ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Köşe Yazıları (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=494)
-   -   Tarımın Bilinçli Yok Edilişi - 10 (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=35835)

[KAPLAN] 01-05-2008 01:09 PM

Tarımın Bilinçli Yok Edilişi - 10
 






Pamuk elimizden uçuyor

Pamuk üreticisinin ABD’den getirilen ucuz ithal pamuk karşısında gücü tükendi. Ege’de son yıllarda ekim alanları yarı yarıya azaldı.

Dünyada sınırlı sayıda ülkenin ekolojisi pamuk tarımına elverişlidir. Dünya üretiminin yüzde 80’ini sadece 8 ülke gerçekleştirmekte. Ülkemiz de bu 8 ülkeden biridir. Tabii ki şimdilik... Pamuk, ülke ekonomisine sağladığı katma değerle yaklaşık 6 milyon kişinin geçimini sağlayan bir endüstri bitkisidir. Şimdi bu 6 milyon insanın ekmeği ile oynanmakta, Türkiye’nin en önemli ürünlerinden biri olan pamuğun üretimi, büyük bir riske atılmaktadır.

Üretici, kendi evindeki
lokmasından oluyor!
Dünya piyasalarında pamuğun fiyatı çeşitli desteklemelerle düşürülmüştür. Bu yüzden pamuk kendi ülkesinde, diğer ülkelerin ucuz pamuğu ile rekabet etmekte zorlanmaktadır. Yani üreticimiz, artık kendi evindeki lokmasından edilmektedir.
Gümrük Birliği’nden dolayı pamukta herhangi bir koruma uygulaması yapamamamız, ABD’nin uyguladığı düşük faizli ucuz GSM kredileri ile ithal pamuğun daha cazip hale gelmesi, ülkemiz pamuk üretim alanlarının her geçen gün azalmasına sebep olmakta.

8 yılda girdi fiyatı 11 kat,
pamuk fiyatı 4.7 kat arttı
Üreticisi pamuk yerine alternatif ürün aramakta, Ege, Çukurova ve Akdeniz bölgelerinde ekim alanları gittikçe daralmaktadır. Örneğin Ege’de sadece son 5 yılda yüzde 48, Çukurova’da ise yüzde 16’lık bir azalma gerçekleşirken, Antalya’da 1980’lerde 450.000 dekarda pamuk üretimi yapılırken bugün bu alan 55.000 dekara inmiştir. Pamuğa verilen primde bir önceki yıla kıyasla artış olmasına rağmen, pamuk üretiminden kaçışın devam ettiği görülmektedir. Alternatif ürün ekebilecek yörelerin

üreticileri, birer birer pamuğu bırakmaktadır.
Herhangi bir çözüm yolu aranıp bulunmadığı takdirde, pamuk üretimi tarihe karışacaktır. Bunu anlamak için şu rakamlara bakmak yeterlidir:1998 yılından 2006 yılına kadar enflasyon 8 kat, girdi fiyatları yaklaşık 11 kat artarken, pamuk fiyatları sadece 4,7 kat artış göstermiştir.
Alınması gereken tedbirler
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, bu konuda hükümeti uyardı ve alınması gereken tedbirleri açıkladı:
“Tekstil sanayinin ham maddesi olan pamuğun üretimindeki girdi kalemlerinde maliyetlerin çok yüksek oluşu üretimin her yıl daha da azalmasına sebep olmaktadır. Tohumluk, ilaç, gübre, elektrik, mazot gibi girdi kalemlerinde ödenen ve üreticiye geri ödemesi yapılmayan KDV oranları düşürülmelidir.”
Tarım Satış Kooperatifleri
mutlaka desteklenmeli
Pamuk pazarlamasında ve piyasa oluşumunda en önemli kurumlardan olan Tariş, Çukobirlik gibi Tarım Satış Kooperatiflerinin, yeniden yapılanma sürecinde maddi destek kaynaklarının kesilmiş olduğunu ifade eden Bayraktar, “Birlikler ürün fiyatlarını kendi imkanları ile açıklamaktadırlar. Ülkemizin en güçlü üretici birlikleri olan Tarım Satış Kooperatiflerinin düşük faizli kredi ile desteklenmesi gerekmektedir” dedi. Öncelikle bir ulusal pamuk politikasının belirlenmesi gerektiğini ve üreticilerin yeniden üretime dönmeleri için dünya piyasalarındaki pamuk fiyatları ile rekabet edebilir bir ortamın yaratılmasının şart olduğunu ifade eden Şemsi Bayraktar, oluşturulan pamuk ihtisas borsalarının da bu konuda faydalı olacağını söyledi.

*****

Pamuğun stratejik önemi
Pamuk, tekstilden barut ve film malzemesi yapımına kadar 50 çeşit sanayi kolunun hammaddesini oluşturan çok önemli bir tarımsal üründür. Türk tekstil sanayi, ekonomiye sağladığı katma değer, döviz miktarı, istihdam hacmi ile ülkenin yüzünü güldüren vazgeçilemez bir sektördür. Bu sektörün stratejik ham maddesi ise pamuktur. Pamuk, tekstil sanayimizin olduğu kadar harp sanayinin de önemli bir hammaddesidir.

6 milyon kişi geçiniyor
Pamuk ayrıca bir yağ bitkisi olup tohumu, gıda sanayinde bitkisel yağ üretiminde kullanılmaktadır. Arta kalan küspesi ise, proteini yüksek bir hayvan yemi olarak büyük önem taşır. Pamuğun uluslararası ticarette de yeri büyüktür. Sentetik elyaf üretimi karşısında dahi öneminden bir şey kaybetmemiş olan pamuktan ülkemizde altı milyon kişi geçimini sağlamaktadır.

****

ŞEKER fabrikasını bize sat ettiğin kârı hazineye
bağışlayalım!

Şeker Yasası ile şekerpancarı üretimimiz 18 milyon tondan 11 milyon tona düşerken, sıra şeker fabrikalarının yok edilmesine yani özelleştirilmesine geldi. Erzurum Ziraat Mühendisleri Odası, Erzurum’daki fabrikaya, çok cazip bir teklifle şimdiden talip olduğunu açıkladı.

Kâr etmezse geri al!
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şubesi olarak Erzurum Şeker Fabrikası’na talip olduklarını belirten Şube Başkanı Okan Demir, TMSF’nin karşısına çok cazip bir teklifle çıkıyor: “Zarar ettiğini söylediğiniz bu fabrikayı bize parasız verin. Biz de buna karşılık bu fabrikayı kâra geçirip, her yıl net kârını Hazine’ye bağışlayalım. Bunu yapacağımıza dair aramızda bir de sözleşme imzalayalım. Şayet kâra geçiremezsek, elimizden alın. Biz kendimize güveniyoruz. Siz de gelin, yörenin ziraat mühendislerine güvenin ve yörenin halkını işinden, aşından etmeyin.”

Tek bir fabrikayı kapamanın bilançosu bile 3 milyar dolar!
Öte yandan Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök ise, özelleşecek fabrikalardan belki bir iki tanesinin şeker üretmeye devam edeceğini, diğer hepsinin kapatılacağını söyleyip, herkesi şeker fabrikalarının özelleştirilmelerine “dur” demeye çağırdı. Bir fabrikanın kapanmasının mali bilançosunun 3 milyar dolar olduğunu belirten İsa Gök, “Türkiye şeker üreten değil ithal eden bir ülke olacak. İthalattan yıllık 5-6 milyar dolar zarar edecek” dedi.

Yarım milyona yakın çiftçiyi ilgilendiriyor
Ülkemizde yaklaşık 450 bin çiftçi tarafından “yazılı sözleşme usulüyle” üretilen şeker pancarı, yirmi beşi devlete, altısı PANKOBİRLİĞE, biri PANKOBİRLİK özel sektör ortaklığına ve bir tanesi de özel sektöre ait toplam 33 şeker fabrikası tarafından alınarak işleniyor. Tarımda üretim yapan pek çok çiftçi gibi, şeker pancarı üreticisi de üzgün ve çaresiz. Nasıl olmasın ki!.. Son 10 yıldır şeker pancarındaki artışın, enflasyon ve girdi fiyatlarından çok gerilerde olduğundan yakınan üreticiler, devletin yaptığı gübre ve mazot desteğini de dertlerine çare olarak göremiyorlar. İhtiyaçları olan gübrenin sadece yüzde 7’sini devletin karşıladığını öğrenince, onlara hak vermemek zor
doğrusu.
Ancak şeker pancarı üreticilerinin belini büken en önemli şey, ürettikleri ürüne konulan kota oluyor!

Kotaların düşmesi
çiftçiyi kaçırıyor
Pancar kotasının her yıl biraz daha düşmesi, özellikle kamu fabrikalarının yüzde 62 kapasiteyle çalışmasını gerektiriyor. Bu kota düşüşlerinin, fabrikalarda stok oluşmasının ve artan nüfusa paralel tüketimin artmıyor gibi görünmesinin en önemli sebebi ise kaçak şeker.
Özellikle nişasta bazlı şeker üretiminde yaşanan kontrolsüzlüğü ve sınırlarımızdan “kamıştan üretilen” ucuz kaçak şekerin girmesini engelleyemeyerek, yasadışı şekerin boyutunun 1 milyon tona ulaşmasına neden oluyoruz.

Yasa geldi böyle oldu!
1998 yılından sonra kota sistemi uygulanmaya başlanan şeker pancarı üretiminde, 4634 sayılı Şeker Kanunu’nun çıkmasının ardından şu olumsuz gelişmeler yaşandı:
* Pancar üreticileri, yaklaşık olarak 2 milyon dekar arazide artık pancar ekemiyor.
* 175 bin çiftçi üretim dışına çıkarıldı, artık pancar üretemiyorlar.
* Pancar üreticileri aile başına 1,8 milyar gelir kaybına uğradı, yoksullaştırıldı.
* 200 bin büyükbaş hayvanın yaş küspe ihtiyacı karşılanamıyor.
* Şeker fabrikalarında çalışan işçiler işlerinden ve aşlarından oldular ve özelleştirmelerin ardından daha da olacaklar.
* 18 milyon ton olan şekerpancarı üretimimiz yarıya yakın azaldı ve 11 milyon tona geriledi.
* Ülkemizin çevresel/ekolojik dengesi, azalan şekerpancarı üretimi oranında bozuldu. Çünkü 1 dekar şekerpancarının sağladığı oksijen, 3 dekar çam ormanına eşittir.

İşte, topun ucundaki fabrikalar!
Özelleştirme kapsamına alınıp, önümüzdeki yıl satışa çıkarılacak şeker fabrikalarından acaba kaçı yine şeker üretebilecek? Hangileri, bize kendi şekerini ya da mısırını satmak isteyen “gizli eller” tarafından yok edilecek? Bu soruların yanıtı, bu sektörden geçimini sağlayan yaklaşık 2.5 milyon insanı çok yakından ilgilendiriyor.
Et-Balık Kurumu’nun özelleştirilmesinde bile bile yaşanan ve yaşatılan çirkinliklerin (satılan fabrikaların kapatılıp, arazilerinin satılması gibi), şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde de yaşanmaması için gerekli tedbirler alınacak mı?
İşsizlik yaşanan pek çok ilde istihdam sağlayan ve satılıp kapanmaları halinde o illerde daha geniş çaplı işsizlik yaratacak fabrikaların, bulundukları il ve ilçelere göre listesi:
(Şeker üretim fabrikaları:) Afyon, Ağrı, Alpullu (Kırklareli), Ankara, Bor (Niğde), Burdur, Çarşamba (Samsun), Çorum, Elazığ, Elbistan (Kahramanmaraş), Erciş (Van), Ereğli (Konya), Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Ilgın (Konya), Kars, Kastamonu, Kırşehir, Malatya, Muş, Susurluk (Balıkesir), Turhal (Tokat), Uşak, Yozgat.
(Makine fabrikaları:) Afyon, Ankara, Erzincan, Eskişehir, Turhal (Tokat), Ankara Elektro Mekanik Aygıtlar Fabrikası
(Tohum işleme fabrikası:) Ankara

bonsoir 03-29-2008 04:15 AM

Cevap : Tarımın Bilinçli Yok Edilişi - 10
 
Bir ülkenin kaleleri fabrikalarıdır.dış ülkelerin esareti altında ezilmeyelim . Bir reklem vardı yıllar önce tv de ben o sözü devlet büyüklerine ithaf ediyorum.Yöneticimiz uyuyormuuuuu

Equinox 03-30-2008 11:24 PM

Cevap : Tarımın Bilinçli Yok Edilişi - 10
 
Bir zamanlar yöneticilerimiz "Küçük Amerika Olacağız" diye öğünüyorlardı sonuç: Ortada nihayet küçük amerika olduk fakat bu pahada tüm benliğimizi yitirdik. Başka uluslara teslim edilmiş bir yönetimle özgür olunmaz malesef.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.