlerin uzlaşmasıyla hazırlanacak sivil bir anayasa ile devlet-birey, devlet-toplum, toplum-birey, birey-birey ilişkilerinin sağlıklı bir temel üzerine oturtulması sağlanabilir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.