ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Genel Konular (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=324)
-   -   Namaz Ve Önemi - Önce Borçlar Sonra Nafileler! (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=334913)

Prof. Dr. Sinsi 07-28-2012 03:45 AM

Namaz Ve Önemi - Önce Borçlar Sonra Nafileler!
 



Namaz ve önemi - Önce borçlar sonra nafileler!
Önce borçlar sonra nafileler!


Nâfile ibâdetlerin sevâbına kavuşabilmek için, îmânda ve farzlarda kusûr olmamak ve günahlara tevbe etmek ve ibâdet olarak yapmağa niyyet etmek şartdır. Farz borcu olanın, sünnetleri, nafileleri kabul olmaz.
Abdülkâdir-i Geylânînin hazretleri “Fütûhulgayb” kitâbının ve bunun, Abdülhak Dehlevî, fârisî şerhinin, Hindistân baskısı, ikiyüzyetmişdördüncü sahîfede, Hz. Alî aşağıdaki hadîs-i şerîfi haber verdi:
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “Farz namazı kılmamış olanın nâfile namazları kılması, vakti temâm olmuş hâmile kadına benzer. Çocuğu olacağı günlerde, çocuğu düşürür, aldırır. Çocuğu yok olduğu için, bu kadına, hâmile denemez. Ana da denemez. Bu kimse de böyledir. Farz namazlarını ödemedikce, Allahü teâlâ, nâfile namazlarını kabûl etmez”.
Büyük âlim, hadîs-i şerîf mütehassısı Abdülhak Dehlevî hazretleri, bu kitâbı fârisî şerh ederken buyuruyor ki, “Bu hadîs-i şerîf, farz borclarını kazâ etmeyip de, sünnetleri ve nâfileleri kılanların, boş yere uğraşdıklarını bildirmekdedir. Çünkü, farz ve vâcib olmıyan namazlara nâfile namâz denir. Farzlarla birlikde kılınan nâfilelere (Müekked sünnet) namâzlar denir. Farzla birlikde kılınması bildirilmiyenlere (Zevâid sünnet) namazları denir”.
Farz namazın önemi ile ilgili hadis-i şeriflerde buyurdu ki:
“Kıyâmet günü, îmandan sonra, ilk suâl namazdan olacaktır”
“Allahü teâlâ buyuracak ki, “Ey kulum, namaz hesabının altından kalkarsan, kurtuluş senindir. Öteki hesapları kolaylaştırırım!”.
“Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmıyan kimse, bir hukbe Cehennemde kalacaktır!” (Bir hukbe seksen senedir.)
Dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mütehassıs olan S. Abdülhakim Arvasî hazretleri, “Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet etmek, dört mezhepte de gerekir. Hanefî mezhebinde, namazı özürsüz kazaya bırakmak ekber-i kebâirdir. Bu çok büyük günah, her namaz kılacak kadar boş zaman geçince, bir misli artmaktadır. Çünkü, namazı boş zamanlarda hemen kaza etmek de farzdır.
Hesaba, sayıya sığmıyan bu müdhiş günahtan ve azâbından kurtulmak için, sabah namazından başka dört vakit namazın sünnetlerini ve Cuma namazlarının ilk, son ve vakit sünnetlerini kılarken, kılınmamış farz namazını ve yatsının son sünnetini kılarken vitr namazını kaza etmeye niyet ederek kılmalıdır. Böyle olduğunu isbât eden delîller, Hanefî âlimlerinin kitaplarında pek çoktur.
Sünnetleri kaza niyetiyle kılmak için, öğle namazının ilk dört rekât sünnetini kılarken, ilk kazaya kalmış öğlenin farzını niyet ederek, kaza kılmalıdır. Öğlenin son sünnetini kılarken, ilk kazaya kalmış sabahın farzını niyet ederek, kaza kılmalıdır. İkindinin sünnetini kılarken, ikindi farzını niyet ederek, kaza kılmalıdır. Akşamın sünnetini kılarken, üç rekât akşam farzını niyet ederek, kaza kılmalıdır. Yatsının ilk sünnetini kılarken, yatsı farzını ve son sünnetini kılarken de, ilk kazaya kalmış vitri niyet ederek üç rekât olarak, kaza etmelidir. Böylece her gün bir günlük kaza ödenir. Terâvîh namazlarını kılarken de, kaza niyet ederek, kaza kılmalıdır. Kaç senelik kaza namazı varsa, buna, o kadar sene devam etmelidir. Kazalar bitince, yine sünnetleri kılmaya başlamalıdır” buyuruyor.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.