ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Genel Konular (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=324)
-   -   İyi İnsan Olmak (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=332652)

Prof. Dr. Sinsi 07-27-2012 03:49 PM

İyi İnsan Olmak
 



Iyi Insan Olmak
İYİ İNSAN OLMAK




Lokman Hakim, kaliteli insan olabilmek için sekiz haslet olduğunu, bunlara titizlikle uyulduğunda kurtuluşa erişeceğini beyan ediyor Kâmil bir insanda olması gereken özellikler, bir göz atalım: Lokman Hakim diyor ki:

“1- Namazda iken kalbini,

2- İnsanlar arasındayken dilini,

3- Sofrada iken elini,

4- Başkalarının evindeyken gözünü muhafaza et!


Diğer dört hasletin de ikisini alıp daima hatırla, ikisini de unut! Her ahvalde hatırlayacağın iki husustan birincisi, Allah Teâlâ’dır ki, O’nu çokça zikret İkincisi ise, ölümdür ki onu da hiç unutma!


Unutacağın iki şeyden biri, başkasına yapmış olduğun iyiliklerdir ki, hemen unut! Bir de, başkalarının sana yapmış olduğu kötülükleri unut

Eğer dikkatli olur da, bu sekiz hasletle amel edersen, kurtuluşa erersin”


Görülüyor ki, kurtuluşun reçetesi açıkça sunulmuştur Kaliteli insanın daima iyilik tarafı ağır basacak, devamlı iyiliklerle iştigal edecek ki, kâmil insan olabilsin Kendisine haksızlık yapılsa dahi iyi düşüncesini değiştirmeyecek, kin ve intikam hırsına kapılmayacaktır Bunun aksini yaparsa zaten o insanın olgunluğundan söz edilemez


Hz Peygamber Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:

“Size iyilik yapanlara karşı iyilik yapmak, fenalık yapanlara da fenalık yapmak meziyet değildir Asıl meziyet, size fenalık yapanlara karşı aynı şekilde mukabelede bulunmayıp iyilik yapabilmektir” (Tirmizî)


Din, Allah'ın insanlara bildirdiği ilâhî bir kanun, dindarlık ise insanın kendi arzusu ile bu nizama uyması olduğuna göre, hakiki iyilik, hayrı, Allah katında iyi olduğu için yapmaktır Çünkü böylesi bir imanla hayır işlemek Allah'ın hoşnutluğunu talep demektir Allah katında hayır olan her işin neticesinde bir sevabın bulunduğu, bu sevabın en büyüğünün ise "Allah'ın rızası" olduğu kabul edilirse, hayrın fazileti ve önemi inkâr edilmez


Kur'an'ın, hayra davet edenleri "en hayırlı ümmet" olarak nitelendirmesi hayrın faziletini; "iyilikte insanları yarışa teşvik etmesi" de hayrın önemini belirtir


"Ey müminler, rükû edin, secde edin, Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki umduğunuza erip kurtulasınız" (Hacc 77) mealindeki bu ayet ve benzeri diğer ayetler ise hayrın, ibadetlerin tümünü kapsayıcı özelliğine ve hayır işle-minin gereğine işaret eder

Hayır işlemenin ve hayra davet etmenin en iyi nümunesi olan Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem:

“İnsanların en hayırlısı, Allah'ın kitabını en çok okuyan (ve emirlerine uyup yasaklarından sakınarak) Allah’tan en çok korkan, iyiliği emredip kötülüklerden sakındıran, akrabayı en çok ziyaret edendir" (Ramuz el-Ehadis) buyurarak hayrın faziletinin yanında mahiyetine de yeterince açıklık getirmiştir Ayrıca Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin:

“İyiliğe delalet eden kimseye o iyiliği yapanların ecri gibi sevap vardır" buyurması ise, hayır yapmanın yanında ona vesile olmanın da önemine ve faziletine işaret eder


Ayet ve hadislerde fazileti ve önemi açıkça belirtilen hayrı işlemenin ve hayırlı bir insan olmanın ilk şartı, "sağlam bir imanla iyiliği ilke haline getirmektir" Bu şuura eren müslümanlar, inançlarından kaynaklanan hayır sevgisini hayatlarına nakşedip, yaşadıkları her yerde kalıcı hayır eserleri yapmakla adeta anıtlaşmışlardır Bu eserler günümüzde olduğu gibi sadece maddî çıkar sağlama amacıyla değil, aksine Allah'ın hoşnutluğunu kazanıp insanlığın ihtiyacını karşılamak gayesiyle yapılmıştır


Yaratan’ın, tüm nimetlerinden fazlasıyla yararlanan insan, kendisini yaratana karşı tüm sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır Mademki bu dünya ahiretin imtihan tarlasıdır; o halde imtihanın gereğini yerine getirmelidir İslam’ın tüm kural ve kaidelerine uyup imtihanı kazanma çabası içinde olmalıdır

İnsanın, iyi olma yolunda harcadığı çabanın yüce Allah tarafından boşa çıkarılmayacağı Kur’an-ı Mübin’de açık bir şekilde belirtilmektedir İyi ve kaliteli insan olma yolunda atılan her adım, onu bu dünyada mutluluk ve huzura götüreceği gibi öbür âlemde de ebedî saadete ulaştıracaktır Bu hâl, insanın iç dinamizminin harekete geçmesini sağlayacak ve onu ataletten kurtaracaktır Geçici heva ve hevesler uğruna ebedî âlemi kaybetmeye, akıllı insanın hiç hakkı yoktur


Allah insanı bir imtihandan geçmesi için bu dünyaya göndermiştir O, Rasulleri aracılığıyla Hakkı (İslam’ı) vahyetmiş ve insana bu gerçeğe inanma veya inanmama özgürlüğünü vermiştir İnandıktan sonra da ona teslim olma veya olmama özgürlüğünü vermiştir İmtihan sırrı sebebiyle ahiret, cennet, cehennem gibi hususlar perdelenmiş, ecel gizlenmiştir


Yüce Yaratan, dileseydi tek tip insan yaratabilirdi Hani, günümüzde kurşun asker olarak tabir ediliyor ya, işte öyle O zaman; iyi kötü, güzel çirkin, Hak batıl ve daha birçok mefhum ayırt edilemeyecek, dolayısıyla imtihanın ve yaradılışın hiçbir önemi ve anlamı kalmayacaktı Allah, gerçeği hiçbir zaman herkesin kayıtsız şartsız kabul edeceği bir şekilde çırılçıplak gözler önüne sermez; çünkü o zaman imtihan diye bir şey söz konusu olmaz ve başarı veya başarısızlık kavramları anlamlarını yitirir O zaman insanın düşünce özgürlüğü de elinden alınmış olurdu Bu ise hesap gününde insanın mazeretler ileri sürmesini sağlardı


İyilikte yarışan insan olmalıyız Başkalarında görmek istediğimiz güzellikleri önce kendi nefsimizde yaşamalıyız Her şeyin iyi ve hoş tarafını görmeliyiz Kötü olarak tanımladığımız kişilerin dahi mutlaka iyi bir tarafı vardır Adamın yetmiş tane iyi tarafı var biz onları göremiyoruz, bunun yanında bir kötü tarafını hemen görüyor, onu dilimize doluyor ve yargılamaya başlıyoruz Yeter ki biz ona iyi gözle bakalım Kişinin hatalarını, kırıcı ve yıkıcı bir şekilde değil de yapıcı ve olur tarafından kendisine münasip bir lisanla anlatırsak, her şeyin çok güzel olacağından emin olabiliriz Dünya dediğin ne ki… Yalancı bir saltanattan başka bir şey değildir Sonu hüsran ve sonu acı, devrik bir saltanat değil mi?


Güneş ufkumuza düştüğünde hesabımız şu olmalı: “Bugün Allah için hangi iyilikleri yapayım? Hangi kötülüklerden sakınayım veya sakındırayım? Şu güzel günü müslümanca nasıl yaşayayım? Bütün fiil ve davranışlarımda bulunduğum mevki ve makamda topluma ve Yaratan’ıma karşı nasıl daha verimli olurum?” Bu düşüncelerimizi pratiğe de yansıttığımızda göreceğiz ki her şey iyi, herkes güzel ve has, yollardan engeller kalkmış, huzur ve saadetin yolu açılmış



Fatih Yılmaz


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.